Uzun yıllardır tiyatroda ve sahnede milyonların severek izlediği Şevket Çoruh iki yıllık emeğin ardından 2017’de kapılarını açtığı ‘Baba Sahne’ için tüm birikimini verdi. Tıpkı hocası Müjdat Gezen gibi...

Tiyatro yetim kalmasın diye ismini ‘Baba Sahne’ koydu. Kendisini ‘Ben sanatçı değilim, tiyatrosunu ayakta tutmaya çalışan bir tiyatro emekçisiyim” diye tanımlayan Şevket Çoruh SÖZCÜ’ye konuştu. İşte o röportaj:

- Covid-19 pandemisi bütün dünyanın dengelerini bozdu. Sanat kurumları  da bu süreçte zarar gördü. Özel tiyatrolar pandeminin yaralarını sarabilecek mi?

PANDEMİDE GÖRDÜM

Henüz hasar tespiti yapamadık ama büyük ve yıkıcı bir etkisi var özel tiyatrolar üzerinde. Bu zararın telafi edilmesi adına kendi yaralarımızı sarmak dışında henüz bir yardım eli uzanmadığı gibi kimileri tarafından işleriniz iyi giderken neden kötü günleri düşünmediniz kenara bir birikim yapmadınız gibi suçlamalarla da karşılaşmıyor değiliz. Baba Sahne’nin adının, baba olmasının nedeni kendimizi yetim hissetmemek için demiştim. Ne kadar haklı olduğumu bu pandemide ne yazık ki gördüm. Seyircimiz ve bir kaç yerel yönetici dışında ne yapabiliriz diye soran kimse yok.

- “Kendimizi yetim hissetmemek için” tiyatromuzun adını Baba Sahne koydum dediniz? Tiyatro ve tiyatro sanatçıları kendilerini yetim mi hissediyor?

Elbette yetim hissediyoruz. Bunu pandemi döneminde gördük.  Özel tiyatroların seyircisinden başka destek alacağı hiç bir kurum kuruluş yok, şu andaki iktidar özel tiyatroları kendine muhalefet eden kurumlar olarak gördüğü için bizim sıkıntılarımızla ilgilenmiyor, diyenler bile olabilir. Oysa sanat ve sanatçı muhaliftir, toplumda yanlış gördüğü düzelmesini istediği şeyleri sanat yoluyla dile getirir. Kimse sanatçıdan iktidarına şak şak beklememeli.  Özel tiyatrolar çok büyük maddi zorluklar ve ödenekli tiyatrolarla adil olmayan bir rekabet içinde. Ödenekli tiyatroların maruz kalmadığı birçok maddi sorunla uğraşıyor.

Müjdat Gezen, İsmail Dümbüllü’nün kendisinde bulunan fesini, Baba Sahne’nin açılış töreninde Şevket Çoruh’a devretmişti.


- Bir röportajınızda ben sanatçı değilim dediniz. Sanatçı değil misiniz?

Elbette sanatçı değilim, sanatçı stopaj, SSK, vergi, personel maaşı, kira ödemesi düşünüyorsa kendine nasıl sanatçı der?  Sanatçı her ay, ayın sonunda tiyatromu kapatmak zorunda kalır mıyım korkusu ile yaşıyorsa nasıl sanat yapsın?  Ben sanatçı falan değilim, tiyatrosunu ayakta tutmaya çalışan bir tiyatro emekçisiyim.

Sanırım armut dibine düşüyor


- Oyunculuktan kazandığı birikimi Baba Sahne’ye yatıran tiyatro sevdalısısınız. Böyle bir kararı nasıl verdiniz?

Herkes hayallerinin peşinde koşar. Kimileri var olmayı seçer kimi varlıklı olmayı. Ben sevdiklerimle birlikte bir şeyleri var etmeyi tercih edenlerdenim. Müjdat Gezen’in, bütün sanatçı birikimlerini yatırarak var ettiği Müjdat Gezen Konservatuvarı’ndan mezun olmuş bir oyuncuyum. Sanırım armut da dibine düşüyor. Sadece Müjdat hoca değil, Ferhan Şensoy,  Haldun Dormen, Kenterler bir sürü ustamız aynı şeyi yaptı.

- Şevket Çoruh oyuncu olmasa ne olurdu?

Ne olurdum bilmiyorum ama çok kötü bir ticaret adamı olurdum. Baba Sahne’deki ticari performansımla bunu kanıtlıyorum bence.

- Hayatla ilgili bundan sonraki planlarınız neler?

İnsanın hayalleri bitmişse hayatı da sona ermiş demektir. Anadolu şehirlerinde tiyatro salonu olmayan tüm okullara salon yapmak istiyorum.

14 sezondur süren Arka Sokaklar dizisinde Mesut Başkomiser rolünde izlediğimiz Şevket Çoruh iki çocuk babası. 1973 doğumlu.

Kaybetmekten korkmadan hiçbir şey kazanamazsınız


- Herkesin kendini baskı altında hissettiği bu zamanlarda siz sözlerinizi sakınmıyorsunuz, hiç korkmuyor musunuz?

Burası benim ülkem, beni ben yapan her şeyi veren ülke, bu ülkede yolunda gitmeyen şeyleri dile getirmek, sadece benim değil herkesin görevi. Susmak yanlış giden şeylere ortak olmak demektir. Korkacağımız tek şey korkunun ta kendisi olmalı. Ben hakaret ve şiddet içermeyen her eylemin ve sözün özgürce ifade edilebilmesi gerektiğine inanıyorum ve buna göre konuşuyorum hareket ediyorum.  Demokrasinin beşiği denilen Amerika’da bile özgürlük ve adalet arayan insanların pek de anlayışla karşılanmadığını görüyoruz, peki ne yapacak insanlar, birilerinin hoşuna gitmiyor diye susup haklarını aramayacaklar mı? İfade özgürlüğü anayasal bir haktır ve engellenemez. Elbette baskı görebilirsiniz ama kaybetmekten korkmadan hiç bir şey kazanamazsınız. Önemli olan kaybetmeyi göze almak.

- Tiyatrolar “tiyatromuz yaşasın’ kampanyası başlattı. Siz neler yaptınız bu süreçte?

Evet tiyatromuz yaşasın kampanyasına binlerce insan imzaları ile destek verdi. Ancak asıl önemli kampanya şu sıralarda yapılan, “bizde yerin ayrı” kampanyası. Tiyatro kooperatifinin düzenlediği bu kampanya ile tiyatro seyircisi şimdiden önümüzdeki sezon için tiyatrolardan biletlerini alabiliyorlar. bizdeyerinayrı.com adresinden bilgilere ulaşabilirler. Şu anda bu kampanyaya verilecek destek çok şeyi değiştirebilir, çünkü birçok özel tiyatro bu destek ile ayakta kalmayı başarabilir.