CEO Mike Sievert yaptığı açıklamada, “Sprint’in 120 yıllık mirasını ve tarihini, yeni dönemin bir parçası olarak kabul ediyoruz. T-Mobile için yeni bir gün” dedi. Uzun zamandır beklenen birleşme, nisan ayında çıkan onayla gerçekleşmişti.
PEŞ PEŞE YANLIŞ ADIMLAR SONUNU GETİRDİ
Sprint, ilk olarak Güney Pasifik Demir Yolu boyunca uzanan binlerce kilometrelik telgraf telleri çekilmesiyle doğdu. İsmi de Southern Pacific Railroad Internal Networking Telecommunications’ın (Güney Pasifik Demir Yolu İç Ağ Telekomünikasyonu) baş harflerinin birleşmesiyle ortaya çıktı: Sprint...
1970’lerde uzun mesafeli arama işine giren Sprint, 1992’de Centel’ı alarak ülkenin tek kablosuz, uzun mesafe ve yerel arama sağlayıcısı yaptı. 2004’te kablosuz müşteri tabanını genişletmek için Nextel ile yapılan birleşme çöküşün başlangıcı oldu. İki şirketin birbiriyle uyumsuz teknolojileri önemli sorunlar çıkarttı. Örneğin Nextel’in telefonları, Sprint’in ağında çalışmadı. Bu da beraberinde büyük bir müşteri kaybı getirdi. Şirkete son darbe, yanlış 4G teknolojisini seçmesi oldu. Sprint, Betamax’i tercih ederken diğer tüm rakiplerin LTE standardını tercih etmesiyle büyük darbe alındı.
T-MOBILE, ABONE SAYISINDA RAKİPLERİNİ YAKALADI
Sprint, ülkenin en büyük dördüncü kablosuz iletişim sağlayıcısı konumundaydı. Ancak peş peşe atılan adımlar, 120 yıllık şirketi iflasın eşiğine getirdi. T-Mobile ile Sprint aslında 2012 yılında birleşme kararı alsa da o dönem buna onay çıkmamıştı. Ancak son girişim, şubat ayında federal bir yargıç tarafından onaylandı. Böylece T-Mobile, abone sayısında rakipleri Verizon ve AT&T’yi yakalamış oldu. Farklı ağ bantları ve mobil teknolojileri kullandıkları için iki şirketin entegrasyonunun biraz zaman alması bekleniyor.
