Sıkı disiplin.

Sıkı çalışma.

Sıkı motivasyon.

Sıkı zaman yönetimi.

Sıkı el yıkama.

En önemlisi eli doğru yıkama ve 1 metre uzaklıkta durarak, oturarak merhabalaşıp, söz anlatma, söz dinleme ve market alışverişi yapma... Bir arkadaşım telefon etti dedi ki, “Sen İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da metrolar- otobüsler her gün yıkanmalı içleri gül-lavanta kokmalı, çalmayan, çaldırmayan fakat çalışan yeni belediyecilik bize kendini böyle göstermeli” diye yazmıştın.

Dediğin oldu.

“Ne oldu?” diye sordum.

Zincirlikuyu’dan Söğütlüçeşme’ye gitmek için metrobüse bindim. Kolonya kokuyordu. Özellikle hanım yolcular ellerinde kolonya birbirlerine ikram etmekteydiler.

Yeni virüs geldi.

Benim dileğim tuttu.

Ben “gül kokulu kentler” yazısını Kovid-19’suz günlerde yazmış ve lavanta kokan otobüs-metro ve metrobüslerde işten eve gidip gelebildiğimiz şehirlerimiz olsun diye dilek tutmuştum. Büyükşehir Belediyesi’nin hakkını de teslim edeyim; İstanbul’da Sultanahmet Meydanı sabunlu su ile yıkanmamaya virüs belası gelmeden önce başladı.

Sonuçta:

Zor, yeniliğin anasıdır.

Bütün dünyada 80 milyon kişinin öleceğini hesaplayan uzman profesör doktorlar da var, 30-40 bin ölümle dünyanın bu belayı savuşturabileceğini umut edenler de...

★★★

“Kalkan paket” de açıklandı.

Özeti şu:

Patrona para.

65 yaş üstü halka kolonya.

Halk, kolonya desteği ile virüs belasını savuştururken, patronlar da taze para desteği ve yeni teşvik paketi ile şirketlerini ayakta tutarak ekonomide
“üretimin durmasını” savuşturacaklarmış. (!)

Bu iktidar paket canlısı!

Bugüne kadar 100’den fazla paket açtı. Hiçbir paketi hedefi tutturamadı. Korona-19 belası ülkemize de bulaşmadan önce ekonomimiz zaten kriz altına girmişti ve krizden çıkabilmek için “Merkez Bankası’nın ihtiyat akçelerini (kefen parasını) ve işsizlik fonunda zor günler için birikmiş parayı yemeye” başlamışlardı.

Vergi indirimi.

Vergi affı.

Vergi öteleme.

Düşük faizli kredi.

Bol teşvik.

Kredi erteleme.

O kadar çok verildi ki, Türk ekonomisi “vergi affı- vergi öteleme- bol teşvik yalaması” haline geldi. Her paket açılışında “koruma kalkanı-istikrar kalkanı” yakıştırmaları da arsızlaşıp, paketlere fiyakalı isim yakıştırma da yalama oldu. 2006 yılından beri ihraç kalemleri içine yeni bir ürün sokamadık.

★★★

100 paket açıldı.

Büyüme oranı düştü.

Yüksek enflasyon, yüksek durgunluk, yüksek işsizlik, yüksek kamu açığı zaten doğmuştu. Son 101’inci pakette çalışan ve şu günlerde evlerine gönderilen işçiye “1000 TL verilecektir” önlemi bile çıkmadı.