Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilen ilk CumhurbaşkanıMuhammed Mursi ile Müslüman Kardeşler üyelerine verilen müebbet hapis ve idam cezalarını kınadıklarını açıkladı.

Karadaği yaptığı açıklamada, "ülkelerinin en onurlu ve fedakar insanları" olarak nitelendirdiği Mursi ve Yusuf el-Karadavi gibi kişiler hakkında verilen idam kararlarının "siyasi ve tehlikeli" olduğunu vurguladı.

Mısır'da yargının siyasallaşmasının ve darbe rejiminin hayatın her alanında üstünlük kurmasının ciddi bir tehlikeye işaret ettiğine dikkati çeken Karadaği, "Mısır'ın onurlularının ve alimlerinin hedef alınması Mısır'a asla fayda sağlamaz, bilakis ülkedeki siyasi, toplumsal ve ekonomik kargaşayı arttırır, kişisel çıkarları için insanların arasına fitne sokanların işine yarar" diye konuştu.

Karadaği, verilen müebbet hapis ve idam cezalarını kınadıklarını sözlerine ekledi.

Öte yandan, Lübnan'ın güneyinde bulunan Sayda kenti Cemaat-i İslami Siyasi İşler Sorumlusu Bessam Hammud, Mursi hakkında verilen kararın "tehlikeli bir emsal teşkil ettiğini ve bu kararın ABD, Avrupa Birliği, batı ülkeleri ve insan hakları savunucularının söylemlerinin güvenilirliğini sınadığını" söyledi.

Mursi'nin yargılanması konusunda Türkiye'nin duruşuna da değinen Hammud, "Birileri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Partiye Mısır halkının yanındaki şerefli duruşunun bedelini ödetmek istiyor. Ancak bu konudaki bütün çabalar sonuçsuz kaldı" dedi.

ABD: "DERİN KAYGI DUYUYORUZ"

ABD Dışişleri Bakanlığı, darbeyle görevinden uzaklaştırılan ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile Müslüman Kardeşler üyelerine verilen müebbet hapis ve idam cezalarından "derin kaygı" duyduklarını bildirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, AA muhabirinin, Mursi ve Müslüman Kardeşler üyeleri hakkında verilen idam cezalarına ilişkin sorusu üzerine, "Bu haberleri gördük, açıkçası bundan derin endişe duyuyoruz. Yargı süreçlerinin uygun yürütülmesine ilişkin görüşlerimizi Mısırlı yetkililere ilettik" ifadesini kullandı.

ABD'nin idam cezalarının engellenmesine yönelik Mısırlı yetkililerle temas halinde olup olmadığı yönündeki soruya dışişleri yetkilisi, "Mısırlı makamlarla yakın temas içerisindeyiz ve bu idam cezalarına dönük kaygılarımızı kendilerine ifade ettik" yanıtını verdi.

Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest da, günlük basın brifinginde söz konusu idam kararlarına ilişkin, "Mursi ve diğer birçoklarına karşı siyasi motivasyon içeren bu karardan derin rahatsızlık duymaktayız. Özellikle de kitlesel dava ve mahkumiyet uygulamalarını kınıyoruz" demişti.

Mısır mahkemesi, "Hapishaneler baskını" davasında, darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi'nin de aralarında bulunduğu, daha önce idam konusunda görüş için dosyaları müftülüğe gönderilen 100 kişiye idam cezası vermişti.

Mahkeme "Casusluk" davasında ise Mursi ve Bedii'nin de aralarında bulunduğu 17 kişi için müebbet hapis, Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci, İhvan Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hayrat Şatır ve 14 kişi için ise idama hükmetmişti.

"MISIR'IN İÇ SİYASETİ"

Ürdün Enformasyon Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Mumammed el-Momeni, Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve darbe karşıtı sanıklara verilen idam cezalarını "Mısır'ın iç siyaseti" olarak nitelendirdi.

Momeni, AA muhabirine yaptığı açıklamada,  "Mursi'ye verilen idam cezası, Mısır'ın iç siyasetidir" ifadesini kullandı.

Öte yandan, İslami siyasal hareketler uzmanı yazar Muhammed er-Rummani
Mursi'ye ve darbe karşıtlarına verilen idam cezasının insan haklarına aykırı
olduğunu belirterek, "İdam kararlarının, insan haklarıyla demokrasiyle ve
bağımsız yargıyla uyuştuğunu düşünenlerin varlığına inanmıyorum" dedi.

Mısır'da bağımsız yargıdan bahsetmenin mümkün olmadığını söyleyen
Rummani, "Faşist rejim, yargıyı, medyayı ve tüm otoriter rejim araçlarını,
İhvan'a ve tüm muhalefete karşı kullanıyor" diye konuştu.

Uluslararası Hukuk Uzmanı Leys Nasravani de idam kararlarının geçen
yıl Mısır halkı tarfından kabul edilen kanunlar çerçevesinde alındığını ancak bu
kararların sadece bağımsız yargı tarafından alınması gerektiğini vurguladı.

Nasravani, bağımsız yargının, Mursi ve diğer darbe karşıtlarına
kendini savunma hakkı vermesi gerektiğini söyleyerek, "Mursi ve  darbe
karşıtları, tekrar uluslararası hukuk standartlarına göre yargılanmalı" dedi.

Mısır mahkemesi, "hapishaneler baskını" davasında, darbeyle görevinden
uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan)
Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii ve Dünya Müslüman Alimler Birliği
Başkanı Yusuf el-Karadavi'nin de aralarında bulunduğu, daha önce idam konusunda
görüş için dosyaları müftülüğe gönderilen 100 kişiye idam cezası vermişti.

Mahkeme "casusluk" davasında ise Mursi ve Bedii'nin de aralarında
bulunduğu 17 kişi için müebbet hapis, Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel
Sekreteri Muhammed el-Biltaci, İhvan Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hayrat
Şatır ve 14 kişi için ise idama hükmetmişti.

 

Türkiye'den Mısır'a Mursi tepkisi: Kararı derhal geri alın

Türkiye'den Mısır'a Mursi tepkisi: Kararı derhal geri alın


BİRLEŞMİŞ MİLLETLER: "İDAM CEZALARINI UYGULAMAYIN"

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, verilen idam
kararları nedeniyle derin endişe duyduğunu bildirerek Mısır'a idam cezalarını
uygulamama (moratoryum) çağrısında bulundu.

BM Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada, Genel Sekreter'in, eski
Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile yaklaşık 100 kişiye idam cezası verilmesinden
derin endişe duyduğu belirtilerek, BM'nin her ne şart altında olursa olsun idam
cezasına karşı olduğu kaydedildi.

Açıklamada, Genel Sekreter Ban'ın Mısır'a, "Medeni ve Siyasi Haklara
İlişkin Uluslararası Sözleşme İkinci İhtiyari Protokolü"nü onama ve idam
cezalarının uygulanmaması (moratoryum) çağrısı yaptığı belirtildi.

Söz konusu protokolde, taraf ülkelerden idam cezalarının uygulamasını
durdurmaları ve idam cezasının kaldırılması için her türlü önlemi almaları
isteniyor.

Genel Sekreter Ban'ın Mısır'daki idam kararlarının etkileri konusunda
da uyarıda bulunduğu kaydedilen açıklamada, Ban'ın "Kitlesel yargılamalar
soncunda verilen idam cezalarının uzun dönemde Mısır'ın istikrarı üzerinde
olumsuz etkileri olabilir" ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, Ban'ın, çoğulculuk ve tüm seslerin duyulmasına verdiği
önem vurgulanarak, Genel Sekreter'in Mısırlı yetkililere, temyiz sürecinde
sanıklara yasaların tanıdığı hakların sağlanması ve adil bir şekilde
yargılanmalarının garanti altına alınması çağrısı yaptığı ifade edildi.

- "Temyiz ihtimali var"

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq da, basın toplantısında
AA'nın sorusu üzerine yaptığı açıklamada, idam cezasına karşı duruşlarının
bilindiğini belirterek, "Halen bu kararların temyiz edilme ihtimali var. Mahkeme
sürecinin ilerleyişine ilişkin duyduğumuz kaygıları daha önce de belirttik. Bu
konudaki değerlendirmelerimiz sürüyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası topluma yaptığı
çağrı da hatırlatılarak BM'nin bu konuda ne yapabileceğinin sorulması üzerine de
Haq, "BM olarak tüm ülkelerde yargılama süreçlerinin yasalara uygun ve adil bir
şekilde gerçekleşmesi konusunda ısrar ediyoruz" dedi.

AF ÖRGÜTÜ KINADI

Uluslararası Af Örgütü, askeri darbe ile görevinden
uzaklaştırılan Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında idam
cezası verilmesi kararını kınadı.

Uluslararası Af Örgütü İsveç Sözcüsü Elisabeth Löfgren, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Mursi ve arkadaşlarına verilen idam cezalarının onanmasını
örgüt olarak kınadıklarını belirterek, "İdamların durdurulması için dünyanın dört
bir tarafındaki bürolarımız kanalıyla etkili protestolar yapacağız'' dedi.

Dünyadaki bütün idam cezalarına karşı olduklarını kaydeden Löfgren,
"Mursi'ye verilen ceza Mısır'daki adalet sisteminin tamamen çöktüğünü gösteriyor.
Eğer dünya olarak Mursi'nin idam edilmesini önleyemezsek, Mısır felaketin eşiğine
gelir'' ifadelerini kullandı.

Uluslararası Af Örgütü üyelerinin bulundukları ülkelerdeki Mısır
büyükelçiliklerini arayarak kararı protesto ettiklerini ifade eden Löfgren,
"Mısır adalet sisteminin Sisi'nin etkisinde olduğunu tespit ettik. Mursi'nin idam
cezasının onanması tamamen siyasi bir karardır. Ve Sisi'nin isteği doğrultusunda
yargıçlar karar verdi" değerlendirmesinde bulundu.

 

Türkiye'den Tel Abyad mesajı

Türkiye'den Tel Abyad mesajı


 

YEŞİLLER PARTİSİ: MERKEL SESİNİ YÜKSELTSİN!

Yeşiller Partisi Milletvekili ve Mısır Sorumlusu
Franziska Brantner, askeri darbe ile görevinden uzaklaştırılan Mısır'ın seçilmiş
ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam cezasının onanması
sonrasında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "sesini yükseltmesini" istedi.

Mursi'ye verilen idam cezası sonrası AA muhabirinin sorularını
cevaplayan Brantner, verilen ölüm cezasının uzun süredir devam eden keyfi ve
kabul edilemez mahkeme kararlarının en alt noktası olduğunu vurguladı.

Kararın Mısır'ın mevcut rejiminin daha önce olduğu gibi Müslüman
Kardeşler'e savaş açmasının bir sonucu olduğunu belirten Brantner, "Bu karar
sayesinde Müslüman Kardeşler, El Kaide ve DAEŞ ile bir tutulmuştur" ifadesini
kullandı.

Brantner, "Karar sayesinde Mısır'ın mevcut rejimi ülkedeki ve
bölgedeki krizin üstesinden gelme şartlarını derinden yaralamıştır" ifadesini
kullanarak, kararın özünde ulusal uzlaşmanın sağlanmasını kuvvetlendirmesi
gerekirken, kararın ulusal uzlaşmayı boğduğunu belirtti.

Alman Hükümeti'nin iki hafta önce Mısır'ın şu anki Cumhurbaşkanı
Sisi'ye kırmızı halı serdiğini hatırlatan Brantner, şu değerlendirmelerde
bulundu:

"CDU ve CSU Birlik Partileri'nin Meclis Grup Başkanı Volker Kauder
Mısır'daki hukuki durumunu övmüştür. Eğer Bayan Merkel ölüm cezası konusundaki
eleştirilerinde ve tutumunda samimiyse, Mursi hakkında verilen bu ölüm cezasına
karşı sesini yükseltmelidir."

-Mursi başka bir ülkeye gönderilmemeli

Brantner, ölüm cezasının doğal olarak kendi değerleriyle uyuşmadığını
ifade ederek, şöyle devam etti:

"Mursi'nin başka bir ülkeye gönderilmesi bizim görüşümüze göre söz
konusu değildir. Yeşiller iki hafta önce Sisi'nin Almanya'ya davet edilmesini
protesto etmiştir. Alman Hükümeti (bu davetle) kendinin (konuyla ilgili) önceki
görüşlerini yok saymıştır. Sisi Almanya'ya Mısır'daki parlamento seçimleri
yapıldıktan sonra gelebilmeliydi."