AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan yerel seçimler boyunca sürekli olarak “CHP çamurdur, çukurdur, pislik­tir!” gibi sözlerle rakiplerini küçültme­ye çalıştı. Sonra ne oldu? Seçimleri kaybetti!
Cumhurbaşkanı, milletin birlik ve bütünlüğünü temsil etmekle yükümlü­dür ama bugün ne yazık ki ülkemizde böyle bir birlik ortamı yok!
Hain darbe girişiminin 3’üncü yılı nedeniyle Atatürk Havaalanı’nda düzenlenen “Demokrasi ve Milli Birlik” mitinginde arzulanan birlik yoktu ama Erdoğan’ın hedefinde yine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğ­lu vardı. Her zamanki sert üslubuyla “Bay Kemal... Bay Kemal” diyerek Kılıçdaroğlu’na çatıp şöyle dedi:
“O gece saat 23.15 civarında tankların arasından sayın Bay Ke­mal gelip Bakırköy’e geçti...”
E, ne olmuş geçtiyse? “Bay Ke­mal” diyerek küçümsemeye çalıştığı Kılıçdaroğlu ne yapacaktı? Rambo gibi makineli tüfeği kuşanıp tanklara mı saldıracaktı?
Erdoğan rakiplerine bu şekilde çata­rak AKP’nin çöküşünü önleyeceğini düşünüyorsa yanılıyor!



Yılmaz Özdil birkaç gün önce “E biraz yüzeyim gari...” diyerek okurlarından izin istedi.
Bu kısa cümle bana Özdil’in Bodrum’da olduğunu anlattı.
“Gari” Bodrum’da çok sık kullanılan bir sözcüktür.
Bodrum yerlisinin ilginç bir dili vardır... Türkçe’nin ayrı bir lehçesidir.
Biliyorsunuz lehçe, bir anadilin ses, yapı ve sözdizimi bakımından büyük ayrılık gösteren bir koludur...
İstanbul lehçesi, Anadolu lehçesi, Bodrum lehçesi gibi...
Bodrum yerlisinin şivesi çok sevimlidir. Eğer kulağınız alışmamışsa zor anlarsınız.
30 yıldır gide-gele kulaklarım, Bodrumlu’nun ilginç ve sevimli şivesine zar-zor alıştı.

★★★

Bodrum’da BG (Bodrum Gündem) adında lüks baskılı güzel bir dergi yayınlanıyor. Yazı İşleri Müdürlüğü’nü Fatih Bozoğlu’nun yaptığı dergide Bodrumlu Şenol Cömert ilginç yazılar kaleme alıyor.
Derginin Temmuz sayısında “Yüzde yüz Bodrumluca içerir” diyerek yazdığı yazının bir bölümünü okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Böylece “Bodrumluca”nın nasıl bir dil olduğu hakkında fikriniz olacak... Okuyalım:

★★★

“Ben annameyom bu turistleri... Goca gış çalışıyorla, didiniyorla, tatil yapcez diye... Bakıyola televizyona, her şey pek güze borlarda...
Reklama ganıyola, kakık geliyola u gada yerden...
Nerelere gelik gitcem bilmeyola...
Eyisimi accık gulak ver şimdi bene...
Maden Bodrujm’a gelmişin nerlere gelik gitcenizi, de verem size...
İyer beni dinnemeden yola çıkaseniz, yüz lereya mantı, bin leraya hennoz yirsiniz orfoz diye... Sona kıçınızın üsdüne oturamazsınız...
Eyisimi şindi beni eyi dinnen...
Sabala erkenden kalkceniz bir sefer... Gidivece Sakallı lokantasına, güzel bi kelle paça çorba içceniz.
Sona Bodrum galesine bi çıkceniz.. Görceniz ordeki esgi bişeleri...
Ardından binceniz Bardakcı gayıına, gitceniz Salamakis goyuna...”

★★★

Şenol Cömert’in Bodrumlu şivesiyle Bodrum’u anlatması böyle devam ediyor. Bodrum’a geldiğim ilk yıllarda anlamıyordum, şimdi kulağım alıştı.

Tehlikeli bir kuşatma!


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin eski Maliye Bakanı Tansel Fikri uyarılarına devam ediyor ve diyor ki:
“Rum-Yunan kanadı Türk ulusuna karşı mücadeleyi sürdürmek için nesiller boyu 7’den 70’e herkesi okullarda, kışlalarda, kiliselerde ant içerek yetiştiriyor.
Mısır, İsrail ve Fransa ile ittifak yapan Rum-Yunan kanadı, şimdi de ABD’yi Girit Adası’na yerleştiriyor Bu, Türkiye ve KKTC etrafında örülen stratejik bir kuşatmadır. Saflarımızı mutlaka sıkıştırmalıyız.”
Tansel Fikri, Kıbrıs Türkleri’nin egemen bir devleti temel alan çözümden başka yegâne yolunun Türkiye ile “tam entegrasyon” (bütünleşme) olduğunu söylüyor.

TEBESSÜM

Deneyimli profesör!


Aksi huylu profesör, karısıyla akşamüstü gezisine çıkar.
Sık sık öğrencilerine rastlar, selamlarına sürekli olarak “Bilmukabele... Ben de aynı duygular içindeyim” diye karşılık verir.
Sonunda karısı dayanamaz sorar:
“Niçin boyuna ‘Ben de aynı duygular içindeyim’ diyorsun bey?”
Profesör açıklar:
“Öğrenci ruhunu bilirim. Ben de öğrencilik yaptım. Keratalar bana selam verirken, içlerinden küfrettiklerini çok iyi biliyorum!”

GÜNÜN SÖZÜ


Hata, tecrübe ile tecrübesizlik arasında köprüdür