Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en büyük sorunlardan birinin hastane enfeksiyonları olduğu biliniyor. Bir sağlık problemi için hastaneye gittiğinizde iyileşmek yerine, virüs ve mikropların neden olduğu ciddi bir hastalığa yakalanma riskiniz bulunuyor. Özellikle hasta yatakları, dezenfekte edilebilir ve yıkanabilir olanları seçilmedikçe enfeksiyon taşıyabiliyorlar. İşte hemen herkesi yakından ilgilendiren bu sorunun çözümü için Yeditepe Üniversitesi’nden çok önemli bir açıklama geldi. Üniversitenin bor madeninden ürettiği “Dermobor”un dokunduğu her madde, kullanım ömrü boyunca antimikrobiyal özellik kazanıyor. Hemen her alanda kullanılabilen bu yerli ve milli molekül Hollandalıların da dikkatini çekti. Bir Hollandalı şirket, yaptırdığı testler sonucu molekülden üretilen antimikrobiyal ürünlerin etkisini görerek 8 bin ton antimikrobiyal plastik granül siparişi verdi.

EN DİRENÇLİ MİKROPLAR

Bu gelişmeleri anlatmak üzere yıllar sonra basının karşısına çıkan Yeditepe Üniversitesi Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, Koşuyolu’nda 675 milyon TL yatırımla hayata geçirdikleri yeni ihtisas hastanesinin “Dermobor” sayesinde dünyanın ilk antimikrobiyal hastanesi olduğunu söyledi. Tıp fakültesi öğrencilerinin eğitimi için
mevcut hastanenin yeterli olmadığını belirten Dalan, “YÖK’ün de tavsiyesiyle öğrencilere yeni eğitim alanı açmak için bu yatırımı yaptık” dedi. Hastane enfeksiyonunun en dirençli mikrop olduğuna dikkat çeken Dalan, molekülün geliştirilme sürecini şöyle anlattı: “Yıllar önce bir tıp bayramında ‘Siz önce Türk molekülü yapın, ondan sonra bayram’ deyince bana tepki gösterdiler. İlk eczacılık fakültesi 1839’da kurulmuş. Ben Gripin’i yerli bilirdim, onun hammaddesi parasetamol de ithal ediliyor. Bugüne kadar yapamamışız ama biz 3 yıl önce bunu başardık.”

İRANLILARLA İŞBİRLİĞİ

Ülke olarak fakir olmamızın temel nedeninin “Türkler başaramaz. Yabancılardan alalım” mantığı olduğunu ifade eden Dalan, ürünün geliştirilmesi için Tebriz Üniversitesi ile işbirliğine gittiklerini anlattı. “Dermobor”un ticarileştirilmesine başladıklarını kaydeden Dalan, Malezya’nın en zengin iş insanlarından olan bir dostunun yatalak olan annesinin sırt yaralarını iyileştirmek için uçak gönderip “Dermobor”u aldırdığını söyledi. Dalan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir tek 1300 derece ısıda üretilen tuvalet taşının üretiminde kullanmayı başaramadık. Onun için de püskürtme yöntemiyle kapladık. Antimikrobiyal özelliğini 2 yıl koruyor.”

HEP KRİZLERDE YATIRIM YAPTIM


ÜNiVERSiTE olarak birkaç yıl içinde birçok hastalığın tedavisi konusunda önemli haberler açıklayacaklarını belirten Bedrettin Dalan, “Ben hayatım boyunca hep krizlerde yatırım yaptım” dedi. Dalan, “Yeditepe Kampüsü’nü 2001 krizinde, yüzde 10 binlik faizler döneminde yaptım. ‘Sen yatırım yapmazsan, ben yapmazsam, krizden nasıl çıkacağız’ demişti Vitali Hakko. Devlet ebedmüebbettir. Vakıf malı olan üniversitelerin her malı devlete aittir. Bizler sadece yöneticiyiz” diye konuştu. “Bir hastanede halı varsa orayı ziyaret bile etmeyin” uyarısında bulunan Bedrettin Dalan, yüzyılın beyin cerrahı olarak adlandırılan Prof. Dr. Gazi Yaşargil, Prof. Dr. Uğur Türe ve ekibinin hizmet verdiği Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nin özellikle nörolojik bilimler ve onkoloji alanında uzman olduğunu sözlerine ekledi.