Gezi eylemleri nedeniyle ‘darbeye teşebbüs‘le suçlanan Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’nın liderlerinin de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkındaki davanın ilk duruşması bugün görülüyor.

DAVA BAŞLADI

Saat 09:30'da başlaması gereken 'Çarşı Davası' için Adliyenin 25 kişilik en küçük salonunda yapılan duruşmada 'yer yetersizliği' tartışması yaşandı. Yaşanan tartışmalar nedeniyle duruşma uzun süre başlayamadı. Mahkeme başkanı Metin Tamirci ise sanıklar, avukatlar, basın mensupları ve milletvekilleri haricindekilerin salondan çıkmasını istedi. Ancak avukat sayısının çok olması nedeniyle izdihama engel olunamadı.

MAHKEME BAŞKANI: NE KADAR MAHKEME DEPLASMANA GİTTİYSE...

Başkan Tamirci'nin "Sanık avukat izleyici sayısı oturtulabilirdi burada yapmaya çalışacağız çünkü ne kadar mahkeme deplasmana gittiyse Türk hukuk sisteminde hep sıkıntı yaşandı" sözlerine karşılık Avukat Ali Rıza Dizdar ‘Silivri’ye deplasmana gitmiyoruz. Aşağıda adliyede büyük duruşma salonu var. Ben şimdi hangi avukata dışarı çıkın diyeyim" yanıtını verdi. Duruşma salonunda ''Biz deplasmanda da kazanırız" sesleri yükseldi.

SALONU DEĞİŞTİ

Salon yetersizliğinden duruşma bir türlü başlayamayınca salon değişti. Mahkeme ancak daha geniş bir salona geçilince başlayabildi. Saat 12.20'de büyük salonun kapıları açıldı. Duruşma salonu açılmadan önce salonun kapısının önünde polisler tarafından önlem alındı. İsim okunarak sanık ve avukatların içeri alınacağı duyurulmasına rağmen kapının açılmasıyla salona girişte izdiham yaşandı.

"OLAY TARİHİNDE TWİTTER ADRESİM YOKTU"

"Örgüt Yönetme Yönetici Olma, kitleleri eyleme katılma hususunda teşvik ettiği, meselenin ağaç meselesi olmadığını söylediği ve twitter üzerinden kitleleri harekete geçirdiği" iddia edilen sanık Yakışkan, olay tarihinde twitter adresinin olmadığını, kimseyi de yönlendirmediğini belirtti.

"ÇARŞI HER TÜRLÜ HUKUKA AYKIRILIĞA, DARBEYE DE KARŞIDIR"

Gezi Parkı eylemlerine katıldığını anlatan Cem Yakışkan, "Ben de gösterilere katıldım. Birkaç ağaç meselesi sözü bana ait değildir. Dava dosyasında bulunan tapelerde 'Çarşı Grubu'nun başında olduğuma ilişkin' konuşmaları kabul etmiyorum. Çarşı Grubu ülke ve dünyaya adını duyurmuş birlikteliktir. Çarşı Grubu tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olan insanlara yardıma hazırdır. Çarşı her türlü hukuka aykırılığa, darbeye de karşıdır. Ona gönül verenler suçlu gösterilemez. Çarsı korunması gereken bir değerdir. Suçlamaları reddediyorum. Suç işlemedim. Çarşı sevgiye, saygıya dayanan bir gruptur, insanların sevgisini kazanmıştır" dedi.

Yakışkan'ın savunmasının tamamlamasının ardından, duruşma salonunda alkış sesleri yükseldi.

"DARBE YAPACAK GÜCÜMÜZ OLSAYDI...."

Mahkeme başkanının, "Darbeyle suçlanıyorsunuz..." demesi üzerine Yakışkan, "Darbe yapacak gücümüz olsaydı Beşiktaş'ı şampiyon yapardık" şeklinde cevap verdi.

Yakışkan'ın bu sözü ise salonda gülüşmelere neden oldu. "Darbe yapmaya yardımcı olmak suçlaması" da hatırlatılan Cem Yakışkan, "Darbeyle siyasetle işimiz yoktur. 80 darbesini gördüm ben. Yardımcı da olmadık" dedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN İLGİNÇ BENZETME

Mahkeme başkanı, Cem Yakışkan'a hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunu kabul edip etmediğini sorarken ilginç benzetmeyle bunu açıkladı. Mahkeme başkanı, "Sarı kart görüyorsunuz. 2. sarıyı görürseniz oyundan çıkarılıyorsunuz" dedi.

''GÜCÜMÜZ OLSA BEŞİKTAŞ'I ŞAMPİYON YAPARDIK''

Duruşma, öğle arasının ardından sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor. Sanıklardan Cem Yakışkan savunmasını yapıyor.

Mahkeme Başkanı'nın ''Darbe yapmaya çalıştınız mı?'' şeklindeki sorusuna Cem Yakışkan, ''Darbe yapabilecek gücümüz olsaydı Çarşı grubu olarak Beşiktaş'ı şampiyon yapardık. 1980'de darbe gördüm ben. Ne demek olduğunu biliyorum. Bizim darbe ile siyasetle işimiz yok. Çarşı'yı terör ve suç örgütü olarak göstermek en hafif ifadeyele haksızlıktır. Çarşı bir simgedir, korunması gereken bir değerdir. Çarşı her türlü hukuka aykırılığa dolayısıyla darbeye de karşıdır'' cevabını verdi.

Cem Yakışkan'ın savunmasının diğer bölümü şöyle:

"Çarşı taraftar grubunun suç ve terör örgütü olarak nitelendirilmesini kesinlikle reddediyorum. Çarşı taraftar grubu Beşiktaş'ın kalbinden doğmuş, ülkemizde ve dünyada adını duyurmuş demokratik bir gruptur. Haksızlıkların karşısında olduk, yardıma ihtiyacı olanların yanında olduk."

ADLİYE ÖNÜNDE TOPLANDILAR



Dava öncesi Çarşı'ya destek için taraftarlar, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanmaya başladı. Beşiktaş taraftarı bir grup, Çarşı pankartı açarak sloganlar eşliğinde adliye önüne geldi.



Başbakanlık Çalışma Ofisi önündeki eyleme katıldıkları gerekçesiyle haklarında ağırlaştırımış müebbet cezası istenen 35 kişi ‘Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ suçundan yargılanacak.

ADLİYEDE 'ÇARŞI' MARŞLARI

Çarşı davası başlamadan önce çok duruşma salonunun bulunduğu koridora gelen bazı taraftarlar Çarşı marşları söyledi. Davanın görüleceği İstanbul 13 . Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapısı saat 09.50'de açıldı.

ÇARŞI'DAN AÇIKLAMA

Çarşı grubu tarafından dava öncesi açıklma yapıldı. Açıklamada, “Ulu Kartal, kimseleri darbecilere, terör örgütlerine methiyeler düzmek, yardım ve yataklık yapmak zorunda bırakmasın. Vicdanınızla kalın!” denildi.

DİĞER TARAFTAR GRUPLARINDAN DA TAM DESTEK

Fenerbahçeliler Derneği, Sol Açık, Vamos Bien, Sopalı Pankart, Tek Yumruk, Kızıl Aslan, Beleştepe, Asi Dramalılar gibi taraftar grupları da Çağlayan’a giderek Çarşı’ya destek vereceklerini duyurdu.

Çarşı'ya destek için adliyeye gelenler arasında CHP'li vekiller ile Berkin Elvan'ın anne ve babası da var.



Duruşmaya CHP'li milletvekilleri İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Umut Oran, Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, CHP eski İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Ressam Bedri Baykam ve çok sayıda Beşiktaş taraftarı duruşmaya izleyici olarak hazır bulundu. Sanıkların savunmak için İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın da aralarında bulunduğu 100 avukat duruşmaya katıldı.

DURUŞMADAN NOTLAR

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyesi 35 kişi hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan açılan davanın ilk duruşmasından bazı savunmalar şöyle:

"ÖRGÜT KURMA İLE İLGİM YOK"

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ni ele geçirmek amacıyla kitleleri yönlendirdiği ve diğer iddialara ilişkin savunma yapan Çarşı'nın tribün liderlerinden Numan Bülent Ergenç, "Suçlamaları reddediyorum. Başbakanlık ofisine yürüyüş 1 Haziran tarihinde olmuştur. Ben o tarihte Tekirdağ'daydım. Örgüt kurma ile ilgim yok. Silahımı hiçbir yerde kullanmadım. Hırsızlık olayları olduğu için silahımı yazlıkta bulunduruyordum. Çarşı Grubu'na 'Orada kalmaya çalışın' dedim. 'Çatışın' demedim. Hiçbir şiddet olayına katılmadım. Demokratik hakkımı kullanarak gösterilere katıldım" diye konuştu.

"Gezi olaylarında insanlar demokratik tepkilerini göstermiştir" diyen Ergenç, "Çarşı yasadışı bir örgüt değildir. Herhangi bir lideri veya yöneticisi yoktur. Gelenekleri vardır" dedi.

Ergenç, "örgüt yöneticiliği" suçlamasına ise, "35 kişilik davada sadece sanık Cem Yakışkan'ı tanıyorum, diğer sanıkların hiçbirini tanımam. Suçlamaları kabul etmiyorum" yanıtını verdi.

"KİMSEDEN EMİR ALIP, KİMSEYE EMİR VERMEDİM"

Tutuksuz sanık Arda Mutlu Doğan da suçlamaları redderek, "Yasadışı gruba üye değilim. Kimseden emir alıp, kimseye emir vermedim. Bunun delili de yokken, üyelikle suçlanmaktayım" dedi.

"GEZİ PARKI OLAYLARI OLARAK BİLİNEN OLAYLARA KARIŞMADIM"

"Gezi Parkı olayları olarak bilinen olaylara karışmadım" diyen Doğan, "Eyleme katılmadım. Hayatımda hiç Gezi Parkı'na da girmedim.

Olayların bittiğini ve parkın açıldığını televizyondan duydum. Türk bayraklı insanların gittiğini görünce merak ettim ve Taksim Meydanı'na gidip yarım saat kaldım. Yasadışı hiçbir şeye karışmadım. Hiçbir kamu malına zarar vermedim. Polislere temas etmedim.

Ortamın bana uygun olmadığını görünce, yarım saat sonra geri döndüm" diye konuştu.

"KAMU MALINA, VATANINA-MİLLETİNE ZARAR VERECEK BİR İNSAN DEĞİLİM"

Bir film çekimi sonrasında, filmde kullanılan kuru-sıkı tabancayı hatıra olarak aldığını belirten Arda Mutlu Doğan, "Filmlerden sonra setten bazı eşyaları hatıra olarak almak bir adettir. Suç olduğunu bilmiyordum. Hiçbir şekilde üzerime alıp, taşıyıp kullanmadım. Ben hiçbir şekilde kamu malına, vatanına-milletine zarar verecek bir insan değilim. Yaşanılan bu süreçte ruh sağlığım bozuldu. Neden bu davanın içerisinde olduğumu bilmiyorum" dedi.

"SANIKLARLA ÖRGÜTSEL İLİŞKİM YOKTUR"

Sanıklardan Sezgin Gülnar da, "Sanıklarla örgütsel ilişkim yoktur. Gezi Parkı eylemlerine katılmadım. Hakkımda dava açılınca şaşırdım" dedi.

Mahkeme Başkanı Gülnar'a "Çarşı Grubu üyesi misin?" diye sordu. Gülnar ise "Bazı Çarşı Grubu üyelerini tanırım. Ben sadece Beşiktaş taraftarıyım. Kimseden talimat almadım, talimat vermedim" diye cevap verdi.

"ÇARŞI GRUBU'NUN ÜYESİ OLDUĞUM SÖYLENEMEZ"
Sanık Kaan Kabaş, "Suçlamalar gerçekçi olmadığından, atılı suçu kabul etmiyorum. Espri niteliğindeki konuşmalar suç olarak karşıma çıkarıldı. Neden buradayım, anlamıyorum. Çarşıda esnafım. Beşiktaş taraftarıyım. Yargılanan insanlardan belki 2 kişiyle görüşmüşümdür. Bu nedenle örgütsel bağdan söz edilemez" dedi.

"ÇARŞI GRUBU'NUN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK YARGILANMASI BİR HATADIR"

Koray Yalnız adlı sanık da, "Taksim'e hiç çıkmadım. Bir gün Beşiktaş'ta bir arkadaşıma misafirliğe gidiyorum, aracım bozulunca olayların içinde kaldık. Beşiktaş taraftarıyım, kendimi Çarşı Grubu ferdi olarak görmüyorum" dedi.

Mahkeme Başkanı'nın, "Çarşı Grubu emir talimatla mı çalışır?" diye sorması üzerine Koray Yalnız, "Çarşı Grubu dünyaya mal olmuş bir gruptur. Terör örgütü olarak yargılanması bir hatadır" diye cevap verdi.

Mahkeme Başkanı'nın, TOMA veya dozer ele geçirme iddiasını sorması üzerine sanık Yalnız, "Olay zamanı ehliyetim bile yoktu. Dozer ya da TOMA kullanma imkanım yoktur" dedi. Mahkeme Başkanı ise, "Sen kullanmamışsındır ama, kullanan arkadaşın oldu mu veya yanına bindin mi?" diye sorması üzerine, Koray Yalnız binmediğini söyledi.

"SANIKLARDAN HİÇBİRİNİ TANIMIYORUM"

Sanık Sarp Dağ da, suçlamaları reddederek, "Başbakanlık ofisine yapıldığı iddia edilen yürüyüş sırasında Bağdat Caddesi'ndeydim. 1 veya 2 kez Beşiktaş maçına gitmişimdir. Çarşı Grubu'yla ilişkim yoktur. Sanıklardan hiçbirini tanımıyorum" diye konuştu.

"BEŞİKTAŞLI DEĞİL FENERBAHÇELİYİM"

Sanık Barış Karaca'nın ise "Beşiktaşlı değil, Fenerbahçeliyim" demesi üzerine salondan alkış yükseldi. Mahkeme Başkanı alkışlayanları "Böyle yapmayın" diyerek uyardı.

Karaca, "Çarşı Grubu'yla ilgim yoktur. Kanunların bana izin verdiği ölçüde, bir gün Akaretler'deki gösterilere katıldım. Darbeye teşebbüs ve diğer suçlamaları kabul etmiyorum" diyerek savunmasını bitirdi.

MAHKEME BAŞKANI: ALKIŞI TRİBÜN GİBİ YAPMAYIN

Sanıkların savunmalarının ardından izleyicilerin alkışlamasına, "Alkışı tribün gibi yapmayın" diye tepki gösteren mahkeme başkanı, sanıkların ifadesini almaya devam ediyor. Sanıklardan Erdener Karataş, Beşiktaş Kongre üyesi olduğunu belirterek, "Örgüt üyesi değilim. Gezi protestoları sırasında Ankara'daydım. Sınav nedeniyle İstanbul'a geldiğimde olaylara denk geldim" dedi.
Gezi olaylarını Ankara'nın Kızılay semtine taşımakla suçlandığı hatırlatılan Karataş'a mahkeme başkanı, "Tam da böyle Ankara'ya gidip geliyorum dedin" diye seslendi. Sanık Karataş ise, "Doğma büyüme Ankaralıyım. İşim nedeniyle Ankara'ya gidip geliyorum. Gezi olayları yüzünden işimi kaybettim" diye konuştu.

"DARBEYLE SUÇLANMAK UTANÇ VERİCİ"

Sanık Volkan Eroloğlu, "Darbeyle suçlanmak benim için utanç verici. Nazmi Furuncu bana Cem Yakışkan'ın 25 bin lira aldığını söylemişti. Eylemde döner bıçağını kullandığımı da ispatlasınlar, buradan aşağıya atarım kendimi. Evde ele geçen döner bıçağı babamın eve getirdiği bıçaklardan biridir. Çarşı ile ilgim yok, darbeyle hiçbir alakam yok" dedi.

"ÇARŞI BİZİZ, BURADAYIZ, AMA DARBECİ DEĞİLİZ"

Burak Bulut adlı sanık da Borsa'da çalıştığını söyleyerek, "Olay günü telefonum çaldı. Telefonu 'Direniyoruz abi' diyerek açtım. Trafikteydim, buradan sadece seyir halinde direnme suçu çıkabilir. 'Diren İMKB' de demiş ve sosyal medyada yazmıştım. Olaylardan dolayı yaşanan düşüş nedeniyle yazmıştım bunu. İlk gece Beşiktaş'ta iş yemeğindeydim. Olayla ilgim yoktur. Beşiktaş'tan Taksim'e giden herkes Başbakanlığa yürümekle suçlanabilir" diye konuştu.
Sanıklardan Ayhan Güner de, "Çarşı biziz, buradayız, ama biz darbeci değiliz. Çarşıya darbe yapılıyor. Bu ilkeyi en iyi tanıtan Çarşı grubudur" şeklinde konuştu.

"LİVERPOOL İLE MAÇIMIZ VAR, YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞIMIN KALDIRILMASINI İSTİYORUM"

Sanık Erdem Işık ise telefon tapelerine ilişkin savunmasında, "Seda kız arkadaşımdır. Telefonda, 'Artık benim bir davam var. Ya burada öleceğim ya da hayatta kalıp direneceğim' sözlerini evdeyken ona hava atmak için söyledim. Evde ele geçirilen pet şişedeki sudur, patlayıcı değil. Bir ricam var; Ben Beşiktaşlıyım, Liverpool ile maçımız var, bu nedenle yurtdışı yasağımın kaldırılmasını istiyorum" dedi.

"ANAYASAL VE DEMOKRATİK HAKLARIMI KULLANARAK GÖSTERİLERE KATILDIM"

Sanıklardan Emre Işık, Beşiktaşlı olduğunu ancak Çarşı grubunun üyesi olmadığını belirterek, "Ben Maltepe Beşiktaşlılar Grubu'nu kurdum. Anayasal ve demokratik haklarımı kullanarak gösterilere katıldım. Hiçbir polise taş atmadım, taşkınlık yapmadım. Darbe ve örgüt suçlarını kabul etmiyorum" diye konuştu.



"BU DAVA BOŞANMAMA NEDEN OLDU"

Sanık Engin Sarar da hiçbir eyleme katılmadığını ifade ederek, "Gezi Otel'in resepsiyonistiyim, yani işyerim orasıdır. Orada aslında mağdur oldum. Bütün gün gaz altında kaldım. Suçlamaları kabul etmiyorum. İyi bir insan ve iyi bir Beşiktaşlıyım" dedi.
Bir diğer sanık Murat Eroğlu ise,"Bu dava boşanmama neden oldu. Terör örgütü üyeliğiyle suçlandığım için eşim korkup gitti" dedi.

"PANKARTLARIM DÜNYACA ÜNLÜDÜR"

Sanık Erol Özdil, "Herhangi bir yürüyüşe katılmadım. Polisle karşı karşıya gelmedim. Çarşı'yı kuran 2-3 kişiden biriyim. Pankartlarım dünyaca ünlüdür. Stadın içinde pankart odam var. Pankartları yaparken maske kullanırım. Evde ele geçirilen maskeler onlardır. Yıldırım Demirören ve Fikret Orman buna şahitlik yapabilir. Gezi Parkı'ndaki hiçbir pankartı ve duvarlardaki Çarşı imzalı yazıları ben yazmadım" diye konuştu.

'AŞK ÖRGÜTLENMEKTİR'

Sanıklardan İbrahim Aydın da, "Çarşı taraftarı bir ruhtur, ağaçtır. Beşiktaş dalıdır. Beşiktaş örgütse, biz de bu örgüte üyeyiz. İsnat edilen suç zamanı eşimle balayındaydım. Şairin de dediği gibi, 'Aşk örgütlenmektir'" dedi.
Sanıkların savunmalarının ardından, duruşma, avukatların taleplerinin alınması ile devam ediyor.