Sevgili okurlarım, Türkiye’de özellikle ekonomi konusunda işlerin çok iyi gittiğini artık hepimiz biliyoruz!

Bir yanda iktidarın temsilcileri...

Öbür yanda iktidarın zorla ve parasal katkılarla oluşturmuş olduğu malûm medya!

Ekonomi durmuş...

İşsizlik rakamları milyonları aşmış...

Paramız pul olmuş...

Hiçbiri bizim derdimiz değil!

★★★

Dikkat ediniz...

Gerek iktidarın temsilcileri ve gerekse yandaş medya bu konuda ağızlarını açıp konuşamıyorlar.

Onlar da kendi açılarından haklı!

Konuşsalar ne diyecekler.

Ben olsam ben de konuşamam.

★★★

Şimdi kısaca gelelim şu döviz fiyatlarına...

Bu konuda birkaç haftadan beri beklenen iki psikolojik sınır vardı.

İlki, dolar acaba 7.50’yi geçer mi...

İkincisi, Euro acaba 9’u geçer mi...

★★★

Son birkaç gün içerisinde her şey netleşti...

Ve dünkü rakamlara göre dolar 7.61 oldu.

9 liraya ulaşmak için bekleyen Euro’nun ise eli kulağında. Dünkü değeri 8.97 idi.

★★★

Bizi yönetenlerin masallarıyla birlikte palavralarını da her geçen gün defalarca dinlemekteyiz.

Ama gelin görün ki, bu rakamlar konusunda ne düşündüklerini, bu işin nereye varacağını, bunun iyi mi kötü mü olacağını söyleyen yok.

Rakamlar almış başını gidiyor, bizimkilerde ise mutlak bir sessizlik hakim.

Paramız Afrika ülkelerinin paraları karşısında bile hızla değer kaybediyor.

Ülkeyi yönetenleri soracak olursanız, onlar yaşamakta oldukları saraylardan dışarıya bir adım bile atmıyor.

Vatandaş perişan, toplum çaresiz.

Zamlar peş peşe biniyor, işsizlik korkunç boyutlara varmış durumda.

Ne olacak, bu iş nereye kadar gidecek, bilen yok.

Ah, büyüklerimiz bir de bu konuda konuşsa!..



Sevgili okurlarım, Karadeniz ve Akdeniz’de gemilerimiz sismik araştırma yapıyor, sondaj yapıyor, petrol ve doğalgaz arıyor.

Bu amaçla kullandığımız beş adet gemimiz var:

Oruç Reis, Barbaros Hayrettin, Fatih, Yavuz ve Kanuni.

Bu gemiler kısa adı TPAO olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarafından çalıştırılıyor.

Yani bunlar devletin gemileri.

Çalıştırılan personel de devlete bağlı.

★★★

Elde yeterince bilgili ve deneyimli Türk teknik adamlar, örneğin kaptanlar, sondajcılar ve petrol mühendisleri olduğu halde, bu gemilerde bir sürü gereksiz yabancı uyruklu çalıştırılıyor.

Türk personelin hepsi değil ama çoğu ise sıradan işlerde görevli...

Gemilerde görevli olanlara, özellikle de yabancılara maaşları dolar üzerinden ödeniyor.

Sondajlarda elde edilen teknik bilgiler ve deniz dibi haritaları, önce ABD’ye gönderiliyor ve değerlendirme orada yapılıyor.

Türk personelin çoğunlukla görevi ise gemilerde tayfalık, vinççilik, aşçılık, garsonluk, temizlik yapmak.

★★★

Şimdi ben gerek Enerji Bakanlığı ve gerekse TPAO yetkililerine birkaç basit soru sormak istiyorum:

-Denizlerde arama yapan gemilerimizde görev verilmiş olan kaç yabancı personel vardır?

-Kendi teknik elemanlarımız nitelik ve nicelik olarak yeterli olduğu halde, niçin kaptanların çoğu dahil yabancılar tercih edilmiştir?

-Bunlara toplam olarak ayda (veya yılda) kaç dolar ödenmektedir? (Bazıları ayda 16 bin dolar alıyor!)

-Bunlar hangi ülkelerin vatandaşıdır?

★★★

Aslında bu soruları Meclis’te muhalefet partilerinin önergelerle sorup işin üzerine gitmesi gerekir.

Peki iktidar bu sorulara yeterli bir yanıt verebilir mi?

Veremez!

Vermeyince de, bizim ulusal varlıklarımızı deniz diplerinde arayıp bulmak ve verileri değerlendirmek, bu alanda bile yabancılara bırakılmış olur...

Bugün olduğu gibi!