SAVCI, MÜTALAASINDA TANIKLAR İÇİN BÖYLE DEDİ:


“SÖZCÜ’nün, örgüt amaçları ve stratejisi çerçevesinde faaliyete giriştiğinin, tanık beyanları ile tespit edildiği...”


Önce Ceza Muhakemesi Kanunu 160’la başlayalım: “... Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”

LEHTE DELİL NEDEN TOPLANMADI?

Peki... 2007’de Ergenekon’la başlayan ve 2019’da SÖZCÜ Gazetesi’yle devam eden süreçte ‘Şüphelinin lehine ve aleyhine deliller toplandı mı?’ sorusuna ne yanıt verirsiniz? Tabii ki, ‘Aleyhine deliller toplandı, lehine deliller toplanmadı’...

SÖZCÜ Gazetesi’ne yönelik 2 yıl önce başlayan algı operasyonunda iki iddianame hazırlandı, savcılık makamı da üç gün önce mütalaasını verdi. İki iddianamede yazan ‘temelsiz’ iddialar mütalaanın ana konusu oldu. Bu kesin yargıyı şundan verebiliyorum: Çünkü iki iddianameyi ve mütalaayı da satır satır okudum! Buradan nereye mi geleceğim? SÖZCÜ yazar ve yöneticilerine “FETÖ içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bu örgüte bilerek-isteyerek yardım ettiği” suçlamasına neden olan ‘savcının tanıkları’...

Aslında SÖZCÜ’nün tanıkları olmuş ve gazetenin FETÖ’yle ilişkilendirilemeyeceğini mahkemede söylemişti... Ancak… Savcılık mütalaasının ‘Netice ve Talep’ kısmında şöyle denildi: “Gazetenin, örgüt amaçları ve stratejisi-yöntemi çerçevesinde faaliyete giriştiğinin, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve dinlenen tanık beyanları ile tespit edildiği…” Burada can alıcı cümle şu: “Tanık beyanları...” Şimdi o tanıkların beyanlarını okuyalım... Kararı siz verin! Savcı mütalaasını nasıl çürütmüş!

Savcının tanıkları mahkemede işte böyle ifade vermişti...


Cem Küçük: ( 8 Kasım 2017)
“FETÖ’ye yardım iddiası çok komik”

[caption id="attachment_4505381" align="alignnone" width="1000"] Cem Küçük[/caption]

Gökmen Ulu ve diğer sanıkların FETÖ’ye yardım ve yataklık ettiği iddiası çok komik. Mali işlerle ilgili kısımda, 2010 yılındaki işlerin iddianameye yazılmaması gerekirdi. Bizim de yayınevimiz var reklam alıyoruz. Bu örgüt 2013 sonrası terör örgütü olarak kabul edildi. O tarihte bütün gazeteler benzer manşetleri attı. Bir madenci oğlu olarak söylüyorum.

Bu iddianameye bakarak SÖZCÜ Gazetesi, “FETÖ’ye yardım ve yataklık ediyor” denemez. Saygı Öztürk ve diğer Sözcü yazarları FETÖ’ye ‘bunlar terörist’ derlerdi. (Mahkeme Başkanı, Burak Akbay’ın FETÖ evlerinde yetiştiği iddiasını da sordu.) Burak Akbay’ın FETÖ evlerinde kaldığı iddiasıyla ilgili bir bilgim yoktur. Kaldı ki bu devletin bileceği bir iştir. Ben sadece medyadaki iddiaları biliyorum.

Ersoy Dede: (8 Kasım 2017)
“SÖZCÜ’nün FETÖ’cü olması deli saçmasıdır”

[caption id="attachment_4505388" align="alignnone" width="1000"] Ersoy Dede[/caption]

“Bana sorulan iddialar arasında O dönemde Aktüel dergisi ve Star gazetesine yazdığım yazılarla ilgili savcılık tarafından çağırıldım. Bana sorulan iddialar arasında (yanlış biliyorsam özür dilerim) Burak Akbay’ın FETÖ’nün evlerinde kaldığı iddiasını sordular. Ben de sadece Fehmi Koru’nun iki ayrı yerde yazdığı yazıdan bilgi sahibi olduğumu söyledim. Ancak daha sonra yalanlandı. Benim açımdan SÖZCÜ Gazetesi’nin FETÖ’cü olması deli saçmasıdır. SÖZCÜ’nün okurları arasında belirli bir noktaya kadar bir tane bile FETÖ’cü yoktur.

O haberleri yapanların da 15 Temmuz sonrası ve 17-25 Aralık döneminde yapılan yayınlarla ‘FETÖ’ye bilmeyerek hizmet ettiklerini görmüştür’ diye tahmin ediyorum. Gökmen’in gazetecilik faaliyeti olan haberine karşılık benim tanık olmam utanç vericidir...

Fuat Uğur: (8 Kasım 2017)
Erdoğan’a muhalifler ama FETÖ’cü değiller…

[caption id="attachment_4505395" align="alignnone" width="1000"] Fuat Uğur[/caption]

Sözcü Gazetesi ile tartışmalarımız oldu, yaptığı haberleri eleştirdim. Bunlar SÖZCÜ’nün FETÖ’ye hizmet ettiğini göstermez. Bu iddianamede tanık olmamı da anlamıyorum. Gökmen Ulu ve Mediha Olgun haksız yere tutuklu kaldı ve tutuklu yargılandı. Gökmen Ulu’nun gazetecilik refleksi ile yaptığı haberle ilgili tutuklu olmaması gerektiğini de yazdım. İddianamede bir somut kanıt da görmedim. Ben, SÖZCÜ Gazetesi’nin FETÖ ile irtibatlı olduğuna dair hiçbir şey bilmiyorum. Bu dava bir hukuk devletine zarar vermeden bitirilmeli diye düşünüyorum. (SÖZCÜ’nün bazı haberlerinin FETÖ’ye hizmet ettiği iddiası)… FETÖ’nün propagandasına uygun olduğunu söyleyemem. Sözcü Erdoğan’a muhalif çizgisindedir.

Fehmi Koru: 23 Ocak 2018
SÖZCÜ’ye temelsiz bir kuşkuyla ‘cemaat’ dedim

[caption id="attachment_4505402" align="alignnone" width="1000"] Fehmi Koru[/caption]

Benim 2010 yılında yayınlanmış bir yazım var. Taha Kıvanç imzasıyla günlük konulara esprili yaklaşan bir yazıdır. O yazıdan öyle bir paralellik kurabildiğim için ‘güzel insanlar’ arasında münasebet kurabildiğim için cemaate biraz bu konuda bir komploculuk atfederek ‘böyle bir gazete ile irtibatlı olabilir mi?’ diye temeli olmayan bir kuşkuyu ifade etmiştim. Ama bugünden geriye baktığımda, bu sözlerin o dönemin şartları içinde mübalağalı övünme neticesi olarak söylendiğini ve içinde gerçek payı olmayabileceği hissine kapıldım bugün. (‘Güzel insanlar kim, cemaat veya FETÖ adı geçti mi?’ diye soruldu.) ‘Güzel insanlar’ ifadelerini ben cemaat olarak yorumladım.