Akdeniz’de tahriklere başlayan Yunanistan, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden oldu. Ancak kriz, adım adım geldi. 18 Türk adası ve 1 Türk kayalığı ‘fiili işgal’ edilince SÖZCÜ, yedi yıldır bu konuda iktidarı uyardı. Ancak dikkate alan olmadı. Peki kriz nasıl başladı? Neler yaşandı?

İŞGAL-SİLAHLANMA: Yunanistan, 2004 yılından itibaren Ege’de bazı ada, adacık ve kayalıklarda ‘fiili işgal’ uygulamasına gitti. Yunan tarafı, 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşması’na aykırı şekilde adaları silahlandırıp asker çıkardı. Türk adalarına, Yunan bayrağı dikti. ‘Kuzu çevirme’ partileri yaptı. Yunan hükümet yetkilileri de sık sık işgal ettikleri Türk adalarını ziyaret etti. SÖZCÜ, tüm bunları manşete taşıdı, iktidarı işgale karşı uyardı. Duyan olmadı.

‘FİİLİ UYGULAMA VAR’: Ege’de, 18 adanın fiili işgali TBMM’de de gündeme getirildi. CHP-MHP, çok sayıda soru önergesi verdi. Dışişleri ve Savunma bakanlarının verdiği cevaplarda, ‘işgal’ olduğu teyit edildi. Dönemin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “Adaların hukuki statüsünde değişiklik yoktur. Başından beri ta Osmanlı’dan bugüne gelinceye kadar bir Yunanistan’ın fiili uygulamaları vardır” demekle yetindi.

‘VATANA İHANETTİR’: Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, Meclis’e bir dilekçe verip 18 Türk adası ve 1 Türk kayalığı konusunda TBMM’de genel görüşme yapılmasını istedi. Sorumlular hakkında ‘vatana ihanetten’ işlem yapılmasını talep etti.

BUGÜN NE DİYORLAR?: Son zamanlarda ise iktidardan Ege’deki adalarımızın işgaline tepki gösteren açıklamalar gelmeye başladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçtiğimiz günlerde “Yunanistan, kendisinden 580 km. uzaklıkta, benim dibimde, 2 km. uzaklıktaki adaya hak vermeye kalkacak. Bunun uluslararası hukukta yeri yoktur” dedi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Yunanistan, gayri askeri statüde ada olmasına rağmen bunlardan 16’sını anlaşmalara aykırı olarak silahlandırılmıştır. Yunanistan’dan uluslararası hukuka, imzaladığı anlaşmalara ve iyi komşuluk ilişkilerine göre davranmasını bekliyoruz” diye konuştu.