“Bir maske dağıtmayı bile beceremedik” desek iktidar yine kızacak, yandaşlar köpürecek.

Peki, dağıtabildik mi?

Gerçekler, balçıkla sıvanamıyor. Virüsle yaptığımız amansız mücadelede ne yazık ki, vatandaşların tamamına maske sağlamayı başaramadık.

Paran olsa bile satın alamıyorsun, çünkü parayla maske satışı yasak.

“Devlet içinde devlet olmaz” diye belediyelerin bağış toplaması yasaklandı ama ne varsa yine belediyelerde var.

Birçok belediye kendi çabalarıyla maske sağlayıp imkânı nispetinde dağıtma gayreti içinde...

Devlet “ille de dağıtımı ben yapacağım” inadından vazgeçip, halkla birebir temas halinde olan belediyelere, nüfusa göre maske gönderse ve onlar da dağıtsa olmaz mı?

“Olmaz” diyorlar. Devlet içinde devlet olmazmış!

Peki, belediyeler devlet kurumu değil de ne kurumu?

“Belediyeler devletin sıcak elidir” diyen İmamoğlu çok haklıdır.

★★★

Bodrum Gündoğan’da yaşayan Gültekin Kural adındaki bir okurumdan aldığım mektubu özetle naklediyorum:

“Kamuoyuna yapılan açıklamalar sonrasında eczaneleri arayıp maske dağıtıp dağıtmadıklarını sordum ‘Bize henüz gelmedi’ dediler. Daha sonra 156 no’lu telefonu aradım. Görevli kişi iletişim bilgilerimi alıp Bodrum Kaymakamlığı’na bildirdi.

Kaymakamlıktan arandım. Kendilerinin dağıtacak elemanları olmadığı için Bodrum Belediyesi’ne bilgi vereceklerini ve belediyenin bana maske ulaştıracağını söylediler.

Yılmadan yaptığım uzun görüşmelerden iki saat sonra Bodrum Belediyesi’nden zabıta memurları maskelerimi getirip bana teslim ettiler.

Bu hizmeti için Belediye’mize şükranlarımı sunuyorum. Böylesine kritik bir dönemde halka en yakın çalışan kurumlar olan belediyelerle mülkü amirliklerin birlikte çalışmalarının çok önemli olduğunu vurgulamak isterim.”
(Gültekin Kural-Denizatı Sitesi)

★★★

Demek ki neymiş? Maske dağıtımında belediyelerin önemi büyükmüş... Gün, birlik olma günü... Karşımızda ortak bir düşman var. Bu öldürücü virüsü yenmek için, siyasi kimlikleri bir yana bırakıp birlik olmak gerekiyor. Fakat hâlâ salgından siyasi çıkar sağlamaya çalışanlar var. Bu, çok üzücü!

“Millet bunu unutmaz!”

Maske konusunda gerçekten çok üzücü haberler geliyor.

Henüz halkımızın yarısına bile maske dağıtılamamışken, İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, “Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Barzani yönetimine maske, tıbbi malzeme ve gıda yardımı gönderdiğini” açıkladı.

Yardım iyi bir özelliktir. İmkânı olanın, muhtaçlara yardım yapması insani bir davranıştır. Bu tamam... Tamam da senin yaptığın yardımlar Türkiye’nin kanını içmek isteyen PKK’lı teröristlere gidiyorsa, kendi ayağımıza kurşun sıkmış olmuyor muyuz?
★★★

İYİ Partili Ümit Dikbayır, Türkiye’nin Kuzey Irak’a gönderdiği yardımların, Bölgesel Yönetim Başkanı Barzani tarafından PKK’lı teröristlere verildiğini açıkladı. Haber ajanslarında da yer alan Dikbayır’ın açıklaması özetle şöyle:

“Türkiye’nin yardımı Kuzey Irak bölgesel yönetimine gittikten sonra ne oldu biliyor musunuz? PKK’nın lider kadrosundan bir terörist, ajanslara demeç vererek, Barzani yönetimine, tıbbi malzeme yardımları için teşekkür etti.

Yani, bizim yardımların bir bölümü Kandil’e gitmiş!

Sağlık ordumuzun fertleri maske bulamazken, dolaylı olarak PKK’lılara maske mi gönderiliyor? Bunu hiç hesap etmiyorlar mı? O maskelerin PKK’ya gideceğini hiç düşünmediler mi? Bu nasıl bir anlayıştır? Millet bunu unutmaz!”

60 çocuklu adam!

Koronavirüsten canımızın yandığı şu günlerde biraz da tebessüm etmek gerekir, öyle değil mi?

Arap ülkelerinin birinde Kral, bütün erkeklerin entarilerinin altına külot giyme zorunluluğu getirmiş... Kralın her emri bir kanun... Yasayı çiğneyene kırbaç ve hapis cezası var!

Abdülrezzak bin Abdülmuttalip adındaki bir Arap bu emre uymayınca, düşmanları onu “Bu adam kralın emirlerine uymuyor ve entarisinin altına don giymiyor” diye şikâyet etmişler... Adam yakalanıp yaka paça mahkemeye çıkarılmış. Suçu ağır!

Hâkim kaşlarını çatarak sormuş:

“Adın ne?”

“Abdülrezzak.”
“Babanın adı ne?”
“Abdülmuttalip.”
“Evli misin?” “Evet...”
“Kaç çocuğun var?”

Abdülrezzak kısa bir süre düşünmüş, parmaklarıyla hesaplamış ve başlamış saymaya:

“Birinci karıdan 19...
İkinci karıdan 15...
Üçüncü karıdan 14...
Dördüncü karıdan 12...
Şimdilik toplam 60 çocuğum var efendim, hepsi de ellerinizden öperler...”

Gözleri fal taşı gibi açılan hâkim, ilk şaşkınlığı geçtikten sonra, zabıt kâtibesine dönerek “Yaz kızım” demiş ve kararını açıklamış:

“Abdülmuttalip oğlu Abdülrezzak’ın don giymeye fırsatı olmadığından beraatına karar verilmiştir!”

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanı yıkan düşmanın cesareti değil, dost sandıklarının ihanetidir!