Bilmiyorum sizler de farkında mısınız?..
FETÖ meselesinin iyice cılkı çıktı!.. Bir taraftan her Tanrı’nın günü sürü sepet gözaltı olayları yaşanırken, Fetullahçı kumpaslar mahkeme kararlarıyla bir bir çökerken, diğer taraftan, hapishanelere “selam verdi”, “Bank Asya’nın kapısından geçti, para yatırdı” suçlamasıyla sayısını bilemediğim mebzul miktarda insan tıkış tıkış dolduruluyor, insanlar meslekten dönmemecesine ihraç ediliyor, akıl yürütmenin neredeyse imkansızlaştığı, “neler oluyor” dedirtecek, korku filmi tadında olaylar yaşanıyor!..
Alın iktidarın açıkladığı belediye başkan adaylarını mesela; Büyükşehirlere aday olanlardan tutun ilçe belediye başkan adaylarına kadar bir çok kişinin FETÖ ilişkileri patladı bile!.. Fetullah’a övgüler düzeninden, FETÖ için para toplayanına, arazi, bina tahsis edenine varıncaya dek her çeşidini bulabilirsiniz!..
Mesela, “Abi, FETÖ’cü olacaksan zengin olacaksın yoksa yandın!” dedirtecek tahliye kararları ortada... Milyonlarca liralık “özgürlük bedeli” iddiaları artık sıradan muamele olarak dillerde dolaşmıyor mu?.. Bırakın dillerde dolaşmayı, yandaş medyada bile tepki görmüyor mu?!..
O kadar ki, FETÖ davalarında “itirafçı” olan FETÖ müritlerinin tekrar Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönme talepleri gazetelere haber bile oluyor, iyi mi!..
-Daha da beterini önceki gün Odatv’de yayımlanan “Akıncı Üssü davasından kurtulanlar” yazısında okudum, inanın şapkam uçtu!..

Pensilvanya’ya bir iki!..


Biliyorsunuz, Akıncı Üssü 15 Temmuz darbe girişiminin karargahıydı...
Odatv yazarı Murat Ağırel, üşenmemiş, 1 numaralı sanığı Fetullah Gülen, 2 numaralı sanığı, “FETÖ’nün Hava Kuvvetleri İmamı” olarak gösterilen, darbe gecesi “iyi saatte olsunlar” tarafından yakalanmışken punduna getirilip kaçırılan Adil Öksüz olan 4 bin 658 sayfalık iddianameyi ve 570 klasörlük dava dosyasını satır satır incelemiş...
-Neler çıkmış neler, gözlerime inanamadım!..
İddianamede, 17-21 Mart 2016 tarihleri arasında Adil Öksüz ile birlikte ABD’ye gidip gelen kişiler” başlıklı bilgi notunda bakın ne diyor:
-Bu yolculuklarda Adil Öksüz ile birlikte gidip döndükleri ve birlikte hareket ettikleri değerlendirilen...
Kimmiş peki bu isimler? Onlar da birbiri ardına tespih tanesi gibi dizilmiş durumda iddianamede:
-Veysel Alemdaroğlu, Erdem Efendioğlu, Salih Serhat İlhan, Atasay Kamer, Emin Kanar, Özgür Özdemir ve İsrail uyruklu iki kişi...
Bu kişilerle ilgili her türlü istihbari bilginin adli mercilere verildiği “İstihbari Bilgi Notu” nda görülüyor. Sonra ne oluyor peki? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu, söz konusu kişilerin gözaltına alınması için ilgili savcılıklara talimat gönderiyor... -Hikaye de tam bu noktada başlıyor!..
Gözaltına alınması gereken, ancak her nedense alınmayan kişilerden birisi Atasay Kamer... Kim peki bu kişi? Cihan Kamer’in oğlu!. ASGOLD ve ATASAY şirketlerinin yönetimde de görev alan bir kişi...
-Pekii, nedir bu kişiyi önemli kılan?..

Koruma kalkanına sahip ortak!..


Burada önemli sözcük ATAGOLD!..
Bir zamanlar Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında siyasi polemik konusu olan bu şirketle ilgili olarak Kılıçdaroğlu “Ekrem Tosun kim?” diye sormuş, Erdoğan ise “tanımıyorum” demişti. İşte o kişi, Ekrem Tosun biraz da zorunda kaldığı için şirket ortaklarını şöyle açıklamıştı:
-1995 yılında kurulan ATAGOLD Kuyumculuk Tic. AŞ’nin yüzde 50 hissesi Cihan, Çiğdem Atasay ve Simay Kamer’e, diğer yüzde 50’si ise Bilal Erdoğan ile Burak Erdoğan’ın eşi Sema Erdoğan’a aitti!..
Murat Ağırel’in şu bilgi notunu da paylaşayım:
-Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın mal beyanında, oğlu Burak Erdoğan’ın düğününde takılan takıların ATAGOLD firmasında bozdurulduğu yazılıydı...
Ağırel’in yazısıyla devam edelim: İddianamede bulunan giriş-çıkış kayıtlarına göre, Atasay Kamer, değişik tarihlerde FETÖ üyesi olduğu iddia edilen kişilerce birlikte defalarca yurtdışına çıktı!..
İddianame, yurtdışına sürekli olarak “ekip halinde” gidip gelindiğini belirtiyor. Liste epey kalabalık ve renkli!.. Adı geçen kişiler şöyle sıralanıyor:
- Kamer’in ticari ilişkisi olan Mehmet Zıylan, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, Habertürk Gazetesi yazarı Sevilay Yılman, avukat Kezban Hatemi, Cüneyd Zapsu’nun eşi Beyza Zapsu, İnci Kuyumculuk sahibi Erkan Kurtulmuş, Hakan Şükür, yazar Bejan Matur, şarkıcı Muazzez Ersoy, futbolcular Okan Buruk, İlhan Parlak, Emre Belezoğlu, Dursun Çetin, Gökhan Erdem gibi isimlerin tamamı ek klasörlerde Atasay Kamer ile birlikte en az bir defa yurtdışına aynı saat dilimlerinde giriş-çıkış yapan isimler olarak belirtiliyor...
Bu isimler içinde Hakan Şükür hariç hakkında işlem başlatılan hiç kimse yok... Atasay Kamer ile birlikte gözaltı kararı verilen 6 kişi ise ya tutuklandı ya da kaçak... Atasay Kamer ise bırakın gözaltına alınmayı hakkındaki iddia da düştü!.. Buna karşın Atasay, önlemini alıp, şirkete kayyum atanma ihtimaline karşı 27 Temmuz 2016 tarihinde işveren konumundan SSK’lı işçi konumuna geçiş yaptı...
Bu rengarenk hikaye şimdilik burada sonlanıyor. Ancak Murat Ağırel, yazısını şöyle bitiriyor:
-Ne diyor reklam: Sadece kadınların altıncı hissi vardır ve bu onları Atasay’a götürür... Bakalım Atasay bizi nerelere götürecek?..
Valla, biz de bekleyelim, görelim!..