Malatya’daki Halk Arenası her zamankinden biraz daha uzun sürdü. Hemen otele gidip yatmak yerine, Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu’nda saatlerce oturup bizi izleyen konuklarımızla anı fotoğrafları çektirdik. Otele döndüğümüzde saat 01.00’i çoktan geçmişti.

★★★

CHP Genel Başkan Yardımcıları Aykut Erdoğdu, Veli Ağbaba, Tarihçi Sinan Meydan ve Malatyalı dostlarla bir köşeye çekilip, hem Halk Arenası’nı, hem de Galatasaray-Fenerbahçe derbisini konuştuk.
Hepimizin ortak acısı; Fenerbahçeli üniversite öğrencisi Koray Şener’in maçı izlemek için geldiği stadyumda kalp krizi geçirip yaşamını yitirmesiydi.
Gencecik bir insanın, aslında bir eğlence etkinliği olan maçın stresini kaldıramayarak ansızın ölmesi, hepimizin yüreğini yakmıştı.
Olayın duyulmasıyla tüm stadyuma matem havasının hakim olması gerekirken, bir grup holigan taraftarın “Seni sevmeyen ölsün” diye bağırmaları, bazı futbolcuların maç bitiminde hiçbir taşkınlığa yol açmadan soyunma odalarına gitmek yerine birbirlerine saldırmaları, acımızı daha da dayanılmaz hale getirmişti.
Odalarımıza yatmaya giderken herkes birbirine “Ne oldu bize de, insanlığımızı unutur hale geldik” diye soruyordu.

★★★

Biz sıcacık yataklarımızda bir sağa, bir sola dönüp, uyku ile uyanıklık arasında kalan o hayal anlarda bu soruya cevap bulmaya çalışırken, otelimizden bir-iki kilometre ötedeki bir ameliyathanede, bir tıp ekibi yaklaşık 20 saattir, bırakın uyumayı, gözlerini bile kırpmadan insanlık tarihinin en güzel sayfalarından birini yazmaya uğraşıyordu.

★★★

Ekibin başındaki kişi Prof. Dr. Sezai Yılmaz’dı.
Prof. Yılmaz, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Karaciğer Enstitüsü’nde yılda yaklaşık 300 civarında karaciğer nakli yapmayı başarmış dünya çapında bir cerrah ekibinin lideriydi.
O akşam saat 21.00 civarında ameliyatlarını tamamlayıp evlerine gitmek üzereyken, günlerce şehir şehir dolaştırıldıktan sonra hastanelerine getirilen iki küçük çocuğu ameliyat etmeleri gerekmişti.
Hastalardan biri 6 yaşlarında dünyalar güzeli bir kız çocuğuydu. Suriyeli yavruya Hepatit-A kaynaklı siroz nedeniyle karaciğer nakli gerekiyordu.
Ama kimsesi olmayan zavallı için çok geç kalınmıştı.

Prof. Dr. Sezai Yılmaz Prof. Dr. Sezai Yılmaz


Canla başla uğraştılar, onu biraz daha yaşatabilmek için kendi ömürlerinden bile vermeye razı oldular, ama maalesef!..
Talihsiz yavruyu kurtaramadılar.
Diğer hastaya ise başarılı bir karaciğer nakli yaptılar.

★★★

Hoca yastığa başını koymadan öğlene doğru yanımıza geldiğinde, dokunsanız ağlayacak gibiydi.
“Savaş korkunç bir felâket. Bunlar muhalif gruplara mensup ailelerin çocukları oldukları için aşı vs. gibi, Suriye rejiminin hiçbir sağlık hizmetinden yararlanamamışlar. Sonra da aileleri dağılmış ve ortada kalmışlar. Eğer bizim elimize ölmek üzereyken değil de, bir gün öncesinden gelebilmiş olsaydı, kurtarabilirdik” diyordu.

★★★

Ergenekon kumpasında atıldığı Silivri zindanlarında yatarken yaşadığı büyük mağduriyetler ve evlât acısı nedeniyle yakından tanıdığımız Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu’nun kurduğu enstitü, karaciğer naklinde sağladığı başarı nedeniyle dünyada 2’nci sıraya yükselmiş durumda.
Prof. Yılmaz’ın hedefi 5 yıl içinde genetiği değiştirilmiş hayvandan insana karaciğer nakledebilmek...
Bunu başarmaya kararlı olduklarını, yeterli bilgi, birikim ve deneyime sahip bulunduklarını söylüyor.

★★★

İşte böyle sevgili okurlarım.
Maçta kalp krizi geçirip ölen rakip takım taraftarı bir gencin ardından “Seni sevmeyen ölsün” diye bağıranların insanlıklarının sorgulandığı kâbus gibi bir gecenin sabahında, içimizi umutla dolduran, her yönüyle örnek alınması gereken bir insan...

Bu örnek insanlar, insanlar yaşadıkça yaşasınlar.