Ülke olarak çok büyük acılar çektiğimiz, 251 şehit verdiğimiz 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin 3'üncü yılını geride bıraktık. Bu hain girişimin öncesini ve sonrasını ayrı ayrı değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Geçmişe bakarak bu hainler nasıl bu kadar yıl sessiz sedasız ülkenin kılcal damarlarına kadar yayıldılar, doğrusu bunun cevabının ülkeyi yönetenlerce verilmesi gerekmez mi? Hainler yakalandı, cezalandırıldılar ve cezalandırılmaya da devam ediyorlar. Bu darbecilerin hepsi temizlendi mi? Hayır! Beyler, ülkeye bu darbe girişimine katılanlar ve bu örgütün siyasi ayağı ortaya çıkarılmadığı sürece, ülke bu sancıdan kurtulamayacaktır. Muhalefet, yıllardır defalarca bu darbe girişiminin TBMM’de araştırılması için önerge sundu. Ama gelin görün ki, her defasında AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Konuşmaya gelince bu hareket, bize karşı yapıldı diyorsunuz, tamam da muhalefet araştıralım deyince karşı çıkıyorsunuz. Hani derler ya bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! 33 ay önce, bir araştırma komisyonu kuruldu ancak ses seda yok. Komisyon başkanının, meclis başkanına bu komisyon raporunu teslim ederken, çarşaf çarşaf resimleri var. Ama gelin görün ki, kayıtlarda yokmuş.

Bu FETÖ belası, yıllar boyu göz göre göre geliyorum dedi. Ama ne hikmetse gereği yapılmadı!!

-Yıl 2004... MGK’da FETÖ ile ilgili kararlar alındı. Hükümet kanadı imzalamadığı gibi uygulamadığı iddiası da sık sık medyada gündeme geldi.
-Yıl 2009... Rahmetli KAMER GENÇ, TBMM kürsüsünden FETÖ'nün ülke için çok büyük tehlike olduğunu, önlem alınmazsa, ülkeye çok zarar vereceğini söylerken, AKP’liler sıra kapaklarına vuruyorlardı. Zira o dönemde “hoca efendiydi”
-Yıl 2009... TBMM’de CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Engin Özkoç, AKP’nin fetöyle ilgili serüvenini dile getirip nasıl bir birliktelik yaşadıklarını, bu cemaatin büyümesine nasıl göz yumulduğunu, aydınlığa çıkmanın tek çözümünün parlamenter demokrasi ve cumhuriyet olduğundan söz ederken  yine sıra kapakları sürekli vuruluyordu! Bunu anlamakta zorlanıyorum.
-Ne istediniz de vermedik, denmedi mi? Türkiye olimpiyatları adını verdiğiniz ne idüğü belirsiz o toplantıların açılışlarındaki bu hain FETÖ için övgü dolu söylemleriniz halen canlılığını korumakta.
-Ankara Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek için, cemaatlere kupon arazileri peşkeş çekti, demediler mi?

Bu hatırladıklarım uzun metrajlı bir filmin ancak küçük bir FRAGMANIDIR.

Değerli Okurlar, 3 yıl önce yaşadığımız bu kalkışma kesin bir darbe girişimidir. Bu darbenin amacı açık ve netti. “LAİK, DEMOKRATİK CUMHURİYET’İ ORTADAN KALDIRMAKTI.” Başaramadılar çünkü karşılarında TSK’nın kahraman komutan ve askerleri, güvenlik güçleri ve millet vardı.

Ülkemi yönetenler, ülkenin şu an da çok büyük problemleri var. Bu problemleri, kısa sürede aşabilmek için TBMM, tatile girmemelidir. Bu süreçte, ülkenin tüm kılcallarına giren bu fetönün, mutlak SİYASİ ayağı ortaya çıkarılmalıdır. Bu araştırmalar yapılırken, diğer cemaat ve tarikatlar da kontrol altında tutulmalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz konuşmanızda Milli Birlik dediniz, buna tüm halk yürekten katıldı. Bu Milli Birlik, Yenikapı ruhuyla yakalanmıştı ancak siyaset uğruna o ruh kaybedildi. Hani Bay Kemal diyorsunuz ya, Yenikapı’da Sayın Kılıçdaroğlu konuşmasında 14 maddelik bir öneri dile getirmişti. Bu ilkeler çok özeldi. Gelin görün ki, şimdi değişim diyen Cumhurbaşkanı, o günkü dile getirilen ilkelerin tümüne yakınını ifade etti. Bu söylemler, toplumu çok mutlu etti. İnşallah, dedik. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı, bir konuşmasında da fetö serüveninde bizim de eksikliklerimiz ve hatalarımız oldu diyerek bir özeleştiri yaptı.

Bu konuşmalarından sonra ülkenin daha güzel günlere taşınacağı, milli birliğin daha güçleneceğini düşünerek umutlandık. Derken, Sayın Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz nedeniyle yaptığı konuşmasında “Bay Kemal, 15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı’ndan kaçtı demez mi?”!!

Sayın Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz anısına fotoğraf çektiriyorsunuz, “havuz medyası”!! Peki bu ülkede yandaş medya dışında Türkiye’nin en çok izlenen ve okunan Fox TV, Halk TV, TV1, KRT, SÖZCÜ, CUMHURİYET, YENİÇAĞ vb. gibi yayın organlarının temsilcileri nerede? Çektirdiğiniz bu fotoğrafa “Milli” diyebilir misiniz? Durum Beştepe’den nasıl görünüyor bilmiyorum ama aşağıda çok sıkıntı var! Bu sistem başarılı olmadı. Bunu AKP’nin kendi kadroları da iddia etmekteler. Yerinizde olsam hiç vakit kaybetmeden TBMM’nin tüm üyelerinin katılımıyla yeni bir anayasal değişiklik yaparak güçlü bir “parlamenter demokrasiyi” hayata geçirirdim. Dile getirilen sadece “partisiz cumhurbaşkanı” ülkenin hiçbir derdine deva olamayacaktır. 23 Haziran seçimlerinde AKP’nin aldığı sonuçların sizlere neler ifade ettiğini çok merak ediyorum.
Bu ülke hepimizin, birlikte yaşıyoruz.

SON SÖZ: BİR YARA AÇILDIĞINDA HÜCRELER ONU KAPATMAK İÇİN BİR ARAYA GELİR. BUNU YAPMAZLARSA VÜCUT ÖLÜR. BİR YARA VAR VE BİZİM BİR ARAYA GELMEMİZ GEREKİYOR.