Muharrem İnce reisin asabını bozdu...
Sizlerden farklı bir şey bildiğimden değil, yüzüne bakıyorum sadece...

*

O ikili görüşmede başladı her şey diyorlar...
Kendine varaklı koltuk getirtmişti, İnce’yi aşağıya oturtmuştu ki ezici güç olsun... Ama Muharrem İnce aşağıda, başladı sırıtmaya...
Bu göz ucu ile baktı sırıtıyor, sinir oldu ama belli etmek istemedi...
Havaya baktı...
Halının çizgilerine baktı...
Yandan göz attı; sırıtıyor...
Muharrem “Heh he he... ne var ne yok” gibi laubalice söze girince, iyice sinir oldu...

*

Koltuk burada önemli işte...
Misafiri yere yakın sıradan koltuğa oturtup, varak işlemeli yüksek koltukta olmak, elbette psikolojik üstünlük sağlıyor...
Hatta bu koltukların hidrolik kaldıraçlı olanları var...
Kollukların oradaki bir düğmeye basınca yükseliyor, yine basınca aşağı doğru alçalıyor...
Diyelim ki konuğun sözlerine kızdın, basıyorsun çıkıyorsun, öbürü aşağıda, aşağılık duygusu içinde iyice ezilsin...
Ortamı yumuşatmak mı gerekiyor, indir...
Yine baktın sırıtıyor, bas çık...
O alttan sesini duyurmak için bağırıp dursun...
Sonra yumuşama gerekiyorsa, in...

*

Hani “Bir koltukta iki karpuz olmaz” derler...
Bu; parlamento, kabine, bakan, genelkurmay başkanı, yargıç, savcı, umum müdür, şef, memur, zabıta, polis, jandarma olmak istiyor...
Kaç karpuz etti bir koltukta?...

*

İşte...
Bir anda hiç ummadık bir adam çıkıyor “Kalk, o koltukta ben oturacağım” diyor...
Komik bir kasketi var...
Bir laf söylüyorsun, kırk cevap yetiştiriyor...
Zeybek oynuyor...
Koltuk sahibi açısından asap bozucu değilse ne?..
Ben size söyleyeyim; millet sevdi...

*

Hadi Türkiye...
Başarıyorsun...

sozcu-banner-1