Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, endüstriyel trans yağ kısıtlamasının 1 Ocak 2021'de başlayacağını belirterek, Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik taslağına göre, gıda etiketlerinde artık trans yağ miktarı yer almayacağını, ancak endüstriyel trans yağların ürünlerde hangi miktarlarda bulunduğuna dair bilgilendirme yapılması gerektiğini söyledi.

TRANS YAĞ NERELERDE BULUNUYOR?

Trans yağlar için, doğal kaynaklar (inek ve koyun gibi geviş getiren hayvanların süt ürünleri ve etlerinde) ve endüstriyel olarak üretilen kaynaklar (kısmen hidrojene yağlar) olmak üzere iki ana kaynak bulunduğunu ifade eden Dağlı, açıklamasına şöyle devam etti:


“Endüstriyel olarak üretilen trans yağlar, margarin gibi sertleştirilmiş bitkisel yağlarda bulunuyor ve genellikle atıştırmalık yiyeceklerde, fırınlanmış yiyeceklerde ve kızartılmış yiyeceklerde karşımıza çıkıyor. Özellikle pastacı kremaları, milföy hamurları, poğaça ve baklava gibi ürünlerde endüstriyel trans yağ kullanılıyor. Üreticiler genellikle trans yağları diğer yağlardan daha uzun bir raf ömrüne sahip oldukları ve ucuz oldukları için kullanıyorlar. Ancak gıdanın tadı veya maliyetini etkilemeyecek daha sağlıklı alternatifler kullanılabilir."

Trans yağ tüketiminin kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi, felç, obezite, diyabet, kanser, astım, gebelik komplikasyonları için risk oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Dağlı, Dünya Sağlık Örgütü'nün 2023 yılına kadar gıda tedarik zincirinden endüstriyel trans yağların kaldırılması kararı aldığını ve bu hedefe ulaşılabilirse, bulaşıcı olmayan hastalıkların önemli bir kısmında ve bunlara bağlı ölümlerde azalma sağlanabileceğini vurguladı.

Prof. Dr. Elif Dağlı


"YENİ DEĞİŞİKLİKLERİN KİM TARAFINDAN ÖNERİLDİĞİ BİLİNMİYOR"

"7 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “TÜRK GIDA KODEKSİ GIDALARA VİTAMİNLER, MİNERALLER VE BELİRLİ DİĞER ÖĞELERİN EKLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK” son tüketiciye sunulan gıdalarda her 100 gram yağ içinde trans yağ oranının yüzde 2 ile sınırlı olacağı belirtilmişti. O tarihte etiketlerde trans yağ yüzde 1 altında olan ürünler için “trans yağ yoktur” ibaresi kullanılmaktaydı. Bu aşamaya gelinmesi için uzun bir süre çok sayıda uzman ve kamu görevlisi emek verdi." şeklinde konuşan Dağlı, "Birdenbire Aralık ayı başında neden gereksinim duyulduğu anlaşılmayan bir yönetmelik taslağı karşımıza çıktı. Yeni değişikliklerin kim tarafından önerildiği ve neden icap ettiği bilinmemektedir" diyerek vatandaşların gıdalardaki trans yağ içeriğini bilme hakkına sahip olduğunu söyledi.

1 OCAK’TA RESMİ OLARAK TRANS YAĞ KISITLAMASI BAŞLIYOR

Yeni düzenlemeye geçilmesine sadece 15 gün kala, “Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" taslağı konuşulmaya başlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Elif Dağlı,  şöyle devam etti:

“Oysaki endüstriyel trans yağların hangi miktarlarda üründe bulunduğuna dair bilgilendirme yapılması, aynı üründen birden fazla tüketilmesi veya kısıtlı trans yağ içeren farklı ürünlerin aynı zamanda tüketilmesi nedeniyle alınacak toplam trans yağ miktarını önerilen günlük limit üzerine çıkaracağından, tüketicinin etiketlerde endüstriyel trans yağ miktarını da görmesi açısından önemlidir. Aksi halde getirilecek kısıtlama etkinliğini yitirecektir demiştik. Lakin burada dikkat edilmesi gereken husus, etiketlerden trans yağ miktarının çıkartılmış olması değildir, ‘endüstriyel trans yağların’ etiketlerden çıkartılmış olmasıdır. Bunu açmak gerekirse; Dünya’nın hiçbir yerinde, hayvansal kaynaklı yağda doğal olarak bulunan trans yağ dışındaki trans yağların ürünlerde kullanılan miktarının denetlenmesi ve hayvansal kaynaklı trans yağ ile hayvansal kaynaklı yağda doğal olarak bulunan trans yağ dışındaki trans yağların birlikte kullanıldığı ürünlerde bunların birbirinden ayrıştırılarak uygunluğunun denetlenmesi için kullanılacak standart bir analiz metodu mevcut değildir. Dünya Sağlık Örgütü bunun farkındadır ve standart bir analiz metodu geliştirilebilmesi için çalışmaları mevcuttur. Denetlenmesi mümkün olmayan bir yasal düzenleme çağrısı yapmış olmak garip kaçmıştır. Kısıtlı maddenin ölçümünü yapamadığınız bir düzenlemede uygulamanın nasıl denetleneceği hususu eksiktir. Bu nedenle denetim için ya mevcut bir metoda referans verilmesi veya yeni bir analiz metodu açıklanması zorunludur -ki bu bilimsel olarak mümkün değildir- ya da endüstriyel trans yağ imalatının yasaklanması zorunludur. Neden şimdi değil de 2023’te yasaklanacak sorusunun cevabında neo-liberal politikaların varlığını yeniden keşfetmek zor değildir. Bu durum sadece Türkiye’de değil tüm dünyada mevzu edilmektedir.”

TRAN YAĞ TEHLİKESİ HERKESİ ETKİLİYOR

Trans yağların etkilerine dikkat çeken Dağlı, "Anne karnındaki bebeğin maruziyeti sinir sistemi gelişiminde bozukluklara, çocuklarda fazla tüketim astım ve alerjik hastalıklara, erişkinlerde tüketim kanserler, kalp- damar hastalıkları ve metabolik sendroma yol açar" şeklinde konuştu.

"Sürecin başından beri Türk Kardiyoloji Derneği ile farkındalık çalışmaları sürdürmekte, mevzuat aşamalarını izlemekteyiz. Sivil toplum olarak her görüşmeye açılan mevzuata yazılı olarak görüş bildirdik. Bizim önerimiz etiketlerin kalması ve içeriği bildirmesidir" şeklinde konuşan Dağlı, trans yağ üretiminin tamamen durdurulması gerektiğine de vurgu yaptı.