Deniz AYHAN/ANKARA
‘Davutoğlu bir senedir istenmiyordu’ diyen Mahçupyan, “Neden, Başbakan’ın yetkisine pratikte el konmak istenmesiydi” dedi.

“Davutoğlu’nun görevi bırakması kabul edilebilir nitelikte bir usul gözetmediği gibi, bu değişikliğin gerekçesi de anlaşılamadı ama bunun nedeni Başbakan’ın yetkisine pratikte el konmak istenmesiydi” diyen Mahçupyan,  “Ancak son kertede bunun toplum tarafından meşru bulunmasını istiyorsak, atılan adımın vicdanlarda hakkaniyetli ve akılcı görülmesini de sağlamak gerek. Bu ise usule uymak ve inandırıcı gerekçeler sunmakla mümkün. AK Parti bu açıdan bakıldığında bir anda zafiyetle malul hale geldi” yazdı.

Mahçupyan şu görüşleri savundu:
“Parti içinde kendi geleceklerini Erdoğan üzerinden tasarlayan geniş bir grup Davutoğlu’nu her alanda ‘de facto’ yetkisiz kılmak üzere uğraştı. Bu arada Erdoğan da hemen her konuda ön alıp hükümetin ne yapması gerektiğini kamuoyu önünde dikte ederek, bunu Başbakan için bir itaat sınavına dönüştürdü. Kısacası Davutoğlu istenmedi ve zaten en az bir yıldan bu yana da istenmiyordu. Hakkaniyet AK Parti’nin kendisiyle ilgili tasavvuru, kimliği, giderek ortak kişiliği için önemli. Toplumla kurulan bağın yozlaşmaması için gerekli… Ne yazık ki Davutoğlu’nu göndermek üzere harekete geçen amigoların seviyesizliği bunu engelledi. Bu seviyesizliğe ‘dur’ demeyenler bunun manevi vebaliyle birlikte şimdi ‘bu yollarda yürümek’ zorundalar”