Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nce 'Ergenekon' davasına bakan 7 eski hakim ve savcının “Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma, suç uydurma, resmi belgede sahtecilik, suç delillerini yok etme" suçlarından yargılanacağı davayla ilgili olarak eski mahkeme başkanı Köksal Şengün talimatla ifade verdi.  'Balyoz Planı' ve 'Ergenekon' davalarında yargılanan eski CHP milletvekili Dursun Çiçek de davaya müşteki olarak katıldı.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde talimatla alınan ifadesinde tanık Köksal Şengün, 2011 yılına kadar İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptığını söyledi. Tanık Şengün, "Son soruşturmanın açılması kararında adı geçen hakim Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşılıoğlu, Hüsnü Çalmuk, savcı olarak da Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ile birlikte çalıştım. Son soruşturmanın açılması kararında sanıklara isnat olunan eylemler ile ilgili bilgi ve görgüm olması muhtemeldir, ancak bunların dava dosyasında maddi delillerle de desteklendiği dosya incelendiğinde görülecektir” dedi.

"TAHLİYE GEREKİRKEN TUTUKLULUĞU SÜRDÜRDÜLER"


Heyette yer alan adı geçen hakimlerle tutukluluk durumlarının değerlendirilmesinde aralarında tartışmaların olduğunu ve o dönemde FETÖ diye bir terör örgütünün olmadığını belirten Şengün, şöyle devam etti; “Ancak o dönemde FETÖ  terör örgütü diye zikredilen  bir örgüt yoktu. Bu sebeple üye hakimler tahliye veya tutukluluk durumunun devamı konusunda görüşlerini bildirir durumdaydılar. Bence o görüşler doğru görüş değildi. Dosya kapsamına göre bu insanların tahliye olması gerekirken devam yönünde oy kullandılar. Bu da bana yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissettiriyordu. 2008 yılı Temmuz ayında 13.Ağır Ceza Mahkemesi'ne mevcut bulunan hakimler arasında iki heyet olarak belirlemeyi ben yaptım.
2.heyetin hakimlerini ben görevlendirdim, onlar Beşiktaş'daki Özel Yetkili Mahkeme'de görev yapıyorlardı. Kurulmuş bir heyet vardı, yanlış doğru. Heyetler arasında hakim değiştirmek etik olmadığından heyetler bu şekilde değişiklik yapılmadan çalıştı. Dosyanın içinde delil olarak gösterilen CD, flash bellek gibi delilleri biz TÜBİTAK’a gönderiyorduk, TÜBİTAK’dan gelen raporların ve belgelerin bana gösterilmediğini saklandığını düşünüyorum. Daha sonradan bu belgeler kalemde elimizin altından çıktı. Ben bu belgeleri hiçbir zaman görmedim. Bu belgeler çıktığı zaman ben görevden ayrılmıştım. Böyle olduğunu duydum’’

"BİLDİĞİM HER ŞEYİ, SORULAN HER YERDE CEVAPLARIM"

Dursun Çiçeğin avukatı İrem Çiçek ise Köksal Şengün’e dava konusu olaya ilişkin görülen dava sırasında yargılanan sanıklar hakkında tahliyeye ilişkin 'kimlerin karşı oy kullandığını' sordu. Şengün, kendi dışında tahliyeye karşı oy kullananlar olduğunu belirterek “Ben bildiğim her şeyi, sorulan her yerde cevaplarım. Yargıtay’da beyan verebilirim” diyerek cevap verdi.

FOTO:SÖZCÜ- Dursun Çiçek FOTO:SÖZCÜ- Dursun Çiçek "Adalet arayama devam" dedi.


Mahkeme, dosyanın çok kapsamlı olması ve UYAP sisteminin de bu sebeple donmasını gerekçe gösterip sorulacak soruların sağlıklı değerlendirilemeyeceğini ve tanığın beyanının alınmasında bu açıdan zorluk çekildiğini göz önünde bulundurup talimat evrakının mahkemesine iade edilmesine karar verdi.  Duruşmanın sonunda Dursun Çiçek, Köksal Şengün'ün ifadesinin dikkat çekici ve üzücü olduğunu söyledi. Çiçek, "Adalet arayama devam" diyerek adliyeden ayrıldı.

NE OLMUŞTU?


2008 yılında FETÖ'cü Zekeriya Öz'ün de aralarında olduğu İstanbul Cumhuriyet Savcıları tarafından yürütülen Ergenekon soruşturması sonucu açılan davanın mahkeme heyeti başkanlığını ilk olarak Köksal Şengün yapmıştı, Şengün 21 Ağustos 2013 tarihinde emekli olmuştu.
Şengün'ün ismi, genellikle mahkemeden çıkan tutukluluğun devamına yönelik kararlarda kullandığı ret oyuyla gündeme geliyordu. Ergenekon davasının ilk mahkeme heyetinde yer alan üyeler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu'nun tutukluluğun devamına yönelik verdiği kararlarda, Şengün'ün kararı aksi yönde oluyordu ve karar oybirliğiyle değil, oy çokluğuyla çıkıyordu. Şengün, dava sürecinde, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın tutukluluğunun devamına ilişkin kararda da ret oyu kullandıktan sonra, başkanlığını yürüttüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki görevinde alınarak, 2011 yılında Bolu'ya düz hâkim olarak atandı ardından da 2013 yılında istifa etti.