Saygı ÖZTÜRK / SÖZCÜ

Emine Ülker Tarhan, Cumhurbaşkanı adayı olmak istedi. CHP yönetimi bunu uygun bulmadı. CHP’li 20 milletvekilinin Tarhan’ı aday gösterme girişimi, Süheyl Batum’un ilk imzasına rağmen sonuçsuz kaldı. Tarhan, kendisine göre bazı gerekçeler gösterip partisinden istifa etti. Açıkçası, CHP içinde bu istifadan memnuniyet duyanların sayısının hiç de az olmadığı anlaşıldı.

Süheyl Batum. “Her hafta bir milletvekili istifa ederek partiyi sarsacağız” dediği gerekçesiyle kesin ihraç istemiyle CHP Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Ona hiçbir televizyon “çözüm süreci”, bu süreçte yaşanan hukuksuzluklar, peşmergenin, Özgür Suriye Ordusu mensuplarının silahlarıyla Türkiye’den geçişinin Anayasa’ya, tezkereye uygun olup olmadığını sormadı ama, CHP yönetimine yüklenmesi için seferber oldular. Batum, bu oyuna gelmedi.

Her yöne farklı konuşuluyor

Hukukçu diliyle önce “esas” açısından bekliyor. Batum, sadece SÖZCÜ’ye konuştu. İşte, CHP Eskişehir milletvekili Anayasa Profesörü Süheyl Batum’un sözleri:

“Emin Ülker Tarhan’ın istifasından sonra bir açıklama yaptım. O açıklamamda birine hakaret mi etmişim, iftirada mı bulunmuşum? Hayır. Parti içi gerçekleri söylemişim. AKP durumu kötüye götürüyor, PKK, ABD bayrağıyla ülkemize giriyor, ‘Kürdistan’a geldik’ diyor. Buna karşı duracak tek gücüz. Partimiz ise burada net bir tavır koymuyor. Kuzeye, batıya, doğuya, güneye ayrı konuşuyor, halka güven veremiyoruz.

‘İstifa edecek misiniz?’ sorusuna istifanın bir dakikalık iş olduğunu, ama bugün yaşanan bazı oyunlara da seyirci kalmayı düşünmediğimi, Atatürk’ün cumhuriyetini korumak için parti yönetiminin dik durması gerekirken, bütün siyasal yaşamlarını Cumhuriyet,  Atatürk ilkelerinin yok olması ya da ortadan kaldırılması için geçirmiş olandan medet umulmasına karşı olduğumu kaydettim.

Sevilen, kitlerin medet umduğu insanlar olduğunu, bunlar arasında Emine Ülker Tarhan, Umut Oran, Metin Feyzioğlu, Ümit Kocasakal, Muharrem İnce, Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz’ın da bulunduğu 8-10 isim saydım ve bunlarla da görüşüp ‘elimizi taşın altına koyup yanlış gidişatı durdurmak için beraber olalım’ derlerse beraber olacağız ya da ‘bize ne’ derlerse o zaman bu oyunun suskun seyircisi olmayacağımı söylüyorum. Yoksa, istifa dediğiniz bir dakikalık bir şey.

Amacım, partiyi terk etmek değil

Benim amacım partiyi  terk etmek değil, partiyi sarsmak olduğunu belirttim. ‘Görüşeceğim’ dediğim isimler, sanki istifa edecek listesiymiş gibi yansıtıldı. Onlarla konuşmadan nasıl böyle bir açıklama yapabilirim? Sonra Metin Feyzioğlu, Ümit Kocasakal milletvekili değil, belki parti üyesi bile değil. CHP kurultayında insanların göstere göstere oy vermediği kişilerin kadın kotası diye, birilerini istifa ettirip parti meclisine seçtirme davranışları insanlarda güvensizlik yaratıyor, parti bütünlüğünü bozuyor.

Milletvekilinin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na verilmesi MYK kararıyla değil, ancak Parti Meclisi kararıyla olur. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, bir televizyonda, bunun yasal olduğu görüşünü savundu. Benim hakkımda bu düşüncedeki insan karar verecekse sıkıntı var demektir.

En az 10 kez görüştüm

Hukuku, laikliği, cumhuriyeti savunan bir partiyiz. Ama, bugün partimizin yönetiminde bunlarla mücadele etmiş kişiler var. Bana, ‘parti içindeki sıkıntıları niçin parti içinde söylemiyorsunuz?’ diye eleştirilerde bulunanlar oluyor. Kimse bilmez ama ben en az 10 kez Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile bu konuları konuştum.

Benim, tüzüğümüze aykırı olarak disipline verilmemi vahim bir hata olarak görüyorum. Yüksek Disiplin Kurulu’nun hukuka uygun davranacağını, ‘bu konudaki karar parti meclisi alır’ demesini bekliyorum.

Böyle bir şey söyler miyim

Ben ‘CHP’den her hafta bir istifa olacak’ diye bir şey söyler miyim.  Konuşacağımı söylediğim bazı milletvekilleri istifa etmeyeceklerini zaten açıkladılar. Konuşacağım arkadaşlar ‘parti kötü yönetiliyor’ derlerse, beraber ben de bu mücadeleyi vereceğimi söylüyorum. Bunun için bazıları ‘2015 genel seçimleri sonucu başarısız sonuç alacağı için bu yönetim nasıl olsa yıkılacak’  diyenler var. Ben onlardan değilim. 2015 seçimleri Cumhuriyetimiz açısından da geç olacak. ‘Partinin oy oranı şu anda 35-40’lara gidiyor. Oy sıçraması yapacak’ diyenler varsa ben yanıldığımı anlamış olurum. Bu gidişatın suskun seyircisi olmayacağım.

‘Ne yapacağız, ne edeceğiz’ diye bazı arkadaşlarımızla görüşüyorduk. Önceki günden itibaren başka bir boyuta geçildi. Bizi ürkütmeye, kortkutmaya çalışıyorlar. Biz,başkalarını hukuksuzluk yapmakla suçlarken, kendi partimiz de en ufak hukukuna bakmadan beni atmak istiyorlarsa çok ayıp.”