Bunu Türkiye’nin ilk “Doktor Terzisi” olan Yusuf Kenan söylüyor ve şöyle devam ediyor:
“Yıllar göz açıp kapayıncaya kadar geçti” deriz. O ‘Göz açıp kapama’ saniyesi içerisine sıkıştırdığımız hayatın yaşandığı dönem bu kadar kısa mı?
Ben Malatya’da bir kabak tarlasında doğmuşum. Sevgili anam Nazife Hanım tarlada çalışıyormuş. Doğum sancısı tutmuş. Beni oracıkta dünyaya getirmiş. Göbeğimi kesmiş, sarıp sarmaladıktan sonra kucağına alarak evimizin yolunu tutmuş.”
* * *
Adı Yusuf Kenan Küçükaslan... Fakat kamuoyu onu sadece “Yusuf Kenan” olarak tanıyor.
Türkiye’de ilk “Doktor Terzi”
Yusuf Kenan bu unvanı Londra’da “Tailor and Cutter Academy” adlı terzilik akademisini bitirdikten sonra alınca âdeta sınıf atladı ve ünlülerin terzisi oldu.
5’inci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, MHP lideri Alpaslan Türkeş, büyük işadamları Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Erdoğan Demirören, ünlü aktör Ayhan Işık, İzzet Günay ve daha niceleri...
Yusuf Kenan şimdi hayatını yazıp kitap haline getirdi. Kitabının adı:
“İğne ile İpliğin Dansı”
* * *
Malatya’da bir kabak tarlasında doğan ve daha dünyaya gelişinin 6’ncı ayında babasını kaybeden Yusuf Kenan’ın kitabı ibret verici bir hayat dersi.
O öykünün içinde, en yakın arkadaşı tarafından dolandırılınca parasız kalan ve üzüntüsünden 52 yaşında ölen bir babanın... Çocuklarına hem analık, hem babalık yapan meleklere eşdeğer bir annenin şefkati... Ülkenin savaş ve yokluk yılları... 6-7 Eylül olaylarında İstanbul’un yağmalanışı... Yetim büyüyen bir erkek çocuğunun 1953 yılında 17 yaşında Malatya’dan İstanbul’a gelerek “Terzi çırağı” olarak başladığı hayat mücadelesi var.
Ekmeğini iğnenin sivri ucuyla kazanan Yusuf Kenan 33 yaşına geldiğinde hâlâ bekârdır.
Yıl 1969, aylardan Ekim... İşte o yıl, Yusuf Kenan’ın çarpıldığı tarihtir. 20 yaşındaki Filiz Hanım’la tanışıyor, yıldırım aşk, yıldırım nikâhla sonuçlanıyor.
Yusuf Kenan aradan 49 yıl geçtikten sonra emeklilik döneminde bile bu duyguyu sürdürüyor, çocukları ve torunlarıyla mutlu günler yaşarken “Hayattan alınan en iyi ödül insanın içinin rahat olmasıdır.” diyor. (Kitaba ulaşmak için: 0533 770 35 41)
Kanada Başbakanı ve bizim siyasiler!
Kanada’da yaşayan kadim okurum Tarık Karslı bildiriyor:
“Türkiye’de demokrasi denilince kimse mangalda kül bırakmıyor. Özellikle iktidardakiler ve başları!
Bugün arabada radyo dinlerken hemen her saat başında Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya 100 dolar ceza kesildiğini tekrarladılar.
Olay şöyle: Geçen yıl Justin Trudeau, PEI eyaletine gidiyor. Eyaletin seçilmiş valisi, Trudeau’ya “özel bir gözlük” armağan ediyor.
Gözlüğün değeri 300 dolar! Kanada yasalarına göre siyasilerin 200 doların üstünde aldığı her türlü hediyenin bildirilmesi ve devlet kayıtlarına geçmesi gerekiyor. Bildirimi ihmal eden ya da unutan Başbakan Trudeau’ya 100 dolar ceza kesilmiş!
Bu tür kurallar gerçek demokrasiyi uygulayan bütün uygar Batı ülkelerinde var!
* * *
Ben radyoda bunu dinleyince aklıma 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Suudi Arabistan ziyareti sırasında Kral’dan aldığı olağanüstü hediyeler aklıma geldi. Gazeteciler o kadar yazmalarına ve ısrarla sormalarına rağmen adamın gıkı çıkmamıştı.
Tabii meşhur bakanların kutular içinde, bedelini kaçakçı Reza Zarrab’ın ödediği 700 bin liralık saat ve buna benzer pahalı hediyeler de dava konusu edilmedi.
24 Haziran seçimlerinde Türkiye siyasetinde bir değişiklik olmadı. Demek ki, Kanada misali bir demokrasiye maalesef gidemeyeceğiz!”
TEBESSÜM
Cennetin yolu!
Bir papaz Trabzon’a gider ve sahildeki ünlü tarihi kiliseyi aramaya başlar.
Yolda, çocuk Temel’i görür ve ona sorar:
“Evlat, kilise nerede?”
Çocuk Temel kiliseyi tarif eder ve papaz ona:
“Sen çok iyi bir çocuğa benziyorsun, yarın gel de sana mutluluğun yolunu anlatayım ve cennete nasıl gidileceğini göstereyim” der.
Çocuk Temel dudağını bükerek:
“Hadi yaa” der “Sen daha kilisenin yolunu bilmeysun, cennetun yolunu nereden bileceksun?”
GÜNÜN SÖZÜ
Eğitimi yetersiz olan cahil toplumlar kendilerini nelerin beklediğini merak etmezler!
