Avrupa Barolar ve Hukuk Birlikleri Konseyi (Council of Bars and Law Societies of Europe-CCBE), Türkiye’de insan haklarını savunma yönündeki olağanüstü kendini adama, azim ve cesareti nedeniyle İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyelerini, 2013 yılı CCBE İnsan Hakları Ödülü'ne layık gördü. Ödül Brüksel’de yapılan CCBE Genel Kurulu’nda sahiplerine verildi.

-TEVFİK FİKRET’İN ŞİİRİNİ OKUDULAR-

Yapılan genel kurul sonrası yeni başkan olması beklenen Michel Benichou ise “Demokrasinin özünü korumak için yurttaşların haklarını ve hukuku korumak gerekiyor. Bu sözleri çok tekrarlıyoruz ama bu gerekli. Adayları değerlendirdikten sonra ödülü İstanbul Barosu’na vermeye karar verdik. Türkiye’de son yıllarda avukatlık mesleğini yürütmek zorlaştı. Keyfi baskılar ve tutuklamalar yapılıyor. 36 avukat hala içeride. İstanbul Barosu başkanı meslektaşları için mücadele etti. CCBE’nin görevi ülkelerin içişlerine karışmak değil. Ancak Türkiye’deki özgürlükler ve savunma hakkı üzerindeki aşırı hükümet baskısı kabul edilemez” dedi. Benichou, Tevfik Fikret’in “Evet, sabah olacaktır, sabah olursa, geceler “ dizelerini içeren “Sabah olursa” şiirini okudu ve “Türkiye’de de aydınlık günlerin yakın olduğunu” söyledi.

-KOCASAKAL: HAKKIMIZDA AÇILAN DAVALAR GÖZDAĞI AMAÇLI-

Ödülü aldıktan sonra bir teşekkür konuşması yapan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal hukukun üstünlüğünün önemini vurgularken “Baskılara, hukuksuzluklara, zulme boyun eğmediğimiz için şu anda sanık ve şüpheliler olarak huzurunuzda bulunuyoruz. Ancak bildiğiniz gibi tarihin bazı dönemlerinde yargılanmak, sanık olmak bir onurdur. Yargılamak ise ağır bir yük olur. Sokrates’i yargılayanların adını bilen veya hatırlayan var mı? Dreyfus davasının yargıçlarını hatırlayan, bilen var mı? Yargı aslında kendisini yargılayacak ve kendisi ile ilgili bir hüküm verecek. Bizim hakkımızdaki gerçek hükmü ise kamuoyu ve tarih verecektir. Bizler herhangi bir suç işlemedik, yargılanmamız tamamen siyasidir ve gözdağı amaçlıdır. Hakkımızda dava açan da, yargılayan da siyasi güçtür” dedi. Konuşmasında Türkiye’de hukukun ve hukuk devleti ilkelerinin ayaklar altına alındığının ve yargının tamamen ele geçirilip tutsak hale getirildiğinin, hak ve özgürlüklerin gittikçe kısıtlandığının ve özel hayata müdahale edildiğinin altını çizen Kocasakal “Hiç kimsenin hukuk güvenliği kalmamıştır” dedi. CCBE’nin verdiği ödül için teşekkür eden Kocasakal “Bu ödülü kendimiz için değil, İstanbul Barosu ve onun üyesi avukatlar ile, Türkiye’de hukuk mücadelesi veren tüm meslektaşlarımız ve barolar adına kabul ettiğimizi ifade etmek isterim” dedi. Hukukun üstünlüğü mücadelesine yılmadan devam edeceklerini belirten baro başkanı, tüm avukatları 7 ocak’ta yapılacak olan ikinci duruşmalarını desteklemeye çağırdı.

-ÖDÜL-

Avrupa Baroları ve Hukuk Birlikleri Konseyi (CCBE) 32 tam üye ülke (27’si Avrupa Birliği üyesi) ve 11 gözlemci üye ülkenin CCBE’ye üye baroları ve hukuk birlikleri aracılığıyla bir milyonu aşkın Avrupalı avukatı temsil eden bir örgüt. Türkiye Barolar Birliği de CCBE’de “Gözlemci Üye” statüsüne sahip. CCBE 2007 yılından bu yana her yıl “ insan haklarını mesleki ve kişisel tutumları ile destekleyerek avukatlık mesleğini onurlandıran” bir avukat ya da avukat örgütüne İnsan Hakları Ödülü veriyor. Önceki ödüller, 2012 yılında Beyaz Rusya’daki insan hakları kampanyalarına verdiği destek için Pavel Sapelko’ya, 2011 yılında Yasemin devrimi sırasındaki mücadelesi nedeniyle Tunus Barolar Birliği Başkanı Abderrazak Kilani’ye 2010 yılında Meksikalı hukukçular David Peña Rodríguez ve Karla Micheel Salas Ramírez’e, 2009 yılında katledilen Rus Avukat Stanislav Markelov’a, 2008 yılında Çinli Avukat Li Heping ve bombalı Madrid tren saldırısının kurbanlarının yakınlarını savunan bir grup İspanyol avukata ve ödülün ilk kez verildiği 2007 yılında ise Avocats Sans Frontières (ASF) (Sınır Tanımayan Avukatlar) örgütüne verildi.

ANKA