Konya'nın Akşehir ilçesinde dokuz yıl önce ortadan kaybolan kuzeni Zehra Özkan'ı, 14 yerinden bıçaklayarak öldürdüğü ortaya çıkan Ramazan Çınar, olay yerinde cinayeti nasıl işlediğini anlattı.

EVİNDEN 'GEZMEYE GİDİYORUM' DİYE ÇIKMIŞ

Akşehir'in Ortaköy Mahallesi'nde, eşinden boşandıktan sonra anne-babasıyla yaşayan iki çocuk annesi Zehra Özkan, 2010 yılının temmuz ayında gezmeye gidiyorum diye çıktığı evine dönmedi. Ailesi, jandarmaya kayıp başvurusunda bulundu. Yapılan tüm aramalara rağmen 34 yaşındaki Özkan'ın izine rastlanamadı.



DOSYAYI JANDARMADAN ALAN POLİS ÖZEL EKİP KURDU

Zehra Özkan'ın bulunmasıyla ilgili yürütülen çalışma yedi ay önce savcılık kararıyla polise devredildi. Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği'nde özel ekip kuruldu. Özel ekip, Özkan kaybolduğu dönemde, Akşehir'e yakın olan ormanlık alanda, yabani hayvanlar tarafından parçalandığı için tanınmayacak halde olan bir kadın cesedi bulunduğunu tespit etti.



Cesedin, Zehra Özkan'a ait olabileceği ihtimali üzerine çalışmalar bu yönde yoğunlaştırıldı. Polis, daha önce İKİ kez boşanan Özkan'ın, o dönem evli olan teyzesinin oğlu Ramazan Çınar ile ilişki yaşadığını tespit etti. Çınar'ın kadın cesedinin bulunduğu bölgeye gelip gittiğini saptadı.

"ŞÜPHELENMEMELERİ İÇİN YER DEĞİŞTİRDİM"

Yapılan teknik takip sonunda geçen salı günü gözaltına alınan Ramazan Çınar, kuzenini öldürdüğünü itiraf etti. 43 yaşındaki Çınar, cinayeti işlediği yerde polislere şunları anlattı:

- Zehra iki kez evlenip boşanmıştı. İlişkimiz vardı. Zehra'yı alıp Antalya'ya götürdüm. Orada bir gün kaldıktan sonra bir akrabamızın evine götürdüm. Ailesi kayıp başvurusunda bulunmuş. Benden şüphelenmemeleri için Akşehir-Antalya arasında sürekli gidip geldim. Beş gün sonra Zehra'yı ailesinin yanına götürmek için yola çıktım.

"BENİ ALMAZSAN SENİ KÖYE REZİL EDERİM"

- Zehra, 'Beni eve götürme, dönmek istemiyorum, artık evlenelim' dedi. Ben de evli ve çocuklarım olduğumu, bunun için zaman gerektiğini söyledim. Ancak Zehra'yı ikna edemedim.
- "Karından boşanacaksın, çocuklarını bırakacaksın. Beni alacaksın" dedi. Buraya gelmemizi Zehra istedi. 15-20 dakika oturduk. Zehra'yı ikna etmeye çalıştım. "Beni almazsan seni köye rezil ederim" dedi. Bu sözden sonra şuurumu kaybetmişim. Cebimde bıçak vardı. Onu çıkardım ve sapladım. Bıçağı iki ya da üç kez sapladığımı hatırlıyorum. Gerisini hatırlamıyorum.

"ÖLMESEYDİ HASTANEYE GÖTÜRECEKTİM"

- Kanlar içinde yatıyordu. Ona sarılıp, ağladım. Nabzına baktım, kalp atışına baktım. Yaşıyorsa hastaneye götürecektim ama ölmüştü. Eşyasını kimseye görünmeden eve getirip, yaktım.
- Ailesine mektupları da ben gönderdim. İkisini Konya'dan, birini Ankara'dan yolladım. "Ben iyiyim. Beni merak etmeyin. Köyde adım çıktığı için ve herkes beni konuştuğu için oradan uzaklaştım. Birini buldum, onunla evleneceğim" yazdım. Zehra'nın ailesi bir TV programına katılmıştı. Orada yazıların Zehra'ya ait olmadığı söylenmişti. Ondan sonra göndermeyi bıraktım" diye konuştu. (DHA)