Dün bir profesör arkadaşımla konuşu­yordum. O sırada bir işadamı arkadaşımız yanımıza geldi, çok kaygılıydı:
“Bu ülkeye ne oluyor? Radyo Televiz­yon Üst Kurulu (RTÜK) Fox Haber’e ve Halk Arenası programına ceza yağdırmış. Herkesi yıldırmak, sindirmek istiyorlar! Bu nasıl demokrasi?” diye sordu.
“Cumhurbaşkanı’nın, Fatih Por­takal, Müjdat Gezen ve Metin Ak­pınar’ı hedef göstermesinden sonra durumdan vazife çıkaran RTÜK hızla harekete geçti. Hemen hemen her kurum Erdoğan’ın öfkeli konuşmalarını talimat olarak algılıyor, onun gözüne girmeye, çalışıyor” diye acı acı güldüm.
Profesör arkadaşım sakin bir şekilde söze karıştı ve:
“Size tavsiyem şudur: Bu millet demokrasi istemiyor. Siz de huzur içinde yaşamak istiyorsanız ülkedeki hiçbir şeye aldırmayın. Ben artık öyle yapıyor ve keyfime bakıyorum. Siz de benim gibi yapın!” dedi.
“Sen susarsan, ben susarsam, on­lar susarsa, doğru nasıl bulunacak? Ülke nasıl düzlüğe çıkacak?” dedim.
Profesör arkadaşım “Onu da oy ve­ren ve ezilen kitleler düşünsün, size ne?” dedi.
Ülkem adına bir kez daha üzüldüm!