Yiğit muhtaç olmuş arpaya... Bilmem söylesem mi, söylemesem mi? Arpa kuru artınca, ithalatı için vergiler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle sıfırlandı! Halbuki ülkenin en büyük sorunu devlet ihalesi kapanların arpalarının fazla gelmesiydi. Demek o bile yetmedi!

Arpanın geniş tanımlı kullanım alanı neresidir? Hayvan yemi ve bira... Bira satışlarında bir yükseliş yaşanmadığına ve ülkede hayvan nüfusu artmadığına göre... Belli ki eskisi kadar üretemiyor artık Türkiye...

★★★

Yahu arpa bile ithal edeceksek kapatıp dükkanı gidelim daha iyi... Arpacıya borç eden ahırını tez satar... Bu ithalatlar sorulduğunda; “Türkiye’de para var ki ithalat yapabiliyor” deniliyor. “Paramız var” dedikleri halkın vergileri... Bu kafayla biz daha çok arpa ithal ederiz.

Ne var ki zengin ülkeyiz... Ne o? Fakirler gibi arpa mı üreteceğiz? Tabii ki ithal edeceğiz. Bu işin başka anlamlı bir açıklaması yok ki!



Hükümet çiftçiyi düşünüyor, ekimiydi, bakımıydı, sökümüydü, çiftçi kazanacağı 50 kuruşluk arpa için uğraşmasın, ithal edilip satılsın.

Var ya, bunu muhalefet yapmış olsa en az 50 yıl yuhalatırdı meydanlarda... “Bunların döneminde ülkede arpa yoktu arpa...  Bunlar arpa ithal ettiler” diye başlar “Çok şükür bizim böyle bir derdimiz yok” deyip noktayı koyardı.

★★★

Sahi, ülkenin çok kötü yönetildiğinin anlaması için bir milletin daha ne görmesi gerekir? Arpa ekip buğday çıkması beklenmez. Bu arada buğdayın da ithalat vergileri sıfırlandı... Çok şükür pirinç, çeltik ve bilumum hububatın da...

Hâlâ ne umuyorlar. Köprü, havalimanı, yollar... İyi güzel de önümüzdeki 20 yıl boyunca yine parasını ödeyecek olan onlar!

★★★

Çoğu gereksiz. İhaleleri yandaşları ihya etmek için verildiğini nasıl anlamıyorlar? Sayıştay raporları ortada... Adamlar devleti soyup soğana çeviriyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor.

Öyle fazla yiyorlar ki çatlayacaklar. Sonunda atın ölümü arpadan olacak!

Yılın yalakası


Ülke ekonomisinin neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Hizmet sektörünün helvası çoktan kavruldu. Yenildi, bitti. Kusura bakmayın size kalmadı, çoktan tükendi.

Ekonomik verilere göre sanayi de çöküşte... İmalat sanayi üretimi, ara malı üretimi, sermaye malı üretimi... Kısaca içinde “üretim” kelimesi geçen ne varsa göçtü.

★★★

İşadamları, borsa başkanları ekonomi kanallarına telefonla bağlanıyor, sanayinin çöküşünü yorumluyor... Hepsi hâlâ çok mutlu, gelecekten umutlu... Lakin yardım dileniyorlar!

Bir acayip yalakalık yarışı... Bana ne aman, ben anlamam... Beter ol bundan bile mutluysan...

★★★

Tabii olayda pek hesaplı ince iş var. Pek de haksız sayılmazlar. Sonra kimden ihale alıp iş kapacaklar? Nasıl başkan seçilip görev alacaklar? Kamu bankalarından nasıl kredi kopartacaklar? Borçlarını nasıl öteleyecekler?

Haliyle sen seni bil, sen seni... Ya batırırlar, ya terörist ilan ederler seni... Hakkını arayan işçi dahi bu ülkede terörist olduktan sonra, işadamının işi en fazla beş dakika...

★★★

Bankalara büyük borçlar var. Ödenemeyecek! Kredileri taklaya gelecek. İşsizlik yükselecek. Ülke daha da fakirleşecek. İktidar klasik davranışını sergileyecek ve dış mihrakların oyunu deyip geçiştirecek.

Millet patatesi, domatesi, biberi zor alıyor. Karınları doymuyor. Zira kabul edelim süreci iyi yönetiyorlar. Ya bir de kötü yönetseler ne olacaktı acaba? Ben size söyleyeyim, herkesin bir böbreğine talip olurlardı SMS ile... Biz bize yeteriz Türkiye!

Kaybedecek neyi kaldı ki?


Mesele ülkenin bu kadar aciz duruma düşmesi... Milletin ekmeği 50 kuruş ucuza almak için bile halk ekmek büfelerinin önünde saatlerce kuyrukta beklemesi. Utanç vesilesi...

Zira burada mevzu insanların paraları yok, imkanları kısıtlı... Bu hale düşmenin acısını sarayın anlamaması... Abartı sanması...

Sahi asgari ücretlinin, emeklinin, memurun, işçinin gündemi ne olacaktı? Rezidans fiyatları dip yaptı. Adamın karısına taktığı pırlanta üç karattı... Yatların marina kiraları çok arttı. Mercedes’in 2020 modeli daha rahattı, neden 2021 modeli için kaporalar yattı?



Elektrik olmasa da, doğalgazın kesilse de yaşama tutunuruz nefes aldıkça... İyi de “Biz bu hale nasıl düştük” diye sorgulamadıkça ileride nasıl anlatacaksın çocuklarına, torunlarına?

Bu hale düşmemizin bir numaralı sebebi, hırsızlık, yolsuzluk ve adam kayırmacılığın olduğunu herkes bilmeli... Bırak ülkeyi yönetenleri, suçu biraz da kendinde ara... Sen sana bunu layık görenlere “hayır” demeyip kulağının üzerine yattıkça, semer vururlar her ortamda...