Müslüman Kardeşler (İhvan) üyesi olduğu ve darbeci Sisi tarafından yönetilen Mısır'da idam cezasına çarptırıldığı iddia edilen Mohamed Abdelhafız Ahmed Hussein'in 16 Ocak’ta Atatürk Havalimanı'ndan kelepçelenerek ülkesine gönderilmesinin yankısı sürüyor.

SOSYAL MEDYADA İKİ FARKLI TEPKİ


Ahmed Hussein'in kelepçelenerek Mısır’a iade edilmesine tepki gösteren bir grup sosyal medyadan olaydan sorumlu tuttukları AKP hükümetini sosyal medyada eleştirileri yağmuruna tutmuştu. Buna karşılık Sisi yanlısı bazı gruplar da Ahmed Hussein'in iadesini Sisi hükümeti ile Türkiye arasında bir yakınlaşma işareti olarak lanse ediyor.

8 POLİS GÖREVDEN UZAKLAŞTIRLDI


Konunun kamuoyunda tartışılmaya başlamısının ardından İstanbul Valiliği de olayıyla ilgili dün bir açıklama yayınladı ve Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü Pasaport Kontrol Büro Amirliği’nde görevli 8 polisin görevlerinden uzaklaştırıldığını duyurdu

Valilik'ten yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Mısır uyruklu Mohamed Abdelhafız Ahmed Hussein adlı yabancı uyruklu şahsın ülkesine gönderilmesi işleminin incelenmesi ve soruşturulması için, Valiliğimizce Vali Yardımcısı başkanlığında bir komisyon görevlendirilmiştir. Yürütülecek inceleme ve soruşturmanın selameti bakımından görevli soruşturmacı teklifi uyarınca; Valilik Makamının onayı ile Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü Pasaport Kontrol Büro Amirliği’nde görevli 8 polis memuru görevlerinden
uzaklaştırılmıştır."

YENİŞAFAK YAZARI BİLİNMEYENLERİ YAZDI


Konuyu Yenişafak'taki köşesine taşıyan AKP eski milletvekili Yasin Aktay olayla ilgili bilinmeyenleri yazdı. Aktay "Türkiye Sisi yönetimine idam mahkumunu teslim mi etti?" başlıklı yazısında "Peki hakkında idam hükmü bulunan Muhammed Abdülhafiz nasıl Kahire uçağına bindirilip ülkesine gönderilmiş?" sorusuna yanıtı şu ifadelerle yanıt verdi:

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü yetkililerinden edindiğim bilgiye göre şahıs 16 Ocak tarihinde Mogadişu’dan Kahire’ye gitmek üzere transit yolcu olarak Türkiye’ye gelmiş ama Kahire uçağına gitmek yerine saat 07.19’da pasaport noktasına giderek Türkiye’ye giriş yapmak istemiş.

İstemiş ama elinde geçerli bir vize yok. Elindeki e-vize ise yaş sınırları yanlış beyan edilmiş olduğu için alınabilmiş, sahte veya geçersiz sayılan bir vize. Giriş yapamayacağı kendisine söylendikten sonra bu tür durumlarda yapılan rutin uygulama geldiği uçakla veya transit hedef noktası olan Kahire’ye gönderilmesidir.

Göç İdaresi yetkililerinin verdiği bilgiye göre şahıs bu esnada hiçbir şekilde Uluslararası Koruma Talebinde bulunmamış. Böyle bir talebi olmayınca “kabul edilemez yolcu” statüsü ile ya geldiği noktaya veya Kahire’ye gönderilmek üzere yönlendirilmiş. Böyle bir talep olması halinde kesinlikle geri gönderme işlemi talep sonuçlanana kadar durdurulur.

Abdülhafiz’in, hakkında hüküm bulunduğu halde neden Uluslararası Koruma Talebinde bulunmadığı tabii ki sorulması gereken bir sorudur.

Havaalanı yetkililerinin bu şahıs böyle bir beyanda bulunmadığı sürece özel durumunu bilmelerine elbette imkan yok. Ancak şahsın gösterdiği mukavemeti doğru yorumlayamamak gibi bir kusur atfedilebilir mi?

Abdülhafiz, durumunu anlatmak istemiş de dil sorunundan dolayı mı anlatamamış?

Her halükarda uçağa kelepçelenerek bindirilip zorla mı gönderilmesi gerekiyordu?

Bütün bu sorular aydınlatılması gereken sorular. Her zaman zor durumdaki göçmenlerle ilgili son derece insani ve yardım edici yaklaşımına şahit olduğum Göç İdaresi Genel Müdürlüğü yetkilileri, olayın İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’yu da çok üzmüş olduğunu ve bunun için talimatıyla açılmış soruşturmayı yakından takip ettiği bilgisini verdi.

İnsani siyasetiyle bütün dünyada haklı bir şekilde temayüz etmiş olan Türkiye’nin hak etmediği bu tür görüntüler umarım bir daha yaşanmaz.