İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

“Hiç kaza olmaz” diye bir anlayışa doğru demek yanlış olur. Sadece maden kazası için demiyorum, her şey için geçerli. Hayat risklerle doludur, istediğiniz gibi testler yapın kaza oranını minimize etmek en ideal olanıdır.
Ama sıfırlamak dünyanın hiçbir yerinde mümkün değildir. Maden ocakları riski en yüksek olan alanlardır.
Bundan sonraki takipler çok daha fazla olacak. Araştırma komisyonu kuruldu.
Yeni acıların yaşanmaması için çalışıyoruz Yüreklerimizi dağlayan Soma faciası milletimize kardeş olma şuurumuzu hissettirdi.
En son Van depreminde acılarımızı paylaşmıştık, herkes seferber olmuştu. Soma’da da 77 milyon tek yürek oldu.

“SOMA’YI DA BİLMEZLER, HARİTADA YERİNİ BİLE BİLMEZLER”

Artık 12 yıl önceki Türkiye yok. Sırbistan’a bile el uzatan bir Türkiye var. Bu Somali’ye, Sırbistan’a el uzatmamıza tepki gösterenler inanın.
Soma’yı da bilmezler, haritada yerini bile bilmezler. Dünyayı kendi oturdukları semtten ibaret bilirler.
Lüks kafelerde otururlar, deniz gören yalılarında boğaza nazır villalarında otururlar .
Ellerinde akıllı telefonlarıyla ahkam keserler, yalan söylerler.
Twitter’da attıkları tweet gündem listesine girmiyorsa bunlar için hiçbir konu önemli değildir.
Bunlar kendileri 140 karakter yazınca dünyayı kurtaran adam zannederler.
Bir yoksul ailenin sofrasına diz kurup oturamazlar.
Bugün Bosna’ya sırtını dönersen, yarın sana sahip çıkacak kardeş bulamazsın.
Yoksulluğun coğrafyası yoktur.

“BUNLAR SADECE VARSIN DEMLENSİNLER”

Ecdadımız gerçekten güzel yapmış. Buralardan Hint yarımadasına donanmalar gönderen bir ecdadımız varsa biz o yolda ilerleriz.
İstanbul’un Anadolu yakasında duvarlara zulüm 1453’te başladı diye yazan ve yazanları destekleten bir zihniyet bizi anlayamaz.
Kömürle, madenle sadece eline istismar malzemesi çıktığında ilgilenenler bizi anlayamaz.
Birileri ölünce, ellerini ovuşturan bir zihniyet bizi anlayamaz.
Kömürün çilesini çeken biziz, en zor işlerde ölümle burun buruna çalışan biziz.
Biz oralardan geliyoruz, her an zaten oralardayız.
Başbakanınız kömür ocaklarına inmiş bir başbakandır.
Bakanlarım da kömür ocaklarına inmişlerdir, onlarla yemek yiyen bir ekibiz biz.
Bunlar sadece varsın demlensinler, kendilerine gelen yanlış bilgilerle bizi yargılasınlar.
Çıkmışlar bazı vekiller oturma eylemi yapıyorlar.
Oturun oturun, devam edin, sizin hayatınız zaten oturmakla geçti zaten.
Zaten böyle devam ettiğiniz için bir yere varamıyorsunuz.

‘BÜTÜN ÖNLEMLERİMİZİ ALALIM SONRA İŞİNİZE BAŞLAYACAKSINIZ’ DEDİM

Maden ocaklarına bizde olmayan gerekli teknolojileri getireceğiz. Dışarıda öyle bir hava estiriliyor ki…
İşçi arkadaşlarımız ne zaman işimize geri döneceğiz diyorlar. Bütün önlemlerimiz”i alalım sonra işinize başlayacaksınız dedim.
“Onlara müstehaktır diyen köşe yazarlarının insanlıktan nasibi olabilir mi? Bunlar da ne insanlık ne vicdan var.
Onu gazetesinin köşesinde yazdıranda da vicdan yok ki. Başka bir yazarda güya bayan. Ne şehittir, ne gazi ardından Niyazi diyor… Güya kadın…
Hani kadın hakları dernekleri, başka bir şey olsa ayağa kalkıyorsunuz. Neden ayağa kalkıp bunların yüzüne tükürmüyorsunuz? 301 şehidimize bu hakareti edenler, 77 milyonun yüzüne tükürmesi gereken insanlarıdır.
301 kardeşimizin ailelerinin bunlara dava açması lazım. 50 kadar dava açan var ama hepsinin açması lazım.
Yine bir bayan Soma’ya yardım etmeyin diyor, bunların evi var diyor. Sen kimsin ya sen kimsin?
Sen de zaten vicdan yok. Üflüyorsun, üfleniyorsun, üfürüyorsun kurulu tezgahında.
Bunların en ücret aldığını nasıl bir hayat sürdüğünü biliyor musunuz?

AKP'ye oy verdiler, başlarını musibet geldi diyor bir terbiyesiz. Allah’ın iradesini kendinde görecek kadar aşağılık birisi. Sen bunu nasıl söylersin.
Yaşanan her musibet bir siyasi irade sebebi öyle mi? Sormak lazım acaba siz önceki musibetlerde oylarınızı kime.
Bunlar ne akılsız, ne densiz adamlar ya… Ellerinde kalem gidiyorlar.
Ama zihniyet bu, anlayış bu. Bütün mesele ‘kılavuzu karga olanın’ meselesi. Kargaya da hakaret etmeyelim…

“DAHA FAZLA SUSACAK DEĞİLİZ”

301 şehidimizin acısı tazeyken sustuk. Kan kustuk, kızılcık şerbeti içtik dedik. Ama kimse kusura bakmazsın daha fazla susacak değiliz. Soma’yı bahane edip kıran, dökenler karşısında yine susmayacağız.
Daha dün yine olaylar oldu. Neymiş Berkin Elvan’ı anmak için törenler düzenleyeceklermiş. Her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz. Ölmüştür geçmiştir.
Ama Kılıçdaroğlu’na göre ölen bir gencimiz veya çocuğumuz. Dürüst ol dürüst.
Resimlerle kayıtlarla hepsi ortada. Ama o yavruyu aldatanlar da suçlu. Bir Molotof polis aracının içine düştü. Yandılar, hastanede tedavi altındalar.

"POLİS ELİ KOLU BAĞLI MI KALACAK"

Bütün bu araçların üzerine bu teröristler camları kırmaya çalışıyorlar. Polis eli kolu bağlı mı kalacak, bir şey yapmayacak mı? Nasıl sabrediyorlar anlayamıyorum.
Hiçbir medya yaralanan polislerin durumu ne olacak demiyor.

BAZILARI DA “BAŞBAKANIM ALMANYA’YA GİTMEYİN” DİYORLAR

İkide bir malum bir vekili vardır bunların, Tunceli milletvekili… Okmeydanı SSK’ya gitmiş terörize etme derdinde…
Biz 301 şehidimizin acısı tazeyken sustuk. İşte bakın aynen bu mantık şu anda yarın Almanya’ya yapacağım ziyaret öncesi çok manidar şekilde. oranın da terörize edilmesine gayret ediyorlar.
Bazıları da “Başbakanım Almanya’ya gitmeyin” diyorlar. Kusura bakmayın biz oraya gideriz. Bize o aklı verenler, o aklı kendilerine saklasınlar.
Orada eğlence olmayacak sadece düşünceler yansıyacak. Diyanet’ten de alınacak destekle hatimler indirilecek.
Konuşmalarımız yapıp akşam döneceğiz. Rahatsızlık duyanlar içerideki maşalarını yola çıkardılar.
İçeride ve dışarıda maşalar tarafından çeşitli bahanelerle saldırılar diri tutulmaya çalışılıyor.
Bu saldırıların şahsıma yönelik olduğunu düşünenler varsa yanılgı içerisindeler.
Bütün bu saldırılar artık tartışmasız şekilde bu millete ve değerlerine yönelik saldırılardır.

“ARKASINDAN KONUŞMADIM YÜZÜNE SÖYLEDİM”

Gerilimin tarafı olmayacağız. Gerilim üretmek isteyenlere boynumuz eğmeyeceğiz. Biz sandığa inandık.
Dün TOBB’da karşımda oturuyordu beyefendi. Arkasından konuşmadım yüzüne söyledim.
Buyurun dedim taraf burada Anayasa çalışmaları için. İkimizin oylarım yetiyor buna dedim. Hadi gelin yapın.
Karşımda duracak ya beyefendi. Orada yine manevra yaptı. Çıktı yine farklı konuştu. Bizim böyle bir sözümüz var dedi. Yalan söyleme, söz atılan imzadır.
O da demiş ki yok sivil olacak. Sevsinler seni. Ya dürüst konuş be.
Zaten siz bunlara alışmışsınız hayatınızda bir kere gördünüz. Siz o İsmet İnönü’yü bu ülkede cumhurbaşkanı yaptınız.

“ÜZÜLME KILIÇDAROĞLU ÇALIŞ SENİN DE OLUR”

Onlar geleceklerinden korkuyorlar çünkü bu halk artık kendi cumhurbaşkanını kendi seçecek.
Bunlar bu ülkede artık bize makam kalmaz diye düşünüyorlar sanırım.
Üzülme Kılıçdaroğlu çalış senin de olur ya ne yapayım.
Halkı kucakla dürüst ol.