Bakan Bey “Ekonomi iyi yolda” diye ısrar ediyor ama neden Türkiye’de ağlayan ağlayana?

Zor durumda olmayan yok gibi...

Esnaf, çiftçi, emekli ve emeklilikte yaşa takılanların hali yaman...

Hele esnafın durumu tam bir perişanlık...

“Daha fazla dayanamayacağım” diyen bir esnaf Bursa’da, üzerine benzin dökerek kendisini yaktı!

Kepenk kapatanların sayısı ürkütücü boyutlara ulaşmış durumda...

“Karıncaların bin bir zorlukla topladıklarını, rüzgâr bir esmesiyle yok eder” denir.

Esnafın hali de buna benzedi. Bin bir güçlükle sağladıkları birikimi, koronavirüs fırtınası bir anda dağıttı!

Fakat... Bakan Bey’den iyi bilecek değiliz tabii ki! Ekonomimiz gayet iyi gidiyormuş! Helâl olsun!

★★★

İstanbul’un en işlek semtlerinden olan Osmanbey’de tekstilciler bir bir kepenk kapatıyor.

Osmanbey Tekstil Derneği Başkanı Rıdvan Kandağ “Geçen yıla göre kaybımız yüze 40’a ulaştı” diyor.

146 ülkeye tekstil ve hazır giyim ürünleri gönderen işyerleri çaresizlikten bir bir kapanıyor!

★★★

Osmanbey’in komşusu olan Nişantaşı’nda da durum içler acısı...

Nişantaşı esnafı adına beni arayan ünlülerin terzisi Mustafa Küçükaslan:

“Allah seni inandırsın, çay ocağı bile kapandı” dedi ve ekledi:

“Bugün uzun aradan sonra işyerine gittim, komşu esnafın hücumuna uğradım. Hepsi de benim seninle olan arkadaşlığımı bildikleri için, sana iletilmek üzere şikâyetlerini anlattılar.

Devlet belki durumu öğrenip insafa gelir ve yardım eder umudundalar.

Hepsinin ortak şikâyeti, korona salgını nedeniyle işyerlerinin acınacak durumda olması...

Birçok esnaf şöyle diyor:

‘Siftah dahi yapamadan dükkânı açıp kapatıyoruz. Bu da yetmiyormuş gibi bir de araçlarımıza vergi borcu nedeniyle yakalama emri çıkarmışlar.

Elde avuçta ne varsa işçimize ve kiralara yetiştirmeye çalıştık.

Yetkililer ‘Esnafa destek olacağız’ demişlerdi. Hani nerede? Bu nasıl destek? Kimden yanalar, belli değil!

Bizler iyi niyetle bir an önce vergi affının çıkmasını bekliyoruz ve borçlarımızı yapılandırıp ödemek istiyoruz.

Nişantaşı esnafının yaşam mücadelesi verdiğini lütfen yazınız. Belki sesimizi duyarlar! İmdat diyoruz, imdaaat!’

65 yaş üstü “Günah keçisi”


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 65 yaş üstü yurttaşlarımızı “Günah keçisi” yaptı.

Koronavirüs salgınının suçlusu ileri yaştaki insanlarmış gibi bütün yasaklar onlara uygulanıyor. Diğer gruplara her şey serbest!

Çarşıda, pazarda, sokakta, caddede, AVM’de insanlar yan yana, can cana, kucak kucağa... Sosyal mesafeye aldırış eden yok. Maske takanların sayısı az... Fakat suçlu 65 yaş üstü!

Aslında kurallara titizlikle uyanlar yaşlılar ama Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu denilen topluluk kafayı onlara takmış!

Dünyanın hiçbir ülkesinde 65 yaş üstüne bu antidemokratik, saygısız uygulama yok!

Kendi beceriksizliklerini örtmek için yeni yasaklar dönemi başlatıyorlar ama sadece 65 yaş üstü için...

★★★

Bazı kentlerde (Siirt, Şanlıurfa, Malatya, Düzce, Kahramanmaraş) üst yaş grubuna gece sokağa çıkma yasağıyla beraber, düğün, nişan, sünnet, mevlit gibi etkinlikler ve şehirlerarası seyahat da yasaklandı. Bu başlangıç! 65 yaş üstüne yasaklar ülke çapından genişletilebilir!

Tüm uygar ülkelerde yaşlılara bu eziyet yok iken, bizde neden var? O ülkelerin yöneticileri aptal mı?

Bana gelen çok sayıdaki mesajdan anlıyorum ki, 65 yaş üstüne uygulanan yasakların yarattığı tepki, hiddet ve nefret boyutlarına ulaştı.

Yaşlı grup çok kızgın! “Hay sizin (65 yaş üstü kadar) başınıza taş düşsün” diye tepkilerini dile getiriyorlar.

Ne dersiniz? Öfkelenmekte haksızlar mı?

GÜNÜN SÖZÜ


Ne kadar usta olurlarsa olsunlar siyasiler bazen kendilerini vururlar!