12 TEMMUZ’DA MARMARİS: Bu belge Akıncı Üssü iddianamesinin 244. sayfası. Diyor ki ‘Detayları tanık İsmail Güner’in ifadesinden ve kayıt defterinden alınacağı gibi 12.07.2016 tarihinde Diyarbakır’da 8. Ana Hava Üst Komutanı Tuğgeneral Deniz Karatepe’nin pilotlar Yüzbaşı Ceyhan Karakurt ve Yarbay Ahmet Özdemir’le birlikte aylık uçuş planında olmamasına rağmen 2 adet F-16 uçağının Dalaman havalimanına uçuş gerçekleştirdikleri ancak havalimanına inmeden önce Sayın Cumhurbaşkanının kaldığı otel ve civarında uçuş yaparak fotoğraflama işlemi yaptıkları anlaşılmıştır’ Kim söylüyor bunu ? Cumhuriyet Savcısı iddianamesinde söylüyor. Ne zaman? 12 Temmuz. Nereye gitmişler, Cumhurbaşkanının kalacağı oteli 3 gün önceden gitmişler, fotoğraflamışlar. 2 tane F-16, uçuş sahası dışında uçuş yapıyor, fotoğraflama yapıyor. Uçağın içinde her türlü faaliyet kayıt altına alınıyor. Bunların tamamı iz kaydına bağlanmıştır.
13 TEMMUZ’DA 2 UÇAK DAHA: Yine iddianame var. 13.07.2016 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nda Tuğgeneral rütbesiyle görev yapan ve Adil Öksüz tarafından düzenlenen toplantılara katılan, Cumhurbaşkanına suikast eylemini koordine eden şüpheli Gökhan Sönmezateş’in aylık uçuş planlamasında olmamasına rağmen Ankara’dan İzmir’e, İzmir’den Ankara’ya dönüşlü 2 adet F-16 uçuşunu birleştirilmiş hava hareket merkezinde görevli Tuğgeneral Recep Önal’a onaylatmak suretiyle bahse konu uçuşa Dalaman Havalimanı’ndan yakıt alma bahanesiyle, Dalaman güzergahını eklettiği, bahse konu uçuş sırasında da Cumhurbaşkanının Marmaris’te kaldığı otelde fotoğraflama işlemi yaparak Cumhurbaşkanına suikast suçunun hazırlıklarını yaptıkları anlaşılmıştır.
FOTO:SÖZCÜRAPORDA 2 GÜN ÖNCE BİLİYOR YAZIYOR: TBMM 15 Temmuz darbe girişimi komisyonu raporunun 319 sayfasında da ‘Dalaman havalimanına inmeden önce Cumhurbaşkanının kaldığı otel civarında uçuş yaparak fotoğraflama işlemi yaptıkları..’ ifadesi var. Devlet, fotoğraflama işleminin yapıldığını 2 gün önceden biliyor. İddianamelerde biliyor, raporda biliyor. Yakıt bahanesiyle Dalaman güzergahını eklettiği v.s. Bir ayrıntı daha var. Darbe tartışmasının en can alıcı noktası burasıdır. Kayseri’de bulunan 2 C-130 uçağı. Bu uçaklar özel donanıma sahip. Benim uzmanlık alanım havacılık. Havacılıkta hiçbir şeyi gizleyemezsin. Bu uçakların görevleri hava sinyal sistemini tümüyle kontrol etmek. Türkiye’nin en yetenekli, özel donanımlı uçakları. 2 uçak Kayseri Havalimanından kalkıyorlar, uçuş planlarında yok nereye gidiyorlar? Akıncı Hava Üssü’ne... Saat 15.00’te burada darbe toplantısı başlamış… Ama MİT Müsteşarı’nın da durumdan haberi yok. Bir binbaşı MİT’e gidiyor, 14.20’de ihbarda bulunuyor. 2 C-130 Ankara’ya geliyor, kimsenin dikkatini çekmiyor.
SÖZCÜ’YE SORUŞTURMASI SUÇ ÖRGÜTÜ İŞİ; Sonuç şu; SÖZCÜ Gazetesi Cumhurbaşkanının yerinin fotoğrafını yayınlamaktan dolayı büyük bir soruşturma altında. Bu soruşturma tam bir organize suç örgütü işidir. Balyoz davasını sorgulayanlar, planlayanlar her neyse, kimse, hangi hukuki sürecin içindelerse SÖZCÜ Gazetesi’ne soruşturmayı yapanlar da hukuki sürecin içinde olmalı. Bu soruşturmaya derhal son vermeyen Cumhuriyet Savcısı da bu yargılamanın içinde olan herkes de, suç işleme amacıyla örgüt kurma suçuyla karşı karşıya kalmalıdır. Derhal SÖZCÜ Gazetesi’ne karşı yürütülen bu çirkin, bu kumpas, bilerek yapılmış olan senaryo, devletin kayıtları ile sabit olan bu iftara suçunun sona erdirilmesini istiyoruz. Buna ilişkin bir hukukçu olarak üzerime düşeni de en kısa süre içinde yerine getireceğim.
BUMERANG GİBİ DÖNECEK: Darbenin üzerinde giderek karanlık sorular oluşmaya başladı. Reşat Petek’in ciddiyetsizliğinden daha ciddi konular var. Türkiye burayı çözmeli, gerçeği ortaya çıkarmalı. Siyasi iktidarın bumerang olarak kullandığı 15 Temmuz olayı şimdi tam bumerang olarak kendini gösteriyor. Bumerang kendilerine dönmeye başladı. Gerçeği gizlemeye kalktıkları sürece de emin olun yarın bu senaryonun içinde bumerang oluşturmaya kalkan herkes aynı yargılama sürecinin içinde kendisini bulursa hiç şaşırmayın.
O BİNBAŞI ‘DARBE’ DEDİ: 20 Mayıs’ta Yeni Şafak gazetesinde bir haber var. MİT’e giden Binbaşı ‘’Bir helikopter Hakan Fidan’ı alacak, diğer helikopterin ne yapacağını bilmiyorum’ diyor. Bana ne olabileceğini sordular ‘büyük bir faaliyet olabileceğini, hatta darbe faaliyete olabileceğini söyledim. Fidan’ı almaktan kastın ne diye sordular. Ben de ‘çok kan akacak’ dediklerine göre, bu faaliyetin iyi niyetli bir faaliyet olmadığını kendilerine aktardım’ diyor. İkincisi, Akıncı İddianamesi 245. Sayfada var. Saat 16.16 sıralarında Kara Havacılık’ta görevli bir subayın MİT’e giderek FETÖ üyesi askerler tarafından Hakan Fidan’ın alınması için kuruma saldırı olacağını ihbar ettiği… Darbe Komisyonu raporu 14.45 Kara Havacılık okulunda görevli bir pilot binbaşı MİT yerleşkesine gelerek saat 03.00’te 3 adet helikopterin MİT Müsteşarının evine saldıracağı, müsteşarın kaçırılacağı ihbarında bulunmuş.
MİT MENSUBU DİYE SORGULANAMADI: Finale gelelim. İhbarcı binbaşı KHK ile TSK’dan atılıyor. Sonra silahlı kuvvetlere geri alınıyor. Kara Havacılık Okulu iddianamesini hazırlayan savcı Alpaslan Karabay (çelişkileri o da görmüş) ‘Bu soruşturmada, ilk sorulacak olan şahıs budur. Bunu bir sorgulayalım’ diyor. Kendisine ‘ MİT personelidir. Sorgulanması izne tabidir. Soruşturma izni vermiyoruz’ deniyor. Geçmiş olsun.
ASIL YARGILAMA BUNDAN SONRA…: Türkiye giderek karanlığa gömülen bu soruların arkasında, bu yargılamalarla gerçeğe varmayacaktır. Bu yargılama ve 15 Temmuz kamuoyu vicdanında giderek büyüyen sorulara muhatap olacaktır. Bu işin içinde siyasi iktidarın, iktidarda kalma ve rejimi dönüştürme gayretinin olduğu çok açıktır. Asıl yargılama süreci bundan sonra başlayacaktır. Siyasi ayak, bu yargılamanın birinci iddianamesinin konusu olacaktır.
