“Trata”lar geçiyor evimizin önünden…

Uzun bir kayık, tam ortasına oturmuş balıkçı…

Hem gidiyor hem düğüm atıyor ağlara…

Arkasında beyaz köpükler kalır…



Ayrılık mevsimidir bu aylar…

Yazlıkçılar döndüler…

Kırlangıçlar kasabadan gitti…

Bu aylarda renk çiçekten ayrılır…

Güneş kumdan…

Menekşe kırmızıdan…

Bahçeler şarkılardan…

Salkım asmadan…

Yaprak dalından…

Bir boş salıncak, rüzgarla terasta sallanır…



Ayrılık mevsimidir bu aylar…

Her sene bu aylarda ben “ayrılık” yazımı yazarım…

Her cümlenin sonuna noktalar, artı iki damla…

Hüzün günleridir…

Yaş gözden ayrılır…



Küçük köpek kaç gündür arkadaşını arıyor kumsalda…

Arada bir koşuyor kendi kendine…

Koşunca arkadaşı gelecek sanır…

Nereden bilsin…

Bu mevsim ayrılık zamanıdır…



Dün ilk yağmur yağdı…

Çatılarda tıkır tıkır…

Küçük gölcükler oluştu sokakta…

Serçeler saçak altlarına sığındılar...

Bu sonbahar yağmurları, sanki doğanın ayrılıklara ağlayışıdır…



Yaz aşklarında bu günlerde tenler ayrılır…

Ne çok giden olur…

Ne çok el sallanır bu mevsimde…

O ne çok vedadır…

Bu mevsimde ne çok “Beni unutma!..” vardır…



Ayrılık mevsimidir bu aylar…

Aklında bir hüzzam şarkı…

Bir de ayrılıkların sızısı kalır…




28 Eylül 2014 tarihli yazısı