Hülya ile Barış “kaçacak kalemler” değildi. Barış, gece saat 04.00’da gözaltına alındı. 15 saat ifade vermek için savcı odasının önünde bekletildi.

İfadesi alındı.

Tutuklandı.

Barış’a hapis.

Hülya’ya korku.

Kaleme gözdağı.

Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç, genç gazeteciler. Hayatını kalemine zincirlemiş, hiçbir gücün esiri olmadan; gizlenenleri, örtülenleri, kumpasları, FETÖ sızmalarını, atılan çamurları, sıvanmak istenen lekeleri yazan idealist özgür kalemler. Libya’da şehit düşen MİT görevlisi albayın, toprağa verilmesini anlatan haberi muhabir Hülya Kılınç ile birlikte duyurmuşlar. Haberde şehit albayın soyadını kullanmamışlar, ailesini açığa çıkartacak açık bilgilere de yer vermemişler. Bu cenaze töreninin yapılacağını bütün Türkiye zaten biliyordu. Milletvekili Ümit Özdağ, şehit albayın, ismini ve soy ismini de vererek açıklamıştı. Bu açıklama Ankara’da TBMM binasının içinde yapılmıştı.

★★★

Milletvekili Ümit Özdağ’ın açıklamasından önce de MİT mensubunun şehit düştüğü zaten söylenmişti. Cumhurbaşkanı da şehit albayın memleketini konuşmasında dile getirmişti. Yani bu haberin gizliliği kalmamıştı. Muhabir Hülya Kılınç, Haber Müdürü Barış Terkoğlu, “Bilineni yayınladıkları” için MİT Kanunu’na aykırı davranmaktan tutuklandılar.

Barış yatar, çıkar.

Hülya yatar, çıkar.

Yine yazarlar.

Barış ve Hülya gibi yazarlar “özgür yazmaya cüret etmiş” kalemler.

★★★

Barış Terkoğlu adaşı Barış Pehlivan’la ve az sayıda  genç gazeteciler grubuyla özgür gazetecilik çizgisini izlemeyi seçtiler. ODATV adlı siteyi Soner Yalçın ile birlikte kurdular. Çünkü devlet bankaları kredileriyle yandaş işadamlarına gazeteler ve TV kanalları satın aldırılmış ve “iktidarın sesi bağımlı bir medya” yaratılmıştı. Türkiye’de ise özgür gazeteciliğe ihtiyaç vardı. Özgür gazetecilik ve iktidarı eleştiren sesler, yazılar demokrasilerde bir ihtiyaçtır. İktidara oy veren insanlar bile “acaba muhalefet ne diyor... İktidar yanlısı olmayan gazeteciler ne yazıyor...” diye merak ederler. Türkiye’de bu ihtiyaç büyümüştü. Hülya’nın ve Barış’ın gazeteciliği bu ihtiyaçtan doğdu.

★★★

Hülya ile Barış!

Bilineni yazdılar.

Hapse konuldular.

Adalet hüküm giydi.

Hukuk kelepçelendi.

Kaleme gözdağı verildi!

Hülya ile Barış içerideyken dışarıdaki “Barış”lar ile “Hülya”lar yazmaya devam ederler. Çünkü “özgür gazeteciliğe” ihtiyaç devam ediyor. İktidara itaat etmek için deliren kalemler okunmuyor, onların yazdığı gazeteler satmıyor. Gazete okurunda demokrasiye derin bir vefa duygusu var. Türkiye’de demokrasiye bağlılık yüzde 70’e çıktı.