Sevgili okurlarım dün Ankara’da bir resepsiyon vardı...

Japonya Büyükelçiliği resmi konutunda düzenlenen özel bir davet...

Büyükelçilik bazı kimseleri davet etmiş ve bu konuda yazılı bir duyuru yayınlamıştı.

Duyuruda şöyle deniliyordu:

“...Resepsiyona tüm sarı basın kartı sahibi basın mensupları davetlidir. Basın mensuplarından, sarı basın kartlarını girişte göstermeleri rica edilecektir...”

Sarı basın kartları!..

Bunlar artık yok sayın Japon kardeşlerimiz!

★★★

Bu yıla kadar biz gazetecilerin sarı basın kartlarımız vardı. Uzun yıllardır, ciddi bir komisyon tarafından verilen aynı kartları kullanırdık.

Günün birinde bu komisyonu da Saray’a bağladılar. Hem üyeler değişti, hem de yeni kurallar getirildi.

Saray, kartların yenileneceğini duyurdu.

Hepimizden yeni belgeler istendi...

Verdik ve sonrasında aylarca bekledik.

Anlaşıldı ki, birileri bizim yasal hakkımız olan sarı basın kartlarını gazeteciler üzerinde Demokles’in kılıcı olarak sallandırma niyetindedir.

Evet, aylarca bekledik ve sonunda bazılarımız basın kartlarımızı alabildik.

Ancak bunlar mavili pembeli, alacalı bulacalı hilkat garibesi kartlardı!..

Türk basınının uzun yıllardan bu yana kullandığı “Sarı basın kartı” her nedense yok edilmişti.

Şimdi Ankara’daki Japonya Büyükelçiliği bu durumu bilmiyor ve düzenlediği resepsiyona gelecek gazetecilerin sarı basın kartı göstermelerini istiyor!

Japonlar haklı...

Nereden bilsinler bizim kartlar üzerinden bile baskı uygulandığını, renginin bile durup dururken değiştirildiğini!

★★★

Gazeteci, CHP İzmir milletvekili Atilla Sertel birkaç gün önce Meclis kürsüsünde ilginç bir konuşma yaptı. Özetliyorum:

“15 Temmuz darbe girişiminden sonra 3.804 gazetecinin basın kartı şu veya bu nedenle iptal edildi. Bir kısmının çeşitli örgütlerle ilişkili olduğu söylendi.

Gazetecilerin kimliğini iptal etmek Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının işi mi?

Böyle bir kart iptali acaba ileride (iktidarın hoşlanmadığı) arkadaşlarımızın nüfus kağıtlarını iptale kadar gider mi diye merak ediyorum. Çünkü gazetecilik bir meslektir ve o mesleğin tanıtım kartıdır o basın kartı.

Eğer (kartları iptal edilen) arkadaşların bir suçu yoksa, o kartı taşımaları kadar doğal bir şey yoktur.

Nüfus kağıtlarını iptal etme noktasında ‘Öyle saçma şey olur mu’ diyebilirsiniz. O zaman gazetecinin basın kimliğini iptal etmek saçma bir şey değil mi?

Kim karar veriyor gazeteci kartlarının iptaline? ‘Sen gazetecisin’ ya da ‘Değilsin’ deme yetkisi kimde?

Siz kimsiniz de gazetecilerin kartlarını iptal ediyorsunuz?

Eskiden gazetecilik meslek örgütleri toplanıyor ve basın kartlarıyla ilgili kararı veriyordu.

Şimdi bazı arkadaşlarımızın basın kartlarını Fetöcü diye iptal ettiler ama onların çoğunluğu solcu, Atatürkçü, devrimci, yurtsever gazeteciler. Onların kartlarını da iptal ettiler.

İptalin gerekçesi olarak sundukları madde Fetöcülük ama işin aslına bakarsanız kartları iptal eden heyette Pensilvanya’ya gidip diz çökmüş, el öpmüş kimseler var! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!..”

Atilla Sertel Meclis kürsüsünde doğruları söylüyor ama kim takar...

1952 yılından bu yana kullanılan ve bizim mesleğin vazgeçilmezi olan sarı basın kartlarının niçin iptal edilip yerine mavili pembeli acayip bir şey getirildiğinin nedenini bugüne kadar hiç kimse ve hiçbir makam açıklayamadı.



Sevgili okurlarım, resmi ilanlar en küçüğünden en büyüğüne kadar hemen her gazetenin kurtarıcı meleğidir.

Birkaç büyük dışında bütün gazeteler resmi ilan parasına muhtaçtır. Özellikle Anadolu basını böyledir.

Ulusal yazılı basının haftalık yayınlanan tiraj raporlarına bakarsanız görürsünüz. Çoğu yandaş olmak üzere pek çok gazete satış rakamını 50 bin, ya da 100 bin bandında gösterip devletten, hak etmediği halde yüksek miktarda resmi ilan parası tırtıklar.

★★★

Her gazetede yayınlanan bu ilanların miktarı ve bedeli, Resmi İlan Kurumu tarafından belirlenir.

Kurum tümüyle yandaşlardan, iktidar kesiminden oluşur.

Resmi İlan Kurumu şimdi BirGün gazetesinin ilanlarını kesti.

BirGün muhalif bir gazete.

İktidarı, sistemi ve gidişi sert biçimde eleştiren bir gazete...

Şimdi resmi ilanları kesilince gazete en büyük gelir kaynağını yitirdi ve parasal açıdan zor duruma düştü.

İlanların niçin sıfırlandığı belli, basın üzerinde baskı kurup gözdağı vermek...

Ama sorduğunuz zaman açıklama yapılmıyor, gerekçe gösterilmiyor.

Yandaş gazeteler her türlü ilanla besleniyor. Resmisi özeli!.. Kamu bankaları, THY, hepsi yandaşlara para akıtırken, devletin kurumu ise Birgün gibi gazetelerin üzerine gidip kapatılması için çaba harcıyor.

Size bugün yazılı basından iki ilginç örnek verdim...

Sarı basın kartları ve resmi ilanlar...

Daha yazacak çok şeyler var da!