Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Türkiye’de dövizle sözleşme yapılmasını yasaklayan tebliği büyük bir hukuk skandalına yol açtı. Bakanlığın çıkardığı tebliğe göre, dövizle yapılmış kira  sözleşmelerinin Türk Lirası’na (TL) çevrilmesi ve bir yıllık dönem sonunda artışın aylık tüketici fiyat endeksine (TÜFE) göre yapılması gerekiyor. Buna karşılık, halen yürürlükteki 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’na göre, dövizdeki aşırı artış ve benzeri gibi durumlarda kira sözleşmeleri yine yenilenebiliyor ancak artış oranının TÜFE’ye değil, üretici fiyat endeksine (ÜFE) göre yapılması gerekiyor. Şimdi mahkemelerin olası anlaşmazlıklarda Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yayımladığı tebliğe mi, yoksa TBMM’nin çıkardığı yasaya göre mi karar vereceği merak ediliyor. Geçen cumartesi günü yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’a ilişkin tebliğde değişiklik yapan tebliğe göre, daha önce döviz veya dövize endeksli olarak yapılan kira sözleşmeleri zorunlu olarak 2 yıllık süre için TL’ye dönüştürülecek. TL’ye dönüşecek kira bedeli, eğer anlaşmazlık olursa, bir yıllık dönemin sonunda aylık TÜFE oranına göre artırılacak. İkinci yılda da artış oranı olarak yine TÜFE kullanılacak.

MAHKEME YOLU AÇIKTI


Dövizdeki ani artışın yol açtığı sorunlara tebliğle çözüm aransa da, aslında dövizli kira sözleşmelerinin TL’ye çevrilmesi ve kira artışlarına uygulanacak enflasyon konusunda geçmişte yaşanan sorunlar TBMM’nin Borçlar Kanunu’na eklediği maddelerle çözüme kavuşturulmuş, mahkemeler de anlaşmazlıklarda bu yasayı dikkate almıştı. Halen yürürlükte olan bu yasanın 138’inci maddesine göre, enflasyonun ya da dövizin olağanüstü arttığı dönemlerde mağdur olan taraflar mahkemeye başvurup kira sözleşmesinin yeni duruma göre düzeltilmesini isteyebiliyor ya da sözleşmeden tamamen cayabiliyor.

Yeni çıkan tebliği değerlendiren hukukçular, özellikle kira anlaşmazlıklarında kafaları karıştıracak büyük bir hukuk skandalı yaratıldığını belirtirken, “Bu tebliğle ne yazık ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 138. ve 344. maddeleri yok sayılmış ya da bir tebliğ ile kanun hükümleri adeta geçersiz kılınmış. Bu yanlışın acilen düzeltilmesi gerekiyor” uyasında bulundular.