ŞİRKETİN AVRUPA VE AMERİKA MÜDÜRÜ SOLAK YASAKLI

Simit Sarayı’nın aldığı kredilerin yüzde 90’ı Denizbank’tan kullanılmış olmasına karşılık, Ziraat  Girişim Yatırım Sermayesi tarafından kurtarılması an meselesiydi.

Biz yazdık, kamuoyunda oluşan tepki Külliye’de karşılık buldu.

Cumhurbaşkanı Tayyip ErdoğanTasvip etmem mümkün değil” dedi.

Şimdilik kamu kaynağının simitçiye aktarılmasını önlemiş olduk. Bir oh çekmeye fırsat kalmadan, Londra’dan tepkiler yükselmeye başladı.

Simit Sarayı’nın en büyük mağazaları Londra’da açılmıştı.

Abdullah Kavukcu’nun Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Simit Sarayı’nın Londra’da açılan şubeleri grubun çalışanlarına, mülk sahiplerine, vergi dairelerine borçları ile başbaşa kaldı.

Londra’daki en havalı mağaza olan Piccadilly’nin açılışını 2017 yılında dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek yapmıştı.


Londra parasını kurtarmaya çalışacak!

Simit Sarayı’nın Londra merkezinden uluslararası yatırımlarını yönlendiren Avrupa ve Amerika Müdürü Cüneyt Solak’ın Londra Vergi Dairesi’ne 210 bin pound borcu çıktı.

Solak’ın genel müdür olduğu VD Properties Investment London’ın yüzde 49’u Vedat Dalkıran’a, yüzde 51’i Simit Sarayı Holding’e aitti.

Solak’ın Londra sicilinin kararması üzerine genel müdürlüğü de Kavukcu üstlendi.

Londra Ticaret Odası, futbolcu Mesut Özil ve Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ile ortak şirketler de kuran Solak’a 13 Ağustos 2019-2026 tarihleri arasında şirket kurmayı, yönetmeyi yasaklandı.

Londra’daki en havalı Simit Sarayı Piccadilly’deydi. Açılışını dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, 3 bakanıyla birlikte yapmıştı. Kirasını ödeyemedi, kapandı. Simit Sarayı’nın Londra’da 2’si franchising, toplam 17 şubesi var. Piccadily dışında Camden ve Oxford Street mağazaları da icra yoluyla kapatıldı.

Simit Sarayı’nın kurucu ortağı Haluk Okutur, yönetimden ayrılıp 27 Şubat 2019’da Londra’da kurduğu şirketle; “Kernel & Roast” markasıyla gurme ürünlerin satıldığı mağaza açtı.

Okutur aynı zamanda İstanbul Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği Başkanlığı’nı da yürütüyor.

“Üniversiteye vermeselerdi AVM ve binalar dikeceklerdi”


Kurucusu olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’ne kullandırdığı 300 milyon liralık krediden dolayı Halkbank’ın tedbir koyması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “dolandırıcılık” suçlaması ile karşılaşan Davutoğlu ile ayaküstü bu konuyu konuştuk.

 

Bu köşede daha önce yazdığım bir ayrıntıya dikkat çekiyor:

“Kredi başbakanlığım döneminde verilmedi. O dönem Başbakan Binali Yıldırım’dı” diyor.

AKP’nin “has evladı” olduğu dönemde, üniversiteye tahsis edilen Dragos’taki 410 dönümlük arsayı sorduğumda “İçindeki 5 bin ağacın teki kesilmedi. Boğaziçi Üniversitesi’ne, Koç Üniversitesi’ne o araziler tahsis edilmeseydi, yeşil kalacak mıydı? Dönemin Kartal Belediye Başkanı Öz, bana ‘İyi ki üniversiteye verildi. Burada büyük bir AVM ve konut projesi vardı’ dedi” karşılığını veriyor.

Sokakta iki insanın birbirine hitap etmekten imtina edeceği “dolandırıcılık” suçlaması hakkında yasal işlem başlatacaklar mı?

Bu sorunun da yanıtını bekliyorum.

Gelecek Partisi’ndeki “ÖSO” Halid Hoca kimdir?


Ahmet Davutoğlu’nun Genel Başkanı olduğu Gelecek Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Halid Hoca, Türkiye vatandaşı olup ismini Alptekin Hocaoğlu olarak değiştirmişti.

Suriye’deki Özgür Suriye Ordusu-ÖSO (Suriye Ulusal Ordusu olarak adını değiştirdi) siyasi kanadını temsil eden Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu’nun Başkanı’ydı Hocaoğlu...

Partisini ilan ettikten sonra ilk konuşmasını yaptığı Taksim Toplantıları’nda, Davutoğlu’na “komşularla sıfır sorun” tezi üzerinden sorular yağdı ve bunların başında da, Halid Hoca’yı neden partisinin kurucusu yaptığı geliyordu.

Anlattı: “Bulgaristan’dan gelenler bu ülkenin has ve kendini bu topraklara ait hisseden Türk vatandaşlarıdır, Halid Hoca da o kadar Türk vatandaşıdır.”



Suriye ile kurduğu yakın ilişkilere atıf yapan Davutoğlu, Halid Hoca’yı takdim ediyor:

“1937’de Türkiye’den Suriye’ye giden bir Halep Türkmeni... 1987’de Türkiye’de tıp okudu. Sonra da Suriye’ye gidemedi. Türkiye’de çok sayıda hastanesi vardır. Sivil muhalefetin parçası olarak, Suriye Ulusal Konseyi Başkanlığı’nı yaptı. TC desteğiyle... ÖSO ile ilgisi yoktur, doktordur.”

Hocaoğlu’nun Türkiye’de kurduğu şirketler:

2005 yılında 800 bin TL sermayeli Vadi İç ve Dış Ticaret’i kuruyor ve sonradan da hisselerini Suudi Arabistan merkezli Al Madodi Group Başkanı Dr. Mashoor Ali Al Madodi’ye devrediyor.

Dr. Hocaoğlu’nun 2007 yılında kurduğu Kardelen Tıp Merkezi ayakta tedavi veren bir poliklinik.

2014 yılında Alptekin Seyahat ve Emlak Müşavirliği’nden de ayrılmış.

Yalnızca Halid Hoca’nın yatırımlarından ilerlersek bile, Suriye’den gelenlerin barınma, sağlık sorunlarıyla ilgilenen kurumsal yapıları da görürüz...