Nasıl bir milletiz biz...
Doğalgazını, petrolünü, kömürünü, kerestesini, buğdayını, savunma füzelerini Rusya’dan alıyorsun...
Ama Nazım Hikmet’i getirmek isteyene “Vatan haini” damgasını basıyorsun...

*

Rus turistler gelsin istiyorsun... Güya dindarsın, ilk Rus kızlar Antalya’da uçaktan indiğinde, davul çalıp fingirdeyip oynuyorsun...
Ama dünyanın en büyük şairi, bu ülkenin yetiştirdiği, şiirleri yetmiş dile çevrili, mezarı gurbette Nazım Hikmet için birisi “getirelim” dedi mi...
“Vatan haini” diyorsun...

*

Yarım asırdan fazla, gurbetten seslenip duruyor Nazım Hikmet:
“Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni...”

*

Ölüm yıldönümünde kendi aramızda andık Nazım Hikmet’i, ülkeyi yönetenlerden ne bir ses, ne bir seda...
Ayrıca çok da lüzumu yok ya...
Bakın; onu anlayan, şiirlerini bebeklerine öğreten Balkan ülkeleri Avrupa Topluluğu’na çoktan kabul edildiler... Şiirlerini ders kitaplarına koyan Çin, dünya ekonomi devi... Ona kucak açan Rusya süper güç...
Sen kendi şairini anlamadığın gibi, şiirlerini okuyanları “vatan haini” diyerek hapishanelere doldurduğun için; turist kız uçaktan indi mi “ekonomi kurtuluyor” diye şakır şukur oynuyorsun hurma...

*

Nazım Hikmet tüm dünyada anıldı, ölüsünü unutmadılar...
Bunların dirisini sokmuyorlar ülkelerine...

*

Kulak verin siz:
Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,
Dalga dalga aydınlık oldular,
Yürüdüler karanlığın üstüne.
Meydanları zapt ettiler yine.

Beyazıt’ta şehit düşen
Silkinip kalktı kabrinden,
Ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını
Yıktı Şahmeran’ın mağarasını.
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.”

sozcu-banner-1