Saygı ÖZTÜRK / SÖZCÜ



Güneydoğu’da bölücü terör örgütüne karşı mücadele ederken hain pusulara düşürülen, mayın tuzakları kurulan, kolunu, bacağını, gözünü kaybeden gazilerin bazıları, tekerlekli sandalyede hayatını sürdürüyor. Ergenekon davasında “terör örgütü yöneticisi” olduğu iddiasıyla ağırlaştırılmış hapis cezası verilen 26. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’u duruşmalarda ve Silivri Cezaevinde yalnız bırakmayan gaziler, dün komutanla orduevinde Cezaevindeki askerlere destek olmak amacıyla oluşturulan “Vardiya Bizde Platformu”nun Sakarya caddesinde saat 12.00’de düzenleyeceği “Sessiz Çığlık” eylemine katılmak üzere Ankara’ya gelen Başbuğ, terör gazileri Koray Gürbüz, İzzet Ertunç, Yılmaz Yiğit, Ertan Acır, Serdar Çelensu, Baran Timuçin, Ali Arman, Bülent Canyurt, Dolunay Ermiş ve Mustafa Köse, Ankara Merkez Orduevi’ne birbuçuk saat sohbet etti.

“Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyoruz”

Bir gazi, “Siz gönlümüzün cumhurbaşkanısınız. İnşallah sizi Cumhurbaşkanı olarak göreceğiz” dedi. Bunun üzerine Başbuğ, “Arkadaşlar, bu konuyu hiç konuşmayalım. Benim şu anda tek mücadelem ve düşüncem cezaevinde haksız yere yatan silah ve kader arkadaşlarımın uğradığı haksızlığı dile getirmektir” karşılığını verdi. Kendisini ziyarete gelen gazilere “sizlerin, Silivri’de Balyoz ve Ergenekon davalarına Ankara’dan gelerek izlediğinizi biliyorum, tanıyorum teşekkür ediyorum” diyen Başbuğ, iki kolunu bir bacağını, bir gözünü Şırnak Özel Harekatta iken kaybeden Yılmaz Yiğit’i tanıdı ve tedavi için Amerika’ya gönderdiğini belirtti. Bunun üzerine gazi Yılmaz Yiğit şunları söyledi: “ABD’de 3 ay 5 gün tedavi gördüm size çok teşekkür ederim. O tedavi sayesinde hayata tutunuyorum. Orada bana yüzmeyi koşmayı yürümeyi bisiklete binmeyi yemek yemeyi öğrettiler"

“Ben daha emekli olmadım”

Başbuğ, gazilere “mücadelemiz devam edecek. Siz gazi oldunuz ama halen mücadeleniz devam ediyor. Vatan için, millet için kolunuz bacağınız yokken koşturuyorsunuz” dedi.

Belden aşağısı felçli olduğu için 27 yıldır tekerlekli sandalyede hayatını sürdüren Ertan Acır da, “komutanım, emekli oldunuz ama siz de halen koşturuyorsunuz. Askerliğimiz bitti ama emrinizde görev yapmaya hazırız” karşılığını verdi. Bunun üzerine Başbuğ şunları söyledi:

“Ben daha emekli olmadım. Mücadeleye devam. Emekli olduktan sonra, söz hep beraber balık tutmaya gideceğiz.”

İki bacağı olmayan İzzzet Ertunç, “siz gittikten sonra özlük haklarımız çok geriledi. Artık gaziler gününde dahi hükümetten, Genelkurmay’dan bizi hatırlayan yok. Sağlık ödemelerimiz bile kesildi. Protezlerimizi dahi zar zor alıyoruz“ diye yakındı Bu duruma üzülen İlker Başbuğ, Genelkturmay Başkanlığı dönemirde gazilerin her türü ihtiyacının karşılandığını, tüm ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması gerektiğini söyledi. Gazi Ertan Acır, çok dertli olduklarını belirtti, “Örneğin, benim kullanabileceğim tekerlekli sandalyenin maliyeti 12 bin TL’yi buluyor, devlet ise bunun ancak 220 TL’sini karşılıyor”

“Emrinizdeki gazi teröristleriz!”

Genelkurmay Başkanı ve bir çok komutanın Ergenekon davasında “terörist” olarak cezaevine konulmasına, Balyoz Davasında yaşanan kumpaslara tepkili olduklarını dile getiren gaziler, “Siz teröristseniz, biz de emrinizde mücadele etmiş gazi teröristleriz” dedi.

Ergenekon davasında yazılan gerekçeli karara da değinen İlker Başbuğ, “Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı ama karar veriyor olması hukukau aykırıdır. Kaldırılan, yok olan mahkemeler kararlarıyla halen varlığını sürdürüyor. Bu çok şaşırtıcı bir durum. Karar için 16 bin sayfa yazılması bu kararın ne kadar gerekçesiz olduğunu gösteriyor” dedi.

“Dramlar yaşanıyor”

Gazilerle hatıra fotoğrafları çektiren, onların sorularını cevaplandıran ve hayli duygulanan İlker Başbuğ, cezaevindeki silah arkadaşlarının durumunu da gazilere şöyle anlattı:

“Ben cezaevinden çıktım ama haksız biçimde halen tutulan arkadaşlarımı unutmadım, bu durumu her platformda dile getiriyorum. Buradaki en büyük acı da yatar silah arkadaşlarımın ailelerinin yaşadığı dramdır. Çocuklar babasız, anneler eşsiz, büyük bir yaşam mücadelesi vermekteler. Eğer bu böyle devam ederse çok büyük dramlar yaşanabilir.”