ABD Temsilciler Meclisi’nde 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendiren karar, çok büyük oy farkıyla kabul edildi. ABD’de daha önce benzer girişimler önlenmişti. Yıllarca bu konularla uğraşmış emekli büyükelçiler, bu kez kararın engellenememesini değerlendirdi:



KONGRE İLE İLİŞKİ KURULMALI

Onur Öymen: ABD Kongresi’nde bu kararları engellemenin iki yolu var. İlki, Kongre ile doğrudan ilişki kuracaksınız. Kongre üyelerinin Türkiye’yi ziyaret etmesini sağlayacaksınız. Mesela biz, bir buçuk senede Kongre’den 150 kişiyi ağırladık. Türkiye hakkında doğrudan  bilgi sahibi olmalarını sağladık. İkincisi Kongre’de destekçileriniz olacak. Yahudi lobisi bizi destekliyordu. Çok nüfuzlu siyasetçiler vardı. Son karar, Kongre’de artık pek desteğimiz olmadığını gösteriyor.



İŞADAMLARI DA ADIM ATMALI

Oğuz Demiralp: Türkiye’nin sadece Trump’la arası iyi. İkisi arasında büyük fark var. Trump’ın Kongre ile ilişkisi de bozuk. Tasarı sadece Türkleri değil, Trump’ı da hedef alıyor. Geçmişteki tasarılar, diplomatların ve siyasilerin girişimleriyle durduruldu. O girişimleri yapacak siyasi kadroları ben şimdi pek göremiyorum. Eskiden işadamları da harekete geçerdi. Şimdi bu da pek yapılmıyor. Yahudi lobisi lehimize çalışırdı. Türkiye yanlısı cephe çok zayıflamış görünüyor ABD’de.



BEYAZ SARAY’A AĞIRLIK VERİLDİ

Faruk Loğoğlu: Yanlışlardan biri lobi faaliyetlerinin Kongre yerine Beyaz Saray’a odaklanması. İkincisi Türkiye’nin bu gelişmeleri bekliyor olması gerekirken, çok farklı bir tablo çizilmesi. Son yıllardaki yanlışlar nedeniyle bu noktaya gelindi. Yani bunlar sadece Barış Pınarı Harekatı’na tepki değil. Son yıllarda biriken bir türlü çözülemeyen bir sorunlar yığınının son halkası. Yahudi lobisinin yanımızda olmamasının da etkisi büyük.



BİLİMSEL VERİLER SUNULUYORDU

Zergün Korutürk: Kararın 29 Ekim’e getirilmesi ve ezici bir çoğunlukla kabul edilmesi, bunun baskın Suriye misillemesi olduğunu gösteriyor. ABD’de 1975’ten bu yana sözde soykırım girişimleri gündeme geliyordu. Her defasında Türkiye yoğun lobi faaliyetleri ve bilimsel verilerin ortaya konulması ile sonuç almıştır. Özellikle 1985 yılında ABD’de muhkim 69 dünyaca ünlü bilim adamı ve tarihçilerin imzaladığı bildiri Amerikan Kongresi üzerinde çok etkili olmuştu.

ABD’nin 8 Haziran 1972’de Vietnam’da bir köyü napalm bombalarıyla vurmuş, çocukların ağlayarak kaçışı akıllara kazınmıştı.

İŞTE ABD’NİN KANLI GEÇMİŞİ


Sözde soykırım kararı ile Türkiye’yi hedef alan Amerika’nın elinde milyonlarca kişinin kanı var

1915 yılında yaşananları “Ermeni soykırımı” olarak tanıyan kararın ABD Temsilciler Meclisi tarafından kabul edilmesi büyük tepki çekti. Bu kararla Türkiye’yi hedef alan ABD’nin geçmişi ise adeta katliam ve soykırımlarla yazılmış durumda. İşte ABD’nin milyonlarca kişiyi katlettiği olaylar:

- 70 milyon Kızılderili katledildi.

- 15 milyon Afrikalı köleleştirildi. 35 milyon Afrikalı işkence ve kötü muamele nedeniyle öldü.

- ABD, 1945’te Japonya’ya iki atom bombası attı. 350 bin kişi öldü. Binlerce insan sakat kaldı.

- 1945’te Almanya’nın Dresden kentine siviller gözetilmeden yapılan bombardımanda 200 bin kişi öldü.

- 1950-53’te Kuzey Kore’yi hedef alan bombalamalarda dört milyona yakın insan öldü.

- 1950’de Guatemala’daki CIA destekli darbede 200 bin sivil öldürüldü.

- 1950-1959 arasında Küba’da 60 bin kişi ABD destekli Batista birliklerince katledildi.

- 1962-1975’de Vietnam Savaşı boyunca 3 milyon Vietnamlı sivil öldürüldü. ABD, portakal gazı ve napalm gibi kimyasal silahlar kullandı.

- 1991’de Irak’a 85 bin ton bomba atıldı. 113 bin sivil öldü. Savaş sonrası kötü yaşam koşulları nedeniyle çoğu çocuk bir milyonun üzerinde Iraklı hayatını kaybetti.

- 2001’de başlayan Afganistan işgalinde 150 bin sivil öldü.

- 2003’te başlayan Irak işgalinde bir milyondan fazla kişi öldü.

- Suriye’deki savaşa 2014’te doğrudan dahil oldu. Terör örgütü PKK/YPG’ye silah vererek binlerce insanın ölümüne yol açtı.