SOSYAL MEDYA

Ve nihayet Aktroller “larda yüzen al sancak” ile tanıştı


Gazetecilik ve televizyonculukla birlikte sosyal medyada da aktif bir çaba içindeyim biliyorsunuz.
Twitter, Facebook ve Instagram’da hesaplarım var.
Özellikle Twitter hesabım hayli hareketli. Şu sıralar 900 bini geçti takipçi sayısı.
Twitter üzerinden daha çok yazılarımı, akşam üzerine doğru Korkusuz Gazetesi’ndeki sayfamın görselini, Halk TV’deki Yazıişleri programının içeriğini ve konuklarımı paylaşıyorum.
Bazı zamanlarda da günün gelişmeleri üzerine bazı fikirlerimi yazıyorum.
Geçen haftanın son üç günü benim için çok eğlenceli geçti.
Yazdığım bir twite kendini Erdoğan’ın fedaisi gibi gören Aktrollerin gönderdiği “güya” eleştiri mesajları gerçekten evlere şenlikti.
“Eğlenceli” dediğime bakmayın, aslında bir kesimin akıl, zeka ve mantık düzeyinin ne olduğunu göstermesi açısından aslında çok ibretlik ve üzüntü vericiydi.
Daha sonra bu köşede yazdığım bir konuyu önce bir twit olarak paylaşmıştım.
Şöyle yazmıştım; Anayasanın değiştirilemez ilk üç maddesine göre İstiklal Marşı zaten değiştirilemiyor. Erdoğan da bunu biliyordur mutlaka.
Şenlik ondan sonra başladı. Aktroller “çakma akıllarıyla” beni eleştirmeye başladı. Çünkü ben “aptal olduğum için” Erdoğan’ın sözlerini anlamıyormuşum veya anlamazdan geliyormuşum.
Meğer Erdoğan benim yazdığım gibi “marşın değiştirilmesini” istememiş ki, onun istediği bestenin değiştirilmesiymiş.
Ki zaten aslında milletimiz de 88 yıldır İstiklal Marşı’nın bestesinin değiştirilmesini istiyormuş.
Hepsi yarım saat içinde çok sayıda bu tür mesaj gelince dayanamadım ve şu twiti paylaştım bu kez; Sabah sabah çok şaşırdım. “İstiklal Marşı anayasanın ilk üç maddesine göre değiştirilemiyor” diye yazdım. “Marş değişmiyor ki bestesi değişiyor” diye bir sürü mesaj geldi. Marşı ne zannediyorlar acaba? Akıl zeka ve mantık bu kadar geriye düştüyse insan umutsuzluğa kapılıyor.
Bu “uyarıcı” mesajdan sonra bir süre bu “pek akıllı” mesajlar kesildi. Sonra baktım ki akşama doğru tekrar yoğunlaşıyor.
Bir mesaj daha paylaştım. Şöyle dedim bu kez; Sabahtan beri hâlâ “marşı değil bestesini değiştirecek” diyenler var. Benimle kafa mı buluyorlar yoksa bunlar gerçekten böyle mi? Ya da benim twit hesabını “cehalet yarışmasına başvuru” masasına mı döndürmeye çalışıyorlar?
Tabii ben de biliyorum, bu mesajların çoğu bizzat iktidarın yönetimindeki “trol ekibinden” geliyor. Ama nereden gelirse gelsin bilgi ve algılama seviyesinin bu kadar düşmesi insanı çok üzüyor.
Bu bilgisizlik içinde bir de “İstiklal Marşı’nın ilk kıtasının müzikle tam uyum sağlamaması” sorununa parmak basanlar var ki insan gülsünağlasın mı bilemiyor.
Birçok kişi “larda yüzen al sancak ne demek arkadaş?” diye soruyordu. Sanki bugüne kadar bunun farkındaymışlar da…. Tövbe tövbe..
Neyse, yazıyı daha fazla uzatmayayım.
Bu konu ile ilgili gelen bazı mesajları seçip buraya koyuyorum.
Okuması sizin için de eğlenceli olacaktır. (Mesajlar aynen geldiği gibidir)
-İstiklal marşının değiştirileceğini kim söyledi. :). Ne kullanıyorsunuz siz. :)
-Yav siz nasil algiya oynuyorsunuz biz ne duydugumuzu anlamiyor muyuz?istiklal marsi degissin degil bestesi degissin dedi.gerci hoş oyle oldugunu sende biliyorsun da.
-Okuduğunuzu dinlediğinizi anlamıyor musunuz? Reis marşı mı değiştirelim dedi. Bestede hatalar var.Daha iyisini yapalım dedi. Bu kadar salağa yatmayın ayıp ya.
-Marşın sözlerinden bahseden yok güftesinden bahsediliyor ama sizin göz var görmez kulak var duymaz dil var söylemez
-kemalist beyinli değişen parça yok siz pert oldunuz haberiniz yok cehape zihniyeti bitti artık yeni türkiye yeni osmanlı var
-bre ahmak istiklal marşını değiştirmek isteyen mi var ataklı ? bestesi batı müziğinden İslam Türk geleneğine uygın hale gelecek Bundan mı rahatsızsın ? Mehter marşından mı rahatsızsın ?
-anayasa komple değişmeli mars da değişebilir bunun neresini anlamiyorsunuz
-Bestesinin değiştirilemeyeceği yazmıyor ki?
-Laaa geri zekalımisiniz Siz Yada Algımı oluşturuyorsunuz
-Cumhur başkanımız sadece makamının(Beste)değişmesini istedi. Niçin saptırıyorsunuz?
-İstiklâl marşının sadece makamının değiştirilmesi den bahsetti Cumhurbaşkanımız,
-Çok değerli meslektaşım. İstiklal Marsimizin tek bir harfinin dahi degirstirilmeyecegini cok iyi biliyorsunuz. Buna ragmen algi yapiyorsunuz :-) marsimizin defalarca muziginin bestesinin degistirildigini biliyorsunuz.Akilli olan marsimizin degisik varyasyonuna bakabilir youtubeda
-Koskoca can ataklının ettuğu lafa bak! İstiklal marşını değiştirmek isteyen kim? Bestesi de ilk üç maddeye dahil mi?
-Reisin anlatmak istediğini nerenle dinliyorsun can ataklı, duydun ama anlamak istediğin gibi anlıyorsun.
-Beste diyo beste muhabir ataklı
-sende reisin marşı deyil besteyi dediğini biliyorsundur mutlaka
-Yanlış anlaşılmasın değişmesini istemiyorum ama değişse bile marş değişmiyor, bestesi değişecek
zaten. Oraya atıf yapılacak bir durum yok yani.
-Değiştirilmek istenen zaten İstiklal Marşı değil bunu bile bile bunu yazmanız tipik bir gazeteci davranışı.
-bestesi değiştirelemez demiyor koçum. “larda yüzen alsancaaaak” ne ya!
-İstiklal marşını değiştirelim diye nerde dedi bi açıklayın
-dün akşam selvi de güfteye dokunmadan değiştirilebilir dedi akıl küpü
-Muhalefet ele ayağa düşmüş, sizden adam olmaz
-Milleti akılsızlık ile suçlayacağınıza söyleyin bizlere,üstün zekânızla aydınlatın bizleri, acaba Akif bu şiiri yazdığında besteside onamı aittiki adını istiklâl marşı koydu? Ozaman istiklâl şiiri diyelim de bestelenme bölümüne marş denilsin.
-Bir sürü derken CANCIK sadece bir kişi yazmış gözünle oku g*tünle değil.
-Larda yüzen alsancak için ne diyorsunuz hocam...
-Lafı geveleme şimdi muhabir ataklı
-Bestesi değişecek
-Sende biraz Dengesizlik var, farkında değilsin.
-Marşı değil bestesini değiştirecek...
-1920 li yıllarda 6 sene farklı beste ile okunan İstiklal marşını neden değiştirdiniz
-Laf kalabalığí yapıp fikrinin yanlíş olduğunu unutturma.Daha õncede beste değişmiş.Demek ki oluyormuş
-ayetmi lan bu değiştirilemezmi
-sen gercekten CAHİLSİN yada FESATSIN
-Adam istiklal marsini degisin demedi ki guftesini degisin dedi. Ha bi de simdi erdogan bi anayasa yapsa ve deseki erdogani koruma kanunu koyduk ve bu madde degistirilemez dese ne olacak. Sirf anayasa da yaziyor diye degistirilemeyecek mi.
-Can bey, Anayasa’da “Milli marş İstiklal Marşıdır” şeklinde geçiyor. “İstiklal Marşı” Mehmet Akif Ersoy’un şiirinin adıdır. Siz marş zaten besteli şiir demektir diye yorum yapıyorsunuz lakin durum öyle değil..
-Bayiliyom bu beyni olmayan sol tabakaya Gidin dogunun guneydogunun bi koyune toplayin 40 yaş ustunu bakalim bu besteyle neye benzeyecek okunan
-%100 yerli sözlere sahip bir marşa, batı müziğinin eşlik etmesi ve bunu kabullenen akıl ! Şizofreni belirtileri bunlar kusura bakmayın...-B
u ülke eski türkiye değil, daha sizin hoşunuza gitmeyecek çok şey değişecek. En son sizde değişeceksiniz.
-Sizinle aynı Yolda biriyim. Ama gerçekten marş değişmiyor, sadece beste değişmesi isteniyor.
-Muhalif olmak zorunda hissetmek böyle birşey heralde. İstiklal marşı değişmiyor ki bestesi değişecek.
-Çok kötü algı operasyonu yapıyorsun Can.Dürüst ol.İstiklal marşı mı değişsin deniliyor yoksa bestesi mi?Kim olursa olsun önce ahlak ve dürüstlük gerek.
-Be adam bir lafı adam gibi anlamaktan acizsiniz.İstiklal marşını değil bestesini beğenmiyor. Ve  haklı.
-Nedemek “larda yüzen” alsancak. Yazarız diye geçiniyorsunuz
-Ulan nedenden anlıyor Sun lafı bir doktora görün beyin özür lu
-Can’cım (buna tevellütüm yeter) meseleyi siyasi olarak değil muzikalite zaviyesinden tartışıyoruz. Güftenin (mefâilûn/mefâilûn/mefâilûn/fâilûn) olan vezni batı müziğinin “tam” nota yapısına tabi olarak oturmuyor. Dolayısı ile prozedi de bozuluyor. İşe bu açıdan bakarsan iyi olur.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

İntikamcı anlayış “bir ilki” gerçekleştirdi


Yakın tarihimizin en önemli zaferlerinden birini kutlayıp şehitlerimizi andık dün. Dünya emperyalizmine “Çanakkale’nin düşmanca emeller için geçilmeyeceğini” gösterdiğimiz bu anlamlı günde zaferin kazanıldığı topraklarda yine görkemli törenler yapıldı.
Ancak bu yıl ilk kez Çanakkale Belediye Başkanı törenlere sokulmadı.
Nedeni basit; AKP Genel Başkanı CHP’li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a öfkeli. Gökhan geçen ekim ayındaki belediye meclis oturumunda AKP’li Grup Başkanı Tülay Ömercioğlu ile tartışmıştı. Erdoğan kendi partisinden birine CHP’li belediye başkanının çıkışmasını yedirememiş ve bu başkandan intikam alacağını ilan etmişti.
Erdoğan şöyle demişti; “Sen bunları yaptın. Bak 18 Mart geldi. Şimdiden talimatı verdim. ‘Bu belediye başkanını 18 Mart’ta törenlerde konuşturmayacaksınız’. Oradaki düzenlemenin faili hükümettir, validir. Onun orada konuşma hakkı bir lütuftur. Seçilmişe saygısızlık yaptı. Bunun hesabını verecek. Öyle havaalanına gelip bizi karşılama falan, gelme, karşılama bizi. Önce demokrasi terbiyesini bilmen lazım. Bir hanımefendiye saygısızlık yaparsan, onun sözünü kesersen, onu salondan kovarsan biz de sizi kovulması gereken yerden kovarız.”
Beklendiği gibi oldu. Çanakkale belediye başkanı törene alınmadı. Ve Türkiye en tepesindeki kişinin “intikamcı” anlayışına bir kere daha teslim oldu.

ŞAŞIRDIM

Erzurum’dan çıktı değil mi bu Feto?


AKP Genel Başkanı Erdoğan cuma günü partisinin il kongresi için Erzurum’daydı.
Erdoğan Fetullah Gülen’in Erzurumlu olmasına dikkat çekerek kalabalığa “Bu Feto buradan çıktı değil mi?” diye sordu.
Kendisini izleyenler çılgınca alkışlarken bir yandan da “yuuuuuh” diye bağırıyordu.
Erdoğan devam etti; “Yahu Erzurum’dan çıkan adamın ne işi var Pensilvanya’da?”
Kalabalık bu pek de anlamı olmayan cümleyi de çılgınca alkışladı.
Bir an korktum.
Erdoğan Erzurumlulara “Utanmıyor musunuz Fetullah Gülen gibi birini aranızdan çıkarmaya?” deyiverseydi de o kalabalıklar çılgınca alkışlayacaklardı muhhtemelen.
Hepsi o derece kendinden geçmiş haldeydi yani.
Artık bu tür mitinglerde Erdoğan ne derse alkışlıyorlar. Lafın içeriği o kadar da önemli değil hani.

ANALİZ

Artık baskın seçim için engel kalmadı


Afrin operasyonunda sona gelindi. Dün öğle saatleri itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’i fethettiği, kente Türk bayrağı asılarak hakimiyetin sağlandığı resmen açıklandı.
Bu elbette çok büyük başarıdır.
Kentin neredeyse hiç direnmeden teslim olması çok umut vericidir. Dileriz bundan sonra da bir direnişle karşılaşılmaz ve terörden temizlenen kent rahata erer. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın bu zaferini bir seçimle taçlandırmak istemesi kaçınılmaz hale gelebilir.
Afrin fethedilmiş olabilir ancak bölgede suların durulmayacağı kesindir. Afrin’den sonra Türk Silahlı Kuvvetleri operasyonlarını Doğu’ya doğru kaydırmak zorunda kalacaktır.
Çünkü terör örgütünün asıl gücü bu tarafta, üstelik buradaki teröristlerin arkasında Amerikan güçleri de var.
Bu nedenle bu taraftaki operasyonlar daha uzun ve meşakkatli sürebilir. Bu süreçte Türkiye ekonomik ve sosyal olarak sıkıntılara girebilir.
O halde Erdoğan bu sürece hem güçlü hem de tüm aykırı sesleri kesmiş olarak girmek isteyecektir.
Bunun için de seçimi erkene almanın da ötesinde bir baskına çevirerek savaş ortamına “tek başına ve çok güçlü” girmeyi planlayacaktır.
Şu ana kadar iktidar temsilcileri bir erken seçim olmayacağını vurguladılar hep. Oysa seçimin erkene alınmayacağı sözünü henüz AKP Genel Başkanı’nın ağzından duymadık.
Kimsenin beklemediği bir anda “baskın seçim” kararı alınması kimseyi şaşırtmasın artık. Üstelik bu seçime İYİ Parti’nin de sokulmamak isteneceğini şimdiden söyleyebilirim.