Gözümüz aydın! İktidarın cingöz temsilcileri eliyle bir gece yarısı operasyonuyla torbaya atılan bir önergeyle millete “kakalanmaya” çalışılan “Cinsel İstismar Yasa Tasarısı” geri çekildi...
Ama hemen sevinmeyin, “şimdilik” geri çekildi!.. Çekildiği yer de zaten komisyon!.. Kamuoyunda “Tecavüzcülere Af Yasası” adı takılan ve büyük tepki çeken tasarının komisyona çekildiğini Başbakan Binali Bey Atatürk Havalimanı’nda açıkladı. Halkın büyük tepkisi, Cumhurbaşkanı’nın kızı Sümeyye Hanım’ın tepki verenlere desteği derken, Saray’dan yapılan şu açıklama sonucu tayin etti:
-Hükümetin, toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerilerini dikkate alarak, geniş bir mutabakat içerisinde bu sorunu çözmesinde yarar görüyorum...”
Ehh, “sıkıysa karşı çık” prensibinden hareketle tasarı geçici bir süre için “nadasa alındı” demek daha yerinde olur!.. Ayrıca önergeyle birlikte ortaya dökülen tecavüz öyküleri, AKP cenahının deyimiyle “hapishanedeki 4 bin mağdur” arasında kimlerin bulunduğuna, kimlerin kurtarılmaya çalışıldığına, işin ucunun hangi tarikat şeyhlerine uzandığına dair haberler de geri adım atılmasında epey etkili oldu...
O kadar etkili oldu ki, artık utançtan mı, yoksa öfkeden mi bilinmez, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bu yasa önerisi üzerine yaptığı konuşmaya bile sansür uygulandı!.. Alnımız ak diyen AKP’liler ve sevgili Meclis Başkanları ana muhalefet liderinin eleştirilerine bile dayanacak gücü bulamamıştı!..
-Gece yarıları torba yasalara önerge karıştırmanın mucidi AKP’liler, halk önünde açık tartışma ya da konuşmalardan pek haz etmiyorlardı doğal olarak!..

“Tekrar gelecek bu sefer geçecek!”


Ancak yukarıda da sözünü ettiğim gibi hiç gevşememek gerekiyor!..
İktidarın adeta “basın sözcüsü” konumundaki Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, daha Başbakan tasarının geri çekildiğini açıklamadan yazdığı yazısında olacakları gayet açık, gayet net bir şekilde yazdı:
-Bu düzenleme çıkacak, ancak Meclis’e sunulduğu ilk şekliyle çıkmayacak!..
Türkçesi şöyle oluyor; biz orasını rötuşlarız, burasını eğeriz, şurasını bükeriz ama bu yasayı da çıkarırız arkadaş!.. Diyeceksiniz ki, amacı böylesine kabak gibi ortada olan tasarının nesi değişecek?.. Öncelikle yaşı değişecek!.. Selvi’nin yazısından okuyalım:
-Taban yaşı sınırı getiriliyor. 14 yaşından küçükse evlenmiş olsa dahi bu düzenlemeden yararlanamayacak...
Sanki taban fiyat getiriyorlar!.. Bir de her seçim döneminde, referandumda yapmadan edemedikleri bir “elmaşekeri maddesi” var:
-Başka biriyle evliyken, cinsel istismarda bulunanlar düzenlemeden yararlanamayacak...
Tabii, ben bu “yeni” maddeleri okurken kendimi hafiften “salak” gibi hissetmeye başladım; elimde değil Abdülkadir’i okudukça alıklaşıyorum!.. Yahu kardeşim bir dökümünü yapar mısınız; şu anda hapishanelerde yatan 4 bin kişiden kaçı resmi nikahla evli, daha da ötesi acaba kaçı evli?!..
Bir de “mahkemelere bırakalım, onlar bu fiilin taciz ve tecavüz mü yoksa rızaya dayalı bir beraberlik mi ayırt eder” cinliği var ya işte o noktada “pes” dedim... Sanki o mahkemeler, daha önce tecavüzcüyü, tacizciyi ayırt edemiyordu, bu yasayla bu yeteneğe kavuşmuş olacak!..
Pekii, hani “çocuk gelin” adı verilen yavrucaklar, “kendi rızalarıyla” koştura koştura tacizcisine gidiyordu?. Başbakan ve dahi adaletten sorumlu muhterem muhalefeti, konuyu saptırmakla itham edip yasa tasarısını geri çekerken niçin şu cümleyi kurma ihtiyacı duydu:
-Anne babaların hatasını çocuğa yüklemek günahtır!..
Bu durumda küçücük kızların hangi “rızasından” söz ediyorsunuz!.. Abdülkadir
Selvi de kendi yazdıklarına kendisi de pek inanmamış olacak ki, yazısını şöyle bağlamış:
-Kamuoyunun tatmin olup olmayacağı ise belli değil. Çünkü söz konusu erken evlilik olunca gönüllü birliktelikle cinsel istismar tartışmaları birbirine karıştı!..

Taban yaşı neyin yaşı?!.


Bu yazıyı okuyup, tartışmaları ve iddiaları bir kez daha gözden geçirince inceden bir tuhaflık sezdim...
AKP’nin muhterem yetkilileri taban fiyat biçercesine taban yaş koymuşlardı ya, dün ciddi haber sitelerinde çok ciddi bir iddia vardı:
-Tasarıya imza atan milletvekillerinden biri AKP Sakarya Milletvekili İlyas Şeker. İlyas Bey’in içtiği su ayrı gitmeyen, beraber çalıştığı iddia edilen bir önceki dönem Sakarya milletvekili ve o bölgede faaliyet gösteren İnci Grup’un sahibi Ali İnci’nin kardeşi Yusuf İnci ise 14 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz suçundan firarda!.. Yakalanması hiç mümkün değil, çünkü “iyi saatte olsunlar” tarafından yurt dışına uçurulmuş durumda!.. Bu durumda 14’ler birbirini tutuyor gibi görünüyor!..
Kaçak arkadaşın ağabeyi Ali İnci ise kardeşinin yurtdışındaki işlerinin başında olduğunu ileri sürüyor ama eklemeden de edemiyor:
-Velev ki böyle bir olay vuku bulmuş olsun, reşit bir insanın işlediği suçla nasıl olur da ailesi, yakınları yargılanabilir?..
Haklı görünüyor tabii, ancak durum öyle değil; reşit bir insanın, reşit olmayan, çocuk yaşta bir kıza tecavüzü söz konusu!.. Daha sırada CHP Milletvekili Zeynep Altıok’un sözünü ettiği, “kurtarılmayı bekleyen” tarikat şeyhi, rızası olmadan “cehenneme” mahkum edilen binlerce, on binlerce “çocuk gelin” var, ancak yerim bitti... Bilin ki bu kafa asla vazgeçmeyecek, ne yapıp ne edip hedefe ulaşmak için çabalayacak. Hep birlikte el ele, sırt sırta direnmenin zamanıdır, ancak en büyük yük yine onlarda olacak:
-Bu ülkenin yiğit, eli öpülesi kadınlarında...