Devletimiz telefon şirketlerinin, 4G yani “Dördüncü Nesil” teknolojiye geçmesini izne bağlamış. Yani devlet, “lisans” (ruhsat/izin) vermezse, telefon şirketleri hizmet kalitesini artıramayacak. Tuhaf, ama gerçek. Her hangi bir işe girişmek için teknik, mesleki veya mali yeterlilik aranması dışında, ayrıca devlet ruhsatı gerekiyorsa orada bir “arz kısıtlanması” var demektir. Arz kısıtlanırsa, o piyasada “rant” oluşur. Dolayısıyla, o hizmeti veya ürünü satın alacak halkın ödeyeceği fiyat da yukarı gider. AKP, özelleştirme adı altında yıllardır “iş yapma ruhsatı” satıyor. Yani kıtlık rantından, bütçe geliri yaratıyor. Karşılığında işletmeci özel firmalara uzun süreli “fiyata gömdürülmüş ek vergi toplama” imtiyazı veriyor. Vergi toplama işini peşin fiyata satmaya Osmanlı’da “iltizam” denirdi. Mesela 4G’de de bu “iltizam” (vergi toplama yetkisi) 2029’a kadar sürecektir.

DIŞ BORÇ ALMANIN DOLAYLI YOLU

Su ve elektrik dağıtımı, telefon hizmeti gibi doğal veya teknolojik tekelci piyasalarda, eskiden sadece “devlet/belediye” şirketleri faaliyet gösterirdi. 1980’den sonra bütün dünyada bu işler büyük çapta özelleştirildi. Eğer o sektörde tekel veya yarı tekel hali devam edecekse, sektöre girişler lisansa faaliyetler denetime bağlandı. Lisanslar da en yüksek parayı verene satıldı. Devlet bir varlığını elden çıkardığına göre borcunun da azalması gerekir diye düşünüldü ve toplanan paralarla da kamu borçları azaltıldı. Ancak “özelleştirmenin” amacı, para toplamak değil, ekonomide kaynak kullanım verimliliğini artırmaktı. Bizim cingöz AKP maliyecileri, özelleştirmeyi “kamunun iç borcunu-özel sektörün dış borcuyla” takas etme yöntemi olarak kullandılar. İleriki yıllarda tahsil edilecek dolaylı vergileri peşin fiyatına kırdırma, AKP için güzel bir propaganda teması oldu. Artık devletin kasasından bir kuruş çıkmadan köprü, yol ve havalimanları yapılabiliyordu.

DEV İHALE (!) 26 MAYISTA

Haberlere göre 4G ihalesinden kabaca 3 milyar Euro bekleniyormuş. Bir vatandaş olarak sormamız gereken sorular var.
1. Dünya kadar yatırım yaparak halka 4G kalitesinde hizmet sunacak, kâr amaçlı bu şirketler, bu kadar parayı devlete niçin ödüyor?
2. Bu paraları kimden borç alacaklar, yüzde kaç faiz ödeyecekler?
3. Hem yatırımlarının maliyetini hem de ödedikleri ruhsat bedelini çıkarmak için, halka sundukları ve sunacakları telefon hizmetinin fiyatını, ne kadar şişirecekler?
Cevapları firmalar verebilir. Şirketler 3 milyar Euro’yu bankalardan, bankalar da yurt dışından borçlanacak ve devlete verecekler. Yani aslında devlet dış borç alacaktır. Bu borca da faiz ödenecektir. Olay bu kadar açıktır. Olmasın, yapılmasın demiyorum; ama “fiyata gömdürülecek faizin” kaça geldiğini lütfen halka anlatalım. Birileri de çıkıp AKP döneminde kamunun borçları ve faiz ödemeleri azaldı diye kimseyi kandırmasın.
Son söz: Şişede şarap varsa, sirke yazsa da içindeki şaraptır.