Reuters'ın haberine göre daralmanın sonuçlarının hafifletilmesi için ise ÖTV'nin makul düzeye çekilmesinin yanı sıra, yerli otomotiv projesi ve Türkiye'ye çekilecek doğrudan yatırımlarla yerli üretimin artırılması öneriliyor.

shutterstock_732811756

KPMG Türkiye tarafından hazırlanan ve faiz ve kur değişimlerinin Türkiye otomotiv pazarına etkisinin incelendiği raporda, Türkiye otomotiv pazarının 2015 ve 2016 yılında 1 milyon adetlik satış rakamına ulaştıktan sonra daralma sürecine girdiğine dikkat çekildi. 2018 Mayıs ayından bu yana sürekli daralan pazarın 2017 Mayıs-Eylül dönemi ile karşılaştırıldığında adet bazında yüzde 41'lik daralma yaşadığı belirtilen raporda, bunun son dört yılın en düşük seviyesi olduğuna işaret edildi.

Rapora göre 2019 yılında pazarın küçülmeye devam etmesi, 2020 yılında ise tekrar büyüme trendine girmesi beklenirken; pazarın yeniden 1 milyon adedin üzerine ise ancak 2023 yılında çıkması bekleniyor. Türkiye'de tarihsel olarak otomotiv pazarının seyri incelendiğinde daralmaya dört ana faktörün sebep olduğunu belirten KPMG Türkiye Strateji Bölüm Başkanı Serkan Ercin, bunları ÖTV oranları, euro/TL kuru, taşıt kredi faizleri ve harcanabilir gelir düzeyi olarak sıraladı.

shutterstock_389699368

Pazarın yeniden 1 milyon adedin üzerine ancak 2023'te çıkmasının beklendiğini ifade eden Ercin, pazarın 2018 ve 2019’da yaşayacak olası daralmanın sonuçlarının hafifletilmesi ve önümüzdeki dönemde bu tür sert dalgalanmaların önüne geçilmesi için iki öneride bulunduklarını söyledi. Ercin, "İlk önerimiz vergi reformu. Yıllar içinde artan ÖTV oranları otomotiv pazarı üzerinde baskı kurdu ve potansiyelin altında kalmasına neden oldu... Pazarda yaşanan yüksek dalgalanma, hem pazar oyuncularının karlılığına hem de devletin vergi kaybına neden oluyor. Satın alma üzerinden ÖTV’nin makul düzeye çekilmesi ve vergi kaybının MTV üzerinden telafi edilmesi pazarın sürdürebilir büyümesine destek olacaktır" dedi ve ekledi: "İkinci önerimiz yerli üretim. Devletin yerli otomotiv yatırımının yanı sıra, Türkiye’ye çekilecek doğrudan otomotiv yatırımlarıyla birlikte cari açık üzerinde yaşanacak olumlu etki hem kur hem de faizlerin baskılanmasında önemli rol oynayacaktır. Doğrudan yatırım potansiyeli incelendiğinde, Türkiye pazarında yüzde 1'in altında paya sahip olan Çinli ve Hint üreticiler için Türkiye, hem iç pazar cazibesi hem de ihracat üssü olarak kullanabilecekleri bir konumda olması nedeniyle önemli bir fırsattır."

KPMG tahminine göre Türkiye otomotiv pazarı 2025 yılında 1.2 milyon adetlik satış ile tarihsel olarak en yüksek seviyesine ulaşacak.