Yerel seçimlerden sonra görevi bırakacağı iddia edilen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bugün Diyarbakır'da partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. BDP içerisinde eşbaşkanlık konusunda bir tartışma olmadığını, kendi istifasının da söz konusu olmadığına işaret eden Demirtaş, "Partimizde eşbaşkanlık konusunda bir tartışma yoktur. İstifam da söz konusu değildir. Ama bu koltukları babamızdan devralmadık. Halkın emanetinin temsilcileriyiz. Biz de zamanı gelince teslim etmesini biliriz. O zaman gelince, bunu konuşur tartışırız. Seçim sonuçlarına göre partimiz tartışmalarını yapar. Bütün tartışmalar partinin başarıya ulaşması konusundadır. Partimiz kişilere bağlı değildir. Kişilere, şahıslara bağlı bir politika yürütmedi, yürütmeyecek. Bizler de koltuğa yapışıp kalan, koltuk sevdalısı değiliz. Halkın bize emanet ettiği ateşten gömlek emanetinin temsilciyiz. Yeri geldiğinde tabiki biz de teslim edeceğiz. Konumumuz ne olursa olsun partiyi zarara uğratacak bir konumumuz olmaz. Öleceksek de bu hareket içinde öleceğiz. Partiden ayrılmamız, halkın değerlerine ihanet olur. Bu halka destek sunmak için ila eş başkan, ya da vekil olmak gerekmez" dedi.

"BAŞBAKAN SÜRECİN BİTTİĞİNİ TEYİT ETTİ"

Türkiye'nin birinci gündem maddesinin demokratikleşme paketi olduğunu söyleyen Demirtaş, ükümetin bu sürecin başında, bir müzakereden söz ettiğini ve bunu bir karşılıklı diyalog üzerine kurulu bir süreç olarak tanımladığını belirterek, "Söz konsu çözüm süreci 21 Mart Diyarbakır Nevruz'unda Öcalan kamuyona yaptığı açıklamasıyla resmileştiğini biliyoruz. O günden bugüne yaşanan gelişmeler, sonrasında ikinci aşamaya geçildiğinde hükümetin açıklamaları, geçen haftaki demokratikleşme paketi. Tüm bunları değerlendiğimizde, başta müzakere ve çözüme sürecineden sözediyordu, muhataplardan sözediyordu. İmralı'da Öcalan'la görüşmeleri kabul ediyordu. Karşılıklı diyalog görüşme üzerine kurulu bir uzlamşa süreci olarak tanımlıyordu. Geçen hafta açıklanan paketi değerlendirmeden önce şunu belirtelim. Paketi açıklarken hiç bir sürecin kalmadığını teyit ediyordu. Bugün yaptığı açıklamada, ortada bir süreç olduğunu, birileriyle konuşulduğunu dahi kabul etmiyor. Açıkladığı paketin süreçle alakası yok, bunu kendileri söylüyor. İmralı'da Öcalan'la görüşülmüyor onlara göre. Hükümet, şuanda filen olmasa bile kamuyou nezdinde süreci bitirmiş durumda. Bugünkü grup toplantısında Başbakan ortada süreç olduğunu kabul etmiyor. Açıkladığı paketin süreçle de alakası yok. Ortada diyalog da yok. Hükümet fiili olarak süreci bitirmiş haldedir" dedi.

"ÖCALAN VE ALEVİLER'İN GÖRÜŞLERİ ALINMADI"

Paketin süreçle bağlantısını kurmak isteyenlerin sert bir şekilde baskı altına alındığını ifade eden Demirtaş, "Hükümet nezdinde böyle bir süreç yok. Paketin süreçle bağını kurmak isteyenlere de sert cevap vermiştir. Bunun AKP'nin politikaları olduğunu söylüyor. Öcalan İmralı'da elinizde rehin tutulan bir mahkum. Sizin onayınız olmadan hiç bir heyetle görüşme yapamaz. Sizin heyetiniz zorla İmralı'ya getirmemiştir. Başbakan'ın isteği, verdiği destekle görüşmeler başlamıştır. Şimdi bunu yok saymak tamamen korkaklık, aymazlık iki yüzlülüktür. Kendi başlattıkları sürecin arkasında duramıyor olmak siyasi korkaklıktır.Bunun adına müzakere diyalog diyemiyorsanız, akil insanları neden sokağa dökerek süreci anlatmaya çalıştınız? Bu paketin açıklanma biçimi, hazırlanma biçimi tümüyle müzakereyi koparma üzerine inşa edilmiştir. Bu paketle ilgili BDP'nin tek bir görüşü alınmamıştır. Müzakereyi yürüten tarafların görüşü alınmamıştır. Öcalan'ın, Aleviler'in görüşleri alınmadı. Tekçi bir dayatmayla 'bu paket budur' dediler. Müzakereye niyetiniz yoksa paçaları niye sıvadınız" AKP'nin kara kaşı kara gözü için süreci desteklemiyoruz. Türkiye halkı, barışı hak ettiği için destekliyoruz. Sürece verdiğimiz desteğin, kredinin yüzde 80'ini AKP kendi kişisel ihtiyaçları için harcamıştır. Partisini ve iktidarını güçlendirmek için harcamıştır. Bu AKP'nin ilk defa yaptığı bir şey mi? Hayır. Müzakerelere geçirilmesi gereken bir havada çıkmışlar kendi kişisel hedeflerini karşılayan, karşı muhatabı hiçe sayan paketler açıklamışlar, kendi kendilerine gelin güvey olmuşlar" diye konuştu.

"AKP SEVENLER DERNEĞİ MİYİZ?"

Öcalan'ın, İmralı'da kendisini ziyarete gelen heyeti defalarca uyardığını kaydeden Demirtaş, beklentilerin artmasına rağmen, açıklanan paketle muhatabın hiçe alındığını dile getirerek, "Öcalan, İmralı'da kendisini ziyarete giden heyetleri defalarca uyardı. Beklenti, diyalogun daha da artmasına yönelikken, çıkmışlar karşısındaki muhatabı hiçe alan bir anlayışla paketi açıklıyorlar. Herkesin de kendi kuyruklarına takılmasını bekliyorlar. Siz siyasi partisiniz de biz de AKP sevenler derneği miyiz? Paket AKP'nin yüzünün teşhir olmasından başka bir şey değil" diye konuştu.

"MESİR MACUNU DAĞITIR GİBİ HAK DAĞITIYOR"

Hükümetin açıkladığı demokratikleşme paketi kapsamında bulunan andımızın kaldırılması, anadilde özel okullarda eğitimin yapılacak olması ile başörtüsü konularına da değinen Demirtaş, Özel okulda ana dilde eğitim serbest olunca Kürt çocuklarını, senin okullarına mecbur edeceksin, buna da eşit yurttaşlık diyeceksin, yemezler. Kürt çocuğu neden özel okulda öğrencek? Neden devlet okulunda öğrenmeyecek? Anadilde eğitimin önünde ne engel var? Halk mı istemiyor? Akil adamların hazırladığı rapora baksınlar. Kürtler'in hakları Başbakanın elinde rehin kalsın isteniyor. Ama öyle yağma yok artık. Kürdü de Türkü, Rum'u, Çerkezi de, kimin ne mal olduğunu artık çok iyi biliyor. Sen kimsin ki sadaka dağıtır gibi hak dağıtıyorsun? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak gasp edilmiş hakları dağıtmak zorundasın. Bunu yapmazsan halk seni nasıl getirdiyse, öyle de götürmesini bilir. Sanki mesir macunu dağıtır gibi hak dağıtıyor görünüyor" dedi.

"YÜZDE 50 OY ALIYORSUN NİYE KORKUYORSUN"

Demokratikleşme paketindeki seçim parajı ile ilgili seçeneklerin yersiz olduğuna dikkat çeken Demirtaş, "Başbakan, 'seçim barajını biz mi getirdik? Niye kaldıralım?' diyordu. Aynı Başbakan çıkmış 3 seçenek sunuyor. Hani kaldırmayacaktınız, hani Kenan Evren yapmıştı? Kendisine yarayan formülü getiriyor. Gerçekten demokrasiye inanıyorsan, seçim barajını indirelim, bugünkü sistem devam etsin. Kimden niye korkuyorsun? Yüzde 50 oy alıyorsun işte. Niye işi sağa sola kıvırıyorsun, neyin hesabını yapıyorsun? Yine kendi hesabına göre süreci ilerletmeye çalışıyor" dedi.

"BATIDA HDP"

Yerel seçimlerde Türkiye'nin batısındaki kentlerde HDP, Doğu ve Güneydoğu'da ise BDP olarak seçimlere gireceklerini açıklayan Demirtaş, "Batıda HDP, Kürdistan'da BDP olarak yürüteceğiz. Türkiye demokratik ve sol hareketleriyle ortak platformumuzdur. Dün seçim bildirgemiz yayınlandı. HDK ve BDP ayırımı asla yapılmamalı. İtifak yaptığımız bir parti değil, bizzatihi kendi partimizdir. Batıda HDP'nin başarısı için mücadele edeceğiz. Kadın kotası partimizde ilkesel bir duruştur. Dün açıkladığımız yerler yetersizdir. Bunlar asgari kadın aday göstereceğimiz yerlerdir, daha fazla da olabilir. İnşallah da kazanacaklar. Türkiyede ilk kez büyükşehir belediye başkanı bir kadın olacaktır. Kadın arkadaşlarımıza yoldaşlarımıza ve analarımıza güveniyoruz" dedi.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yaptığı konuşmadan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Rahatsızlığından dolayı genel kurula katılamadığını belirten Demirtaş, "Aslında Gültan Kışanak da konuşma yapabilirdi. Ancak kendisi de Siirt'in Pervari İlçesi'nin ücra bir köyünde olduğu için o da genel kurula yetişemedi. Ben de rahatsızlığımdan dolayı tedavi gördüğüm Diyarbakır'da kalmak zorunda kaldım. Tartışmalar olunca sizin karşınıza çıkmam gerekti. BDP'de kriz durumu yok. Partimizin kadın adayını burada ön seçimle belirleyeceğiz. Diyarbakır ve Hakkari için şu an üstünde anlaştığımız bir isim yoktur. Hafta sonuna kadar bir heyetimizin İmralı'ya gitmesini bekliyoruz. Adalet Bakanlığı'ndan haber bekliyoruz. Bir gelişme olursa gerekenleri paylaşırız" dedi.

BİR TEK ERDOĞAN HERHALDE SABAH YENİ BİR TÜRKİYE'YE UYANDI

Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan'ın İmralı dönüşü yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine Demirtaş, "Mehmet Öcalan'ın dediği gibi bu İmralı'nın paketi değil. Bir tek Tayyip Erdoğan'ın paketidir. Bir tek kendisi herhalde sabah yeni bir Türkiye'ye uyandı. Bizim uyandığımız Türkiye aynıydı" şeklinde yanıtladı.

Genel Kurmay Başkanlığı internet sitesinde, çatışmalarda PKK'lıların öldürüldüğü yerin müze haline getirildiği yönündeki haberin hatırlatıldığı Demirtaş, "Genelkurmay'ın işi değil o değil. Halk kendisi yapıyor. Halkın değerlerine dönük sosyal çalışmalardır. Partimiz de bu çalışmaları destekliyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın bu işlere çok fazla karışmaması lazım. Halkın değerleridir. Halkın değerleriyle çok fazla oynamamak lazım" dedi.

Milletvekillerinin başkan adayı olabileceği ve seçim sonrası olağanüstü kongre ile ilgili bir soruya da Demirtaş "Vekiller başkan adayı olabilir. Ama çok desteklediğimiz bir durum değil. Olağanüstü kongre, partinin güçlendirilmesi için yapılır. Seçimden sonra bu çalışmayı yürütüeceğiz. Yada zaten olağan kongre tarihi yaklaşıyor olur, o zaman kongrede parti güçlendirmek adına çalışmaları yaparız" diye cevapladı.

Sürecin devam etmesi için hükümetin hangi adımları atması gerektiği sorulan Demirtaş, "İmralı'da müzakerelerin önünü açacak düzenlemelerin yapılması gerekir. İnsanların adaya gidiş gelişinin normalleşmesi lazım. Müzakere kapsamında, yapılan ziyaretlerde her başlığın konşulması lazım. Anadilde eğitim ve bölgesel konuların ele anılması lazım. Bu çözülmediği müddetçe sorun çözülmeyecek. Temel konularda hükümütin bir çözüm programını önüne koyması lazım" diye konuştu.

Mardin'in Suriye sınırındaki, Nusaybin İlçesi'nde yapımına başlanan duvarla ilgili soruya da Demirtaş, "Evet Nusaybin Belediyesi sınırları içerisinde kaçak bir inşaat yapılıyor. Belediye kaldırabilir ama siyasi bir krize yolaçabilir. Kürdü Kürt'ten ayırabilmeyi düşünmek saflık olur, o duvarı boşuna yapıyorlar" şeklinde yanıtladı.

DHA