Dün bilge diplomat Şükrü Elekdağ ile yaptığım röportajın giriş cümlelerinde de bahsettiğim gibi, Türkiye uzun süredir saçma sapan bir gündemle yatıp kalkıyor.
AKP, toplumu deli saçması konularla meşgul edip, asıl konuşulması gereken hayati gelişmeyi dikkatlerden uzak tutmaya çalışıyor.
Zira AKP Güneydoğu’da kendi elleriyle “Özerk Kürdistan”ı kuruyor!
İktidar, Kürdistan’la ilgili gelişme ve pazarlıkları toplumun bilmesini istemiyor.
* * * *
Nereden, nereye!
Hatırlayalım.
Ne diyordu dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan?
“Ellerindeki silahları bırakacaklar, sınırımızdan öyle geçecekler, silah bırakmadan bu geçişe asla izin vermeyiz” diyordu değil mi?
Sonra ne oldu?
PKK silahları bıraktı mı?
Asla!..
Dağdakiler “Silah bizim en büyük gücümüz, neden bırakalım ki” dediler.
Böylece ellerinde silahlarla pazarlık masasına yerleştiler!
* * * *
Evet nereden nereye!
Nereye gelindiğini önceki gün HDP’li Sırrı Süreyya Önder açıkladı.
“Abdullah Öcalan’ın AKP’ye ve Kandil’e gönderdiği evrensel demokrasi normlarına işaret eden manifesto niteliğindeki taslakta, özerklik de var” dedi.
İktidar istediği kadar gizlemeye, deli saçması konularla ülkeyi meşgul etmeye çalışırsa çalışsın, Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın ağzından tüm dünyaya “Özerk Kürdistan”ın yolda olduğu haberini verdi.
* * * *
AKP zaman kazanmaya, “Özerk Kürdistan” ilanını seçim sonrasına bırakmaya ve 2015 seçimlerini çatışmasızlık ortamında yaparak, Meclis’e Anayasa’yı değiştirecek bir çoğunlukla girebilmeyi hesaplıyor.
Yani günü kurtarmaya uğraşıyor!
Ancak PKK ve HDP bu kez bastırıyor ve seçimlerden önce müzakere sürecini bitirmeye çalışıyor.
Zira Ortadoğu’da değişen dengeler ve içerideki oy kaybı nedeniyle iktidarın en güçsüz, kendilerinin ise en güçlü oldukları bir dönemden geçtiklerini çok iyi biliyorlar.
* * * *
Dün de belirttik.
AKP’nin mezhepçi politikaları nedeniyle koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Ortadoğu’daki güçler savaşını kaybetti.
Coğrafyamızda yeni dengeler oluşuyor, ABD ve İsrail, Kuzey Irak Kürtleri ile Suriye’deki PYD’yi, bölgedeki en güvenilir müttefikleri olarak görüyor.
Bu noktada Kobani’nin stratejik önemi ortaya çıkıyor.
ABD, petrol rezervi zengini Kürt coğrafyasının Akdeniz’le buluşabilmesi için, Kobani’nin mutlaka IŞİD teröristlerinden temizlenmesini istiyor.
AKP, saplandığı Suriye bataklığında Beşar Esad’ın gitmesi ve yerine Sünni Müslüman Kardeşler iktidarının gelmesini hayal ederken, sırtlarını süper güce dayamış olmanın rahatlığı içindeki Kürtler de bastırdıkça bastırıyor.
* * * *
Bu satırları ülkede Kürt sorununun varlığına ve mutlaka çözülmesi gerektiğine inanmış bir yurttaş olarak yazıyorum.
AKP en büyük hatayı, PKK’nın silahıyla birlikte müzakere masasına oturmasını kabul etmekle yaptı.
Artık geçmiş olsun!
Başbakan Davutoğlu şimdi kalkmış “Dökülecek kanın sorumlusu Selahattin Demirtaş’tır” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurmaylarından Yalçın Akdoğan ise, gündemlerinde genel affın ve özerkliğin olmadığını söylüyor.
İktidar çatışmasızlık ortamında seçim kazanmayı hesap ederek, özerkliğin kabulünü seçim sonrasına atmaya çalışıyor.
Abdullah Öcalan da hamle yaparak, Türkiye’deki “Özerk Kürdistan’ı şimdiden ilan
ediyor.
Abdullah Öcalan özerk Kürdistan’ı ilan etti!..
Uğur Dündar
Yayınlanma: