Toplumsal kargaşa, silah taşıma belgelerinin artmasına koşut, cinsel saldırılarla sürmekte, önü alınamayan siyasal karşıtlıklar ve çatışmalarla yoğunluğu ve ağırlığı artmaktadır. Hepimizin sorumlu olduğu durumlar giderek “ülke sorunu” düzeyine gelmektedir. Siyasal sorumluların sessiz ve ilgisiz kaldıkları yaşam koşulları, her gün yeni yaralarla kanamayı sürdürmektedir. Siyasal açılımlara koşut insanlık anlayış ve değerlerindeki durum, bir tür çöküşü anımsatmakta, eğitim kümesine dönüştürülen kimi öğretim yerlerindeki dinsel açılımlarla çocuklarımız yaşam gerçeklerinin dışına sürüklenmektedir. Her yeri ele geçiren siyasal iktidar sahipleri, tepkisiz toplumla yeni açılımlar peşindedir. İstanbul seçimini bahane edinerek yaptıkları konuşmalar, kurdukları ilişkiler tehlike çanlarının yeniden çaldığının kanıtıdır.

Güvenilecek organ ve birimin nerdeyse hiç kalmadığı bir ortamda “gidişin nereye olduğu” tartışması, kuşkularla kapsamını genişletmekte, özellikle “yargıya güvensizlik” geniş ve büyük bir alanda dillendirilmektedir. Toplum için en üzücü durumlardan biri budur.

İktidar kaynaklı siyasetin dili de kirlenmekte, çirkinleşmekte sınır ve ölçü tanımamaktadır. Ayırma-kayırma artmış, “har vurup harman savunma” hız kazanmış, hesapsız-kitapsız giderler belirlenemez olmuş, saklı-gizli yapılanlar kuşkusu büyümüştür. Siyasal soyguncular, kapkaççılar ve şaklabanlar oyunlarını her alanda sergilemektedir. Kimi siyasetçilerde izlenen kişilik iflası, siyasal depoya dönüşen devlet kurumlarındaki bozulmanın nedenidir.

Adaletin dayanağı, hatta kaynağı olan hukuk, ulusal ve bilimsel güvencedir. Onun ışığında yaşamak ve yaşatmak, insanlığın yadsınmaz gerçeğidir. GERİSİ BOŞTUR.