Hem imrendirecek ve hem de ihraç edebilecek bir modelimiz var. Çok başarılı. Soyulan devlet. Soydurulan halk. Sebeplenenler kazançlı.

Patentini aldık mı?

Ben uyarmış olayım.

Çalabilirler başarımızı (!)

Geçen hafta Meclis’te milletvekillerinden Prof. Dr. Ahat Andican, sürdürülebilir başarımızın bir örneğini acı acı anlattı:

Gururlanıyoruz.

Osmanlıyız!

600 yıllık geçmiş.

Koca bir tarih.

100 milyon belge.

370 bin defter.

Osmanlı İmparatorluğu ile tarihi vidalanarak var olmuş 60 ayrı devletin de geçmişini aydınlatacak belgeler bunlar.

★★★

Osmanlı belgeleri, sahibi devlet olan bir binadaydı. Nem geçirmez, su basmaz, korunaklı eski eser taş binaydı. İstanbul Surları içinde Babıali’de; Yere Batan Sarayı’na 10 adım, Topkapı Sarayı’na 75 adım, Beyazıt Kütüphanesi’ne 100 adım ve İstanbul Üniversitesi’ne 150 adım uzaklıktaydı bu bina... Siyahkalem İnşaat adlı bir şirket bulundu.

2013 yılıydı.

165 milyon verildi.

20 kilometre uzaklıkta Kağıthane’de dere yatağı içinde 13 Bloktan oluşan Milli Arşiv Sitesi hızla yapıldı. Blokların mimarisi dışardan bakınca çok etkileyiciydi. Mimar- Mühendis- Şehir Planlama Odaları ve Devlet Su İşleri, “yapmayın burası dere kıyısı... Yağmur yağar, su basar... Belgeler nem kapar, küflenir, bozulur...” diye çığlık attılar.

Kulaklar sağırlaştı.

Vicdanlar esir oldu.

Siyahkalem işi bitirdi.

Osmanlı tarihi taşındı.

Model yine başardı!

Gitti halkın 165 milyonu.

★★★

Eski taş gibi korunaklı bina da “lüks turistik otel yapılsın” diye bir işadamına 99 yıllığına, üç otuz paraya, kiralandı. Arap turistlerin yatağı oldu. İşadamı, iktidara yakın biriydi.

5 yıl geçmedi.

13 Bloktan oluşan Milli Arşiv Sitesi’nin temellerinden su sızıntısı, nem, rutubet, baş gösterdi. Osmanlı geçmişimizin belgeleri küflenme tehdidi altına girdi. TOKİ, Milli Arşiv Blokları için “Temel Altı Susuzlaştırma” ilanı verdi.

Yeni bir iş!

Yeni kazanç!

Sürdürülebilir soygun.

İşte bizim model!

Milletvekili Ahad Andican’ın Meclis’te “Osmanlı arşivlerinin durumunu araştıralım, niçin küflendi belgeler...” önergesi de AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

★★★

Dünya imreniyor!

Çalacaklar modelimizi!

Çünkü bizim “soyulan devlet- soydurulan halk” modelimizin sürekliliği var. Cumhuriyet Gazetesi’nden Işık Kansu’nun yazdığına göre iktidar partisi AKP’nin Ankara milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi Rizeli İşadamı Fatih Erdoğan’a TOKİ hasılat paylaşımı ile bir arsa verdi. Devlet Bankası (Ziraat) da genç işadamına yüklü krediler açtı. Eşi iktidar milletvekili işadamı bu arsa üzerinde “Next Level” (Sonraki Aşama) adlı bir gökdelen ve iş merkezi yaptı.

★★★

First Level:

İş adamı battı.

Next Level:

Yaptığı lüks gökdeleni ve rezidansları (zengin evi demek) Ziraat Bankası’ndan aktarılan kredinin (500 milyon dolardan söz ediliyor) karşılığı olarak verdi, kurtuldu.

Ziraat!

Devletin bankası.

Yani halkın parası.

İşadamına Ziraat’ten ne kadar kredi pompalandığını milletvekilleri Bülent Kuşoğlu ile Mahmut Tanal, Meclis kürsüsünden (Milletin mikrofonundan) sordular.

Cevap alamadılar.

Bizim modelin!

Benzeri yok!