24 yıllık mesleki birikimimi,
adil, tarafsız ve kamusal yarar
adına paylaşmak ve eğitimdeki
Sözcü’nüz olmak için buradayım.
Zihnim, bulunduğu noktada kavram
karmaşası yaşamıyor. Atatürkçü,
çağdaş, modern eğitim sistemi,
Cumhuriyet’in kuruluş prensipleri
ve mesleki ilkelerimizle örtüşen
bir çatının altındayım. Kalemimin,
meslek büyüklerimizin biz gazetecilerin
olması gereken etik değerleriyle
sarmaladığı bir çatının güvencesinde
olduğunu yüreğimin ortasında hissediyorum.
İlk duygum; Bab-ı Ali gibi
kokmak, evinde olmak.
Bu yıl 9 Eylül’de ilkokul birinci
sınıfa başlayacak olan çocukların heyecanını,
en iyi siz eğitimciler bilirsiniz.
Çocuklar, hayata dair duydukları
heyecanlarında anne-babalarından
sonra en çok öğretmenlerine güvenirler.
Öğretmenlerine olan güvenini
hiç kaybetmeyen bir gazeteci, eğitim
yazarı olarak bugün de aynı heyecanla
yeni bir başlangıçla karşınızdayım.
Eğitim sisteminde bugünlerde,
odacısından, öğretmenine, okul
müdüründen bürokratına, müsteşardan
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya
Selçuk’da dahil, eğitimin her aşamasında
bugünlerde güvenleri kıran
ince bir sınırda değişim beklentisi
içinde olunduğunu görüyorum.

GÜVENEREK DEĞİŞECEĞİZ

Hayatın her alanında, değişim
güvenmekle başlayacak. Ancak
eğitim sistemine güven yeniden tesis
edilmez ise hayatın birçok alanında
alanında güçlü değişimler beklemek
kötü bir hayalin ötesine geçmeyecektir.
Öğretmen, emanetçi gibi
sözleşmeli değil kadrolu yani o sınıfın
gerçek öğretmeni olduğundan emin
ve kendisini güvende hissetmelidir.
Veli, çocuğunun öğretmeninin,
eğitim ve sınav sisteminin, akşamdan
sabaha değişip,değişmeyeceğini
düşünmemeli bile. Sürekli değişen
bir sistemde kim öğrenciye, ‘Sen
sadece dersinle ilgilen çocuk’ diyebilir
ki? Öğretmenin, öğrencinin,
velinin, hatta Milli Eğitim Bakanı’nın
dahi kendisini akşamdan sabaha
gidici görmediği, yabancı hissetmediği,
yapılan her düzenlemede hiçbir
yurttaşın şüpheye düşmediği, siyaset
dışı ve siyaset üstü bir eğitim sistemi
acilen oluşturulmak zorundadır.
İşte bu nedenle de eğitimcilerin de,
eğitimde söyleyecek sözü olanların
da kendi adına ilk dersi, ‘Güven’
olmak zorundadır. Yoksa ülkemizden
daha çok eğitim heyeti Fillandiya,
Norveç, İsveç, Hollanda gibi ülkelere
gider-gelir. ‘Siz nasıl başardınız?’
sorusunun cevabı uzun yıllar, binlerce
sayfalık raporlar arasında aranır.
Ders zili, yeni sistem değişiklikleriyle
başlayacaksa, her bakan az çok
düzen kurup koltuktan kalkacaksa,
eğitimci bir bakana dahi güvenilmeyecekse,
hiçbir yasal düzenleme yoktur
ki; eğitim sistemine dair kırılan
güven sorununu talimatla çözsün.

DOĞRULARI KONUŞMA GÜCÜ

Eğitimde, herkes adına güvenli
yapının oluşması için doğruları ve
yanlışları konuşmaktan çekinmeyeceğiz.
Bu değişime katkı sağlayabilmek
için sizlerin de katılımı, bu sayfa da
büyük önem taşıyor. Gelişmiş ülkelerdeki
gibi makale sistemini eğitim
sayfamızda, hayata geçirmek istiyorum.
Okul öncesinden, üniversiteye,
öğrencisinden-öğretmenine, anasınıfı
öğretmeninden-rektörüne, özel sektörden-
sendikacısına, eğitim alanında
söyleyecek sözü olan herkes artı
ve eksisiyle eğitime dair tespitlerini
kaleme alsın ve birlikte yazalım istiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk
İlke ve İnkılapları ise gerçeğin kendisi
ve kırmızı çizgimizdir...