Atatürk mağlup Osmanlı Devleti’nin yetkili komutanı olarak Samsun’a çıkar. Resmi görevi Mondros Mütarekesi şartlarının yerine getirilmesini temindir. Ancak kendisi bu yenilgiyi içine sindirememiştir.  İstiklâl Savaşı başlatmak kararındadır. Padişahı müşkül durumda bırakmamak için resmi görevinden ayrılır. Milleti ve devleti örgütlemek üzere harekete geçer. Bu arada galip devletler Osmanlı’ya, Sevr teslimiyet antlaşmasını imzalatmak üzere baskı yapmaktadır. Atatürk, Osmanlı delegelerinin imzalamak zorunda kalacağı ve vatanın “bölünmesini içeren” böyle bir antlaşmayı geçersiz kılmaya kararlıdır. Sevr’in yürürlüğe girmesi için Meclis’in kabulü ve padişahın onayı şarttır. Atatürk’ün stratejik hedefi çok milletli Osmanlı İmparatorluğu’nu ihya değil, tek uluslu Türkiye’yi kurmaktır. 28 Ocak 1920’de Meclisi Mebusan’a yeni Türk devletinin sınırlarını ilan eden “Misak-ı Milli” kararını aldırtır.

★★★

İşgal kuvvetleri küplere biner. 18 Mart 1920’de meclisi kapatırlar. Atatürk’ün istediği olmuştur. Sevr teslim antlaşmasını onaylayacak meclis artık yoktur. (Bu yüzden Sevr hiçbir zaman onaylanmamıştır) Atatürk “Meclis, İstanbul’da toplanamıyorsa Ankara’da toplanır” der. 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılır.

LOZAN VE MİSAK-I İKTİSADİ

Atatürk, Meclis Reisi sıfatıyla İstiklal Harbi’nin Başkomutanı olur. 2.5 yıllık mücadeleden sonra 19 Ekim 1922’de Refet Paşa’nın İstanbul’a gelişiyle zafer ilan edilmiş olur. 11 Kasım 1922’de Ankara Hükümeti ile İngilizler arasında Lozan Barış Müzakereleri başlar. Ancak 4 Şubat 1923’te kesilir.

Üstelik 378 üyeli mecliste işler iyi gitmemektedir. Mustafa Kemal’in yeni bir devlet kurma fikrini tutmayan mebuslar vardır. Atatürk ise bunda kararlıdır. Bunun için millete gitmeye karar verir. İlk olarak, hem Lozan’da tüm dünyaya yeni Türk devletinin “ne yapmak istediğini anlatmak” hem de “milletle olan bağlarını pekiştirmek için” 17 Şubat 1923’te İzmir’de 1135 delegenin katılımıyla bir “İktisat Kongresi” düzenler. Kongre, başkanlığına tüm milletin güvenini kazanmış Kazım Karabekir Paşa’yı getirir.

Bu kongreye ziraatçı, tüccar, sanayici ve işçi “zümrelerinden” temsilciler davet edilir. Ama esas çoğunluk yurdun her kazasından gelen 8’er delegedir. Kongrenin sonuç bildirgesinin adı “Misak-ı İktisadi Esasları”dır. 12 maddeden oluşan misak şöyle özetlenebilir: Türkiye barışçıdır, yıkmaz yapar. Yalancılık, hırsızlık ve tembelliğe yer vermez. Halkının irfan ve marifet sahibi olmasını, nüfusunun sağlıklı bir şekilde çoğalmasını ister. Taassuptan uzaktır, yerli üretimi esas alır. Ormanlarını ve hayvanlarını korur. Tekelciliği reddeder, yabancı sermayeye karşı değildir, israftan kaçar. Bilim ve sanatı kaynağından öğrenir. Herkesle işbirliğine açıktır.

Son söz: İktisat, siyasetin esasıdır.