Salgın günlerinde Bodrum, önemini ve güzelliğini kaybetme­di. İlgi ve sevgi büyük... Herkes oraya kapak atmak istiyor.

Evet, son haftalarda Bodrum’a akın akın gelenler oldu, kent ka­labalıklaştı ama korkulan olmadı.

Bunun en önemli sebebi, Bodrum’un yerli halkı ile gelen yazlıkçıların bilinçli olmaları ve maske, sosyal mesafe, temizlik gibi kuralları titizlikle ve akıllıca uygulamaları...

Ülkemizde cehaletin hâkim olduğu bölgelerde koronavirüs salgınının çok daha etkili oldu­ğunu görüyoruz.

İKİ BODRUM SEVDALISI

Ben, Bodrum’da neler olup bittiğini genellikle iki gazeteci arkadaşımdan öğrenirim: Can Pulak ve Fatih Bozoğlu... İkisi de Bodrum sevdalısıdır, ikisi de yılın tamamını Bodrum’da geçirir.

Fatih’e “Salgın ne durum­da?” diye sordum.

“Yazlıkçıların akınına kuşkuyla bakılıyordu ama şimdilik endişe edecek bir hal yok... Tabii ki bazı olay­lar var ama bunlar münferit vakalar. Kurumlar iyi çalışı­yor ve durum kontrol altında görünüyor. Nazar değmez inşallah” dedi.

Can Pulak’a gelince... Doğa ve turizm gönüllüsü Pulak, Bod­rum’un fahri muhtarı gibidir. Hemen herkesi tanır, her olaydan haberi olur. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın baş danışman­lığını yaparken, Bodrum dahil tüm Ege ve Akdeniz bölgesinde turizmin gelişmesine büyük katkı­larda bulunmuştur.

Can arkadaşıma “Sen ne diyorsun?” diye sordum. Salgın günlerindeki Bodrum’u şöyle anlattı:

YABACI TURİST HİÇ YOK

Bodrum’da turizm hafiften kımıldıyor. Ama sadece iç turizm, dışarıdan henüz gelen yok.

Kent oldukça kalabalık. Trafik zaman zaman yine kilitleniyor. Sahiller ve plajlar pek tenha sayılmaz ama eski görüntülere de henüz kavuşmuş değil.

Bilinen bazı şöhretli restoranlar iş yapmaya başladı, fakat onların da pek keyifli oldukları söylene­mez.

Paralı yerli turist az. Kimse fazla harcama yapmak istemiyor. Şimdilik otellerin doluluk oran­ları yüzde 30-35 civarında ki bu yetersiz. Yükselmesi bekleniyor.

Bazı büyük oteller açılamadı. Bazıları bir kısmını devreye sok­tular, duruma göre ayarlayacaklar oda sayılarını.

Kimse önünü göre­miyor. Avrupa’dan gelen olursa, büyük sürpriz sayıla­cak. Ama kimse de bekle­miyor ve inanmıyor böyle bir gelişe...

ESNAFIN HALİ PERİŞAN

Bodrum’un o meşhur eğlence­li gece hayatı da açılamadı. Barla­ra, kulüplere ve müzikli yerlere henüz izin çıkmadı. Bu yüzden esnaf perişan durumda.

Kalede konserler başladı. Kon­serlerin eski canlılığı, maske ve mesafe nedeniyle pek yok. Antik tiyatroda bu yıl konser yapılabi­lecek mi, şimdilik belli değil. Bu maske meselesi de, aşırı sıcaklar nedeniyle iyice zorluyor halkı. Nefes almakta güçlük çekiyor insanlar. Ama öyle anlaşılıyor ki maskeyle yaşamaya ve mesafeye dikkat etmeye alışacağız.

Alışveriş merkezleri açık. Oasis - Bodrum Avenue ve Midtown’daki dükkânların çoğu da faaliyette. Ama ne eski kalaba­lıklar ve ne de eski müşteriler görülmüyor ortalıkta. Dostlar alışverişte görsün kabilinden bir manzara mevcut. Bu da bırakın kiraları, elektrik ve su paralarıyla aidatların bile zor çıkarılacağını gösteriyor. Acı ama gerçek.

Aslında en acıklı durumda olan­lar, Bodrum’un küçük esnafları. Bazı günleri siftahsız kapatıyorlar. Hele kiracı durumunda olanlar, hasret kaldıkları geliri de bulama­dıkları için, borçlarını nasıl ödeye­ceklerini kara kara düşünüyorlar. Vicdanlı insanın yüreği sızlıyor, çaresizlik içinde bekleşen insanları gördükçe... Bomboş dükkânların hali, genel üzüntüye sebep oluyor.

MARKETLER TIKLIM TIKLIM

Marketler iyi iş yapıyor. Günün her saatinde tıklım tıklım dolular. Metro – Migros –Carrefour­SA - Şok- BİM- A 101 hasılat rekorları kırıyor olmalılar. Öylesi­ne kalabalık hepsi. Bir de fırınlar hayatlarından memnunlar. Bizim insanımız ekmeksiz yapamaz çünkü. Bodrum’un fırınları da diğer kentlerdeki fırınlara pek benzemez. Çeşit çeşit lezzetli ekmek üretiyorlar.

Teknelerimize gelince, çok fiyat düşmelerine rağmen henüz bir hareket görülmüyor. O güzelim teknelerimizin limanda bağlı bek­lemelerini hüzünle seyrediyoruz. Gökova ve Hisarönü’nün koy­ları hâlâ hasret guletlere. Oysa salgın nedeniyle bu yıl otellerden çok teknelerin iş yapması bekle­niyordu. Gerçi hâlâ bu bekleyiş sürüyor ama eski trafikten eser yok denizlerimizde. Özel yatlar bile eskisi kadar çok değil. Koro­na her şeyi etkiledi özetle.

HASTANELERİMİZ ÇOK İYİ

Hastanelerimiz, sağlık per­sonelimiz ve sağlık ocaklarımız iyi ve verimli çalışıyorlar. Devlet hastanesi çok büyük bir yükü sırtlamasına rağmen, üstün bir performansla görev yapıyor. Bodrum’un sağlık imkân ve hizmetleri iyi değilmiş dedikodula­rına aldırmayın sakın.

Amerikan ve Acıbadem gibi özel hastaneler de çok düzgün hizmet veriyorlar. Doktorların ve yardımcı sağlık personelinin hep­si çok iyi. Korona konusunda da diğer hastalıklarda da müthiş bir sınav verdiler. Kent sakinlerinin ve tatilcilerin teşekkürlerini hak ettiler doğrusu.

PAHALI DA VAR, UCUZ DA...

Israrla Bodrum’un çok pahalı olduğu söyleniyor ve bu imaj ka­sıtla kafalara çakılmak isteniyor. Oysa doğru bir değerlendirme değildir. Bodrum’da her keseye uygun pek çok yer vardır. Parası olan pahalı yere gidebilir. Ama olmayan oralara gitmeye kalkın­ca, hesaba itiraz ediyor hemen.

Bodrum’da 10 liraya da döner yiyebiliyorsunuz 100 liraya da... Kesenize güveniyorsanız eğer, 500 liraya da şöyle bol mezeli bir masa donatarak yersiniz balığı... Fakat 20 liraya da balık yemek mümkün.

Herkes ayağını yorganına göre uzatmalı!

Bana göre Bodrum’da eksik olan, restoranların birçoğunun girişlerine fiyatları koymamaları. Bu mecburiyeti de Belediye’nin koyması ve iyi denetlemesi lâzım.

POLİS VE JANDARMA ÇOK BAŞARILI

Söz Belediye’den açılmışken, yalnız Belediye değil, tüm kamu kurumları, büyük bir sorumluluk ve görev anlayışıyla çalışıyorlar. Ellerindeki imkânlarla daha iyi hizmet vermeye gayret ediyorlar.

Şehir hayli temiz, bal döküp ya­lanacak gibi değil ama eskisinden daha iyi temizleniyor ortalık. O çöp dağlarına, çöplükteki yangın­lara rastlamış değiliz. Kaymakam­lık, kurumlar arasındaki akordu çok iyi götürüyor. Polisimiz, Jandarmamız, Sahil Güven­liğimiz her yıl olduğu gibi, bu yılda çok başarılı.

Her şeyin eksiksiz ve mükem­mel olduğu söylenemez. Ama şunu bilmeliyiz ki eldeki imkân­larla bundan iyisini yapmak kolay değil. Son söz olarak, marinaya giden yolun son rötuşlarını yap­mak ve Turgutreis civarındaki kamu projelerinin inşaat dökün­tülerini ortadan kaldırmak gere­kiyor. Özetle şehrin makyajına biraz daha özen göstermeliyiz.

Dileğim odur ki, inşallah yakın­da Bodrum’un tüm müessesele­ri, otelleri, lokantaları, bar ve eğlence yerleri ile denizcilik sektörü iyi işler yapar ve bereketli kazançlar sağla­yarak, zararlarını asgariye düşürürler.”

GÜNÜN SÖZÜ


Akıl yalnız doğruluktadır. Aklın yolundan hiçbir zaman şaşmamak gerek.