Kaynaklar, geçtiğimiz seçimde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın beka ve "terör bağlantılı" söylemlerin beklendiği kadar hedef kitlesine ulaşmadığını ve politika söylemlerinde temelde bir değişiklik yapmadan "karşı cephe" söyleminin biraz yumuşatılabileceğini belirtirken, küskün partilileri yeniden sandığa çekmek ve Kürt seçmenleri yeniden kazanmak için çalışılacağını söylediler.

[old_news_related_template title="YSK, CHP'nin itirazı üzerine toplandı" desc="YSK, CHP'nin 31 Mart'ta İstanbul'un 39 ilçesinde yapılan seçimler ile 24 Haziran 2018 Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 'tam kanunsuzluk' gerekçesiyle iptal edilmesi için yaptığı başvuruyu görüşmek üzere toplandı" image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/03/sondakika-20180305.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/ysk-chpnin-itirazini-degerlendirecek-4723803/"]

"KÜRTLERİ ÇOK RAHATSIZ EDECEK BİR SÖYLEM GÖRMEYECEĞİZ"

"Daha düşük oy alan partilerin tavırları sonuç üzerinde etkili olacak. O seçmenlerden oy almalıyız. Küskün partilileri de sandığa çekersek önemli bir yol almış oluruz" diyen AKP'li yetkili, şunları söyledi:

"Öcalan ve HDP'nin açıklamaları yeni bir çözüm sürecinin işareti değil. Kürt seçmenin oyunun ne kadar kritik olduğunu biliyoruz, bunun farkındayız. Teröre karşı politika değişikliği yok ama hassasiyet var; Kürtleri çok rahatsız edecek bir söylem görmeyeceğiz. Daha uzlaşmacı bir dil öne çıkabilir."

"ÇÖZÜM SÜRECİ GÜNDEMDE YOK"

Uzun bir aradan sonra avukatlarıyla görüşen Abdullah Öcalan 6 Mayıs'ta avukatları aracılığıyla bir açıklama yaptı ve içinden geçilen süreçte derin bir toplumsal uzlaşı ve kutuplaşmadan uzak demokratik müzakere yöntemine ihtiyaç olduğunu belirterek İmralı'daki duruşunu derinleştirerek sürdürme kararlılığında olduklarını ifade etti. Öcalan'ın yeniden gündeme gelmesi çözüm sürecini akla getirse de başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere yetkililer çözüm sürecinin gündemde olmadığını açıkladı.

[old_news_related_template title="Son dakika... İmamoğlu’nun röportajının reklamına bile sansür!" desc="Duayen gazeteci Uğur Dündar, Ekrem İmamoğlu ile tarihi bir söyleşi yaptı. Yarın Sözcü Gazetesi’nde yayımlanacak olan söyleşiden tüm Türkiye’yi haberdar etmek isteyen Sözcü yönetimi, Star TV’ye reklam vermek istedi. Ancak bant reklamın Ekrem İmamoğlu ile ilgili olduğunu gören Star TV yönetimi bunu yayımlamayı reddetti." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2019/05/08/iecrop/dundar_16_9_1557333297.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/son-dakika-imamoglunun-roportajinin-reklamina-bile-sansur-4726848/"]

EKONOMİ VE BİNALİ YILDIRIM'IN ÇABASI ÖNEMLİ

AKP'li bazı yetkililer, seçim sonucunun şu anda garanti olarak görülemeyeceğini ve halen iki seçeneğe de açık olduğunu belirtirken, bazıları Binali Yıldırım lehine sonuçlanabilmesi için daha iyi bir çalışma gerektiğini kaydettiler. 31 Mart'ta gerçekleşen yerel seçimler öncesinde en büyük kaygı ekonomide oluşan zorlukların seçmenlerin oylarını AKP aleyhine çevirme olasılığıydı.

Seçim sonucunda yapılan yorumlarda da AKP'nin İstanbul ve Ankara'yı kaybetmesinde ekonominin olumsuz etkisinin teyidi olduğu belirtilmişti. Bu nedenle bazı AKP yetkilileri halen mevcut sorunların devam ettiğini ve bunun nasıl aşılacağının soru işareti olduğuna dikkat çekiyorlar.

"UMARIM DAHA AÇIK ARA BİR SONUÇ OLMAZ"

Partili bir yetkili, "İki seçim arasında aslında çok da fazla değişen bir şey yok. Ekonomi halen en büyük sorun; YSK kararı sonrası dolar 6'nın üzerine çıktı. Sonuçta karamsarlık daha da artıyor. Üstüne diğer partilerin topluca bir blok oluşturma eğilimi var. Umarım daha açık ara bir sonuç olmaz" dedi.

"ÇOK DA UMUTLU DEĞİLİM"

AKP'ye yakın bir kaynak ise, Yıldırım'ın son yaptığı açıklamalarda isteksiz göründüğünü ve söylemlerinin yeni bir heyecan yaratacak gibi durmadığını belirterek, "Yıldırım'ın kesinlikle seçim için varını yoğunu ortaya koyması gerekiyor. Seçmene iyi bir enerji vermezse ciddi sorun olacaktır. Öte yandan, en büyük sorunumuz ekonomiydi. Şimdi bir ay önceye göre daha iyi durumda değiliz. Dürüst olmak gerekirse çok da umutlu değilim. Daha ağır bir yenilgi olmamasını diliyorum" dedi.

Aynı kaynak, hem yurtiçine hem yurtdışına bu kararı anlatmanın zorluklarını yadsımadığını kaydederek, "Bir hukuksuzluk, usulsüzlük olduğu gerçek. Bunu somut olarak gördük. Ancak seçimden haftalar sonra verilmiş bir kararla yeniden başa dönmek hukuk eleştirilerini yeniden gündeme getiriyor. Bunlar da belirsizlik yaratıyor. Ekonomiye yeni baskı aracı oldu" diye konuştu.

İstanbul seçiminin yenilenmesi kararının ardından TL cinsi varlıklarda değer kayıpları gözlendi. Dolar/TL dün 5 Ekim 2018'den bu yana en yüksek olan 6.20'ye kadar yükselirken, BIST-100 endeksinde yüzde 2.5'e varan kayıplar, 10 yıllık tahvil faizinde de 100 baz puana varan yükseliş gözlendi.

Öte yandan yıllık tüketici fiyatları enflasyonu Nisan'da bir önceki aya göre gerilese de halen yüzde 20 seviyesinin hemen altında yüzde 19.5 seviyesinde, işsizlik ise 10 yılın zirvesinde yüzde 14.7 seviyesinde bulunuyor.

"İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI VE YILDIRIM UYUMSUZ"

Ancak bazı üst düzey parti yetkilileri ise, Erdoğan için kritik önemde olan İstanbul'u daha iyi bir strateji ve daha yumuşak bir söylemle kazanabileceklerini belirtiyorlar. AKP'li kaynaklar, İstanbul'da il başkanlığı ile Yıldırım arasında uyumlu bir seçim kampanyası yürütülemediğini, bunun çalışmaları olumsuz etkilediğini vurguluyorlar. Kaynaklar, Erdoğan'ın devreye girmesiyle bir merkezden belirlenerek uygulanacak stratejinin sonucunda kamuoyunun eleştirisine neden olacak bir görüntüden kurtulunacağını belirtiyor.

MHP ile birlikte Cumhur İttifakı olarak İstanbul Belediye Başkanlığı'nı kazanmak için beraber hareket edeceklerini kaydeden üst düzey bir parti yetkilisi, "Cumhurbaşkanımız da İstanbul'un kazanılacağına inanıyor, biz de. Farklı düşünenler de var ama bu kez elbirliğiyle daha iyi bir sonuç alınacağını düşünüyoruz" dedi.

Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı İstanbul seçim sonuçlarına AKP ve MHP'nin itirazının ardından, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) sandık kurullarının kanuna aykırı oluşturulduğu gerekçesiyle seçimin iptali ve yenilenmesine kararı verdi; Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kararı "milli iradeyi güçlendirecek en doğru adım" olarak tanımladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise alınan kararı "hukuk cinayeti" olarak değerlendirdi. Reuters