Piyasalarda bugün başlayacak ve önümüzdeki ay sonuna kadar Hazine'nin gerçekleştirileceği yaklaşık 35 milyar TL borçlanmaya gelecek yabancı talebini yakından takip ediliyor. Piyasalarda yön belirleyici olarak takip edilen bir diğer gündem maddesi ise seçim sonuçları.

[timeline_template title="Dolar ne kadar oldu?" desc="Dolar/TL 4.7147/4.7181'den işlem görüyor. Euro/TL ise 5.4551/5.4580 seviyesinde." image="" day="18" month="HAZ" hour="10" minute="22" width="" height=""]

Seçim öncesi artan harcamalarla baskı altında kalan tahvil piyasasında gösterge 10 yıllık tahvil getirisi son iki ayda 365 baz puan yükseldi.

Hükümet, seçim öncesi, emeklilere kalıcı olarak yılda iki kez ikramiye ödenmesine kadar vermişti. Bu ikramiyenin kamuya maliyeti yıllık yaklaşık 22 milyar TL. Öte yandan emeklilere verilen bu iyileştirmenin ardından birçok alanda da gider artırıcı adım atıldı. Hükümet son olarak bazı kamu çalışan ve emeklilerinin ek göstergelerinin 3,600'e yükseltileceğini açıkladı.

Hükümet ilgili harcamaların bütçede yer almayan 70 milyar TL'lik kaynaklarla zaten finanse edildiğini belirtirken piyasalarda henüz bu konuda endişeler tam olarak giderilebilmiş değil.

Artan harcamalar sonrası piyasalarda ihalelere yönelik yabancı talebi ve borç rasyoları yakından takip ediliyor. Hazine Haziran ayında toplam 14.3 milyar TL'lik iç borç servisine karşılık 13 milyar TL'si piyasadan 15.7 milyar TL'lik iç borçlanma öngörüyor.

Hazine bu hafta 2, 5 ve 10 yıllık gösterge, 5 yıllık değişken faizli ve 10 yıllık TÜFE'ye endeksli tahvil ihalelerini gerçekleştirilecek. İhalelerden yıllık gösterge tahvilin ilk ihracı ve 10 yıllık TÜFE'ye endeksli tahvilin yeniden ihracı bugün gerçekleştirilecek.

Tahvil/bono piyasasında 10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi 27 Nisan haftasını yüzde 12.60 seviyesinden kapanmıştı. Arife günü gösterge 10 yıllık tahvilin bileşik faizi spot kapanışta yüzde 16.25 seviyesindeydi.

Gösterge iki yıllık tahvilin spot kapanışta ortalama bileşik faizi ise yüzde 19.08 seviyesinde gerçekleşti.

DOLAR ENDEKSİ 95'İN ÜZERİNİ TEST ETTİ


Küresel piyasalarda dolar, başlıca para birimlerinden oluşan sepet karşısında yedi ayın zirvesine yaklaşırken, ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimi kazanımları sınırladı.

ABD Merkez Bankası'nın para politikasında sıkılaştırma yanlısı açıklamalarına karşılık Avrupa Merkez Bankası'nın da sıkılaştırma yanlısı bir dil kullanmamasının ardından yüzde 1'in üzerinde değer kazanarak 95.131'e kadar çıkan dolar endeksi bugün yüzde 0.1 artıda 94.882'de bulunuyor.

ECB geçen yıllarda zor durumdaki euro bölgesi ekonomisine destek olmak için başlattığı tahvil alım programını yıl sonunda bitireceğini açıkladı. Buna karşılık faizlerin gelecek yıl yaz sonuna kadar aynı kalacağının sinyalini vererek yatırımcıların faiz artırım beklentilerini üç ay ötelemesine, yani Eylül 2019'a çekmelerine yol açtı.

ECB'nin aşırı gevşek para politikasının devam ettiğini gösteren bu karardan bir gün önce Fed düzenli faiz artırımlarına devam edeceğinin sinyalini vererek artık kriz döneminde başlatılan aşırı gevşek para politikasını sona erdiğini göstermişti.

Sepet bazında TL 5.0983/5.1075, euro/TL ise 5.4747/5.4791 seviyesinde bulunuyor.

Küresel finans koşullarında sıkılaşma gelişmekte olan ülke para birimlerinde baskı yaratıyor. TL varlıklara ise risk iştahının gelişmekte olan ülke para birimlerinin de ötesinde azalmasının temel nedeni olarak seçim sonrasında nasıl bir siyasi resim oluşacağına ve ekonomi ile para politikalarında nasıl bir yol izleneceğine ilişkin belirsizlik gösteriliyor.

TCMB'nin Nisan ayından bu yana yaptığı 500 baz puanlık faiz artırımına rağmen bu nedenlerle TL benzer para birimlerinden negatif ayrışıyor.

Haftasonu yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turda tamamlanıp tamamlanmayacağının yanı sıra milletvekili seçimi sonucunda TBMM'deki sandalye dağılımının nasıl şekilleneceği de piyasada yakından izleniyor.

Seçilen cumhurbaşkanını aday gösteren partilerin TBMM'de yeterli bir çoğunluk elde edememesi olasılığı az değil. Bu ihtimal de piyasalarda 'seçimlerin yenilenme riskini' gündeme getiriyor ve piyasalarda seçim sonuçlarına ilişkin net bir fiyatlamanın yapılamamasına neden oluyor.

REUTERS