Yeniden sayılan geçersiz oyların sonucu değiştirmeyeceği kesin. En kötümser bir olasılıkla İmamoğlu 15 bin oyla kazanmış olacak.
‘Az olsun, iyi olsun bizim olsun’ misali bu iş bugün ya da yarın netleşir.
Tüm itirazları değerlendirecek olan YSK 11-12-13 Nisan’da toplanacak, sonrasında kesin sonuçları açıklayacak ve bu iş bitecek.
Yani şimdiki süreci engelleyebilmek için AKP’nin önünde yarından itibaren üç gün var.
Nasıl bir gerekçe bulur bilinmez ama ya tüm oyların yeniden sayılmasını ya da seçimlerin iptalini isteyecek.
YSK’nın nasıl bir tavır alacağını tahmin etmeye bile gerek yok.
Yeniden sayım kararı alınırsa bu işlem bir ay sürebilir.
Yok eğer seçimlerin iptal edilmesi ve haziranda tekrarlanmasına karar verilirse işler karışacak.
Bu süreci engellemek için CHP ve diğer muhalif partiler ne yapar bilinmez ama AKP olası seçimi kazanmak için bildiğiniz ve bilemeyeceğiniz her yola başvuracak.
Örneğin seçim tarihi insanların tatile gitmiş olacağı haziran sonlarına bırakılır.
Örneğin gerginlik söylemi daha da tırmandırılarak insanlar terörize edilir.
Beka’ söylemi tutmadı verelim bu kez ‘istikrar’.
Kasım 2015 seçimleri öncesinde olduğu gibi.
Dün de söylemiştim:
AKP ne yaparsa yapsın İmamoğlu bu seçimi ve olası tüm seçimleri kazanacaktır.
24 ilçede ve il belediye meclisinde AKP’ye oy veren seçmenler büyükşehirde İmamoğlu’nu tercih etmiştir.
Dört ay önce İstanbul halkının yalnızca % 12’nin tanıdığı Ekrem İmamoğlu’nu şimdi artık bütün Türkiye tanıyor ve bir çoğu seviyor.
İmamoğlu artık herkesin belleğinde ama bir çoğunun da vicdan ve gönlünde.
Tarihsel diyalektik ve insanlık vicdanı böyle bir şey.
16 Nisan 2017 referandum sonuçlarını hatırlayalım.
Katılımın yaklaşık % 88.7 olduğu referandumda olduğu gibi herkes sandığa gidecek çünkü iş inadına bindi.
İnat olunca İmamoğlu kazanacaktır.
Hem de çok büyük farkla.
Örneğin % 55.
Öyleyse çıkan sonucu kabullenmek en doğru karardır.
Türkiye’nin yeni seçime kadar kaybedeceği bir günlük bile zamanı kalmamıştır.
Ekonominin kötüleşmesi AKP’nin aleyhine ama daha çok Türkiye için bir felakettir.
Türkiye bir an önce seçim tartışmalarından kurtulmalıdır.
AKP; İstanbul, Ankara ve 19 ili kaybetmiştir.
2017 referandumunda sistemi değiştiren anayasaya ‘hayır’ diyen iller son seçimde yine AKP’ye ‘hayır’ dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘topal ördek’ benzetmesi ve ‘Bir belediye başkanının kendi meclisinde sırtını dayayacağı bir çoğunluğu yoksa bu komisyonları da istediği gibi oluşturamaz, bütçeyi istediği gibi çıkartamaz’ söylemi İmamoğlu’nu zayıflatmaz güçlendirir.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere çok önemli 21 ili kaybetmesi AKP için çok büyük yenilgidir.
AKP Türkiye genelinde % 44.5 oy alarak gücünü koruyor ama bir çok nedenden dolayı artık işi kolay değil.
Hadi bir tek örnek vereyim:
İmamoğlu yönetiminde İstanbul Belediyesi bundan böyle AKP lideri olarak Erdoğan’ın mitinglerine bedava ulaşım sağlamayacaktır.
İstanbul AKP için hayal edilemeyecek kadar olağanüstü maddi, siyasi, manevi ve ideolojik bir güç kaynağıdır.
Saltanat ve Hilafet hevesine kapılan AKP Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u kaybederse tüm hayalleri boşa çıkar.
Bölge ve dünya İslamcıları İstanbul’u ikinci bir Mekke ya da Kudüs olarak görüyor.
Solcu’ İmamoğlu başkanlığında bir İstanbul onlara göre ‘Abdestsiz bir imamın yönetiminde olacaktır’.
Adamların morali çok bozulacaktır.
Hikayenin özeti böyle.
Ya AKP sonuçları kabul eder her şey normalleşir ya da farklı senaryoların kurbanı olur ve ülke kargaşa ve kaosa sürüklenir.
Ama ne yaparsa yapsın AKP Kasım 2015 ‘zaferini’ tekrarlayamayacaktır.
Bu ülkeyi seven herkes adına gelin bu kargaşaya son verin.
Yemin billah içerde ve dışarda Türkiye kazanacaktır.
Türkiye kazanırsa bu coğrafyada tüm ülke ve halklar kazanır.
Türkler, Araplar, Kürtler, Persler, Sünniler, Şiiler, Aleviler, Hıristiyanlar, Ezidiler, Süryaniler, Ermeniler ve herkes kazanır.
Başka da çaresi yok.
YOK.
Anlamak için son üç gün.
Üç günde çok senaryo yazılır süper pazarlıklar döner!
İçerde ve dışarda.
Kolay değil konumuz İstanbul!